Dersimiz, Dersim!
Dersim, dersim!
Türkiye’de öteki olmak dendiğinde ve konu azınlıklarla birlikte Alevi vatandaşlara geldiğinde orada öylece durup kaldığım çok olmuştur!
Zira ilk Alevi sözcüğünü, Çankırı’nın küçük ilçesi Kurşunlu’dan, Ankara’nın gece kondu semdi Altındağı’na taşındığımızda ilkokul 4’üncü sınıfta sokak arkadaşlarımdan duymuştum!
Hiç unutmuyorum, hatta ilk Alevi sözcüğünü duyduğumda babama gidip, “Alevi ne demek?” diye sorduğumda, babamın yüzü asılmış hiç cevap vermemişti de şaşkınlığım bir kat daha artmıştı!
Oysa yıllar sonra yine babamla yaptığım bir sohbeti hatırlıyorum:
“Baba” demiştim…
Adım Hasan…
Dedemin adı Hasan.
Amcam Hüseyin.
Eee Cevat da var ailede…
Ali’yi hiç unutmamış Nevzat amca…
Ee yakın akrabalardan Haydar da var!
Geriye bir şey kalmadı baba, bir baksak bizim soyumuzda da mı var bir Alevilik” demiştim de babamı yüzü bu kez sadece “cık cık” sesiyle birlikte şaşkınlık gülümsemesiyle geçiştirilmiş bir hal almıştı.
Dahası köyümün orta yerinde yatan Ramazan Dede’nin türbesindeki “ ilk namaz” törenleri veya Arife günleri ya da kandil günleri “harman yerinde” yapılan törenlerin bir kısmı sonradan tanıdığım dindar Alevilerle ne çok benzerlik gösteriyordu.
Konuya geliyorum az sabır!
Eşimin çocukluğu Ankara Mamak’ta gece kondu semtlerinin “şah”ı Hıdırlık Tepe’de geçmiş.
Ondan çok duymuştum!
Çocukları “anarşist” ancak kendileri can dostu olmuş nice komşuları olmuş!
Kezban teyze onlardan biriymiş örneğin… Benim de gidip elini öpmüşlüğüm vardır.
Az sabır bir iki geçmiş örnek daha vereyim de sonra konuya geleyim!
1979’un son baharında küçük bir çocukken gecekondumuzun önünde misket oynarken, sokağın başındaki evi kurşun yağmuruna tutmuşlardı da ben korkumdan kendimi yerlere atmıştım.
Öğrendim ki o kurşunlanan evdeki “ağabeyler” de Aleviymiş!
Kişisel serüvenimde Alevilikle tanışmam böyle oldu!
Lakin aklım erip de okumalar yaptığımda gördüm ki dindar Aleviler’in Ehlibeyt ve Hz.Ali sevgileri ile benim bir Sünni olarak duyarlılığım aynıymış!
Hatta şimdilerde sorun yaşıyor olsak da daha geçen yıl neredeyse pasaportsuz seyahat edebildiğimiz Suriye’nin başkenti Şam’daki o muhteşem Emeviye Camii’nde yaşadığım bir olayı da nakledeyim ki tam olsun.
Emeviye camiinin bir bölümünde Hz.Hüseyin’in başının defnedildiği bir kabir var.
Ve kabrin sol tarafından bir sahanlık.
Rivayete göre Kerbela faciasından sonra Hz. Hüseyin’in o mübarek başı bir süre orada tutulmuş…
Ziyaretçiler de başlarını oraya uzatıp, “Biz de senin uğruna başımızı feda ederiz ey Hüseyin” demek için dualar eşliğinde bir süre başlarını orada tutuyorlar.
Kızlarım Ayşe ve Elif ile birlikte eşim de başını oraya uzatmış ve “Ey Hüseyin senin yolunda biz de başımızı feda ederiz” demişlerdi.
Diyeceğim o ki dindar Aleviler ile inanç konusunda bir sıkıntı çekmedim onca yıldır.
Dindar olmayanlarla zaten işim olmaz velev ki Sünni de olsa; herkesin düşüncesi kendine!
Konuya geliyorum:
Dersim, Dersim!
Okumalarımda Cumhuriyet’i kuran iradenin, “korku” psikolojisiyle farklılıklara hiç tahammül edemediğini hep gördüm.
Öyle ki, Cumhuriyet’in kurulmasından çok daha önceleri, “yok olma”, “toprak kaybetme” korkusu içine sinmiş kadroların akıl almaz uygulamalarına şahit olmuş bu topraklar!
Sonuçta cumhuriyeti kuran irade, Anadolu’nun çeşitliliğinin değil, yekpareliğinin “ülke bütünlüğüne” hizmet edeceği “vehmine” kapılmış!
Ve işte o malum Dersim olayları gibi, nice olaylar da aynı dönemlerde büyük bir acı olarak bu topraklarda yaşanmış.
Şapka Devrimi’nden önce yazdığı risale, kanuna muhalefet sayılıp idam edilen İskilipli Atıf Hocalar’ı mı ararsınız!
Meclis koridorlarından silahla vurulup öldürülen sosyalist milletvekilleri mi ararsınız!
Tekke ve Zaviyeler Kanunu’na muhalefet ettiği söylenen müderrisler, evliyalar, ulemaların başına gelenleri mi söylersiniz!
Barla’ya sürgün edilmiş Bediüzzamanları mı ararsınız!
Ya da vergi vermekte çekingen davranan, başkalarının topraklarına tecavüzde bulunduğu söylenen; “Kendilerini Kürt diye” nitelendiren (bu ifade bana ait değildir hem Celal Bayar’ın hem de İsmet İnönü’nün o dönemdeki raporlarında benzer ifadeler vardır) dağlıların hizaya getirilmesi gerektiği kanaatine varmış devlet erkanı mı ararsınız!
İşte böyle bir süreçte, Dersim’de o malum, vahim hadiseler yaşanmış!
Şimdi devlet farklılıklarımızın ayrılık değil zenginliğimiz olduğunu söylüyor birliğimizin temsilcisi Cumhurbaşkanı’nın diliyle…
Şimdi, geçmiş acılarla hesaplaşarak, yaralarımızın sarılacağından söz ediyor, yürütmenin tepesindeki Başbakan’ı ile..!
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir birey birinci sınıf vatandaşımızdır diyor aynı irade!
O halde, Dersim meselesinde ok yaydan çıkmıştır!
Bu konuda mesafe alalım ki “en acı” ile bile yüzleşebilme iradesini gösterebilmiş olalım!
Dersimiz, Dersim!
Herkesin kişisel serüveninde iyi ve kötü anıları var!
Kötüleri unutmayabiliriz ama iyi olanların altını çizmek hepimizin faydasına!
(Okuyucuya Not: Alevilerin CHP zihniyetiyle nasıl uyuştuğu ya da statüko ile niye bu kadar iyi geçindiği faslı bambaşka bir tartışma konusu… Nasip onu da tartışırız belki! Ama şimdi mesele başka!)
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
-
feyzullah 13 yıl önce Şikayet Etmüslümanım diyen herkes müslümandır. bizim kimseyi İSLAM DAİRESİ dışına atmak gibi bir selahiyetimiz var mı kiii?... soru çok saçma.... ALLAH (c.c.)ı tanıyan, RESULÜNe (A.S.M.) iman eden herkes müslümandır.. çünkü islam; zahire hükmeder, kimsenin kalbini bilemeyiz....Beğen
-
ali ateş 13 yıl önce Şikayet Etmetin yaman efendi. islamda doğru olmak doğruyu söylemek önemlidir herhalde.dersim hadisesiyle ilgili doğru yazabilmek için meseleyi incelemek araştırmak ve bilmek gerekir.burada yazılanların akıntısına kapılarak yorum yazmak ve sonrada müslümanlıktan dem vurmak komik adam olmak eşdeğerdir.bu haber sitesine konu olan yazıların yazarların çoğunluğu bildiklerinden değil siyasetin peşinden koşma koşturma yandaş olduklarının haklılıklarını ispatlama telaşındandır.Yüce Allah ın verdiği aklı kullanırsan ailesinin katledildiğini söylediğin adama dönüp çık özür dile demenin edeple ahlaklı dürüstlükle hiç ilgisinin olmadığının aşikar olduğu sonucuna varman mümkündür.madem bu devletin yöneticisi olarak dün devletin yaptığını iddia ettiğin katliamı bugün devlet yönetme sorumluluğu olmayan üstelikte katliam dediğin hadisenin mağduruna yüklemeye çalışacaksın kamuoyu oluşturarak o zaman bu devleti yönetmeye ne diye talip oluyorsun.bu babasını kabul etmeyen adamın babasının mirasını yemekten utanmadığına benzemezmi?Beğen
-
keremcan karaca 13 yıl önce Şikayet EtSEÇİMLERDEN SONRA AK PARTİ SEÇMENİNE stockholm sendromu yaftasına yapıştırmaya. kalkmışlardı.Halbuki asıl stockholm sendromunu aleviler chp ye hizmet ederek yaşıyorlar.Düşünebiliyor musunuz? ChP bunları ezmiş bunlar chp saflarında.Beğen
-
metin yaman 13 yıl önce Şikayet EtEl- turco. Aleviler neden hep statükonun yanında neden hep terör örgütlerinde baş rolde...neden neden??? açıklayayım. Aleviler dini duyguları zayıf insanlardı Cumhuriyet döneminde özellikle İnönü döneminde dinsiz ve imansız yapmak için canla başla çalıştılar. Bu gün Tunceli ve Alevi kesimi eğitim sevesi bakımından Türkiye'de en üst sıradalar çünkü Kemalistler öyle istiyor, dinleri zayıf olan Alevileri dinsiz imansız yapmak daha kolay zaten onların içlerinde sünni Müslümanlara karşı bir kin var sanki Hz.Hüseyni Yavuz, Hz.Ali'yi de Fatih Sultan Mehmet öldürmüş...Böyle saplantıları var...TÜRKİYEDEKİ ALEVİLER, Kars ve civarı hariç diğerleri katıksız Kemalist hatta bazıları Hz. Ali ölünce ruhu Atatürk'e geçtiğine inanır. Anlaşılan Kemalistler onların beyinlerini epey yıkamış. Dinsiz olsun imansız olsun onlar yeter ki Alevi olsun için fark etmez hepsi onların kardeşidir. Başında 16 metre uzunlukta sarığı olan Nasrallah, Baasçı sosyalist zalim Beşşara destek olabiliyor...Beğen
-
el_turco 13 yıl önce Şikayet Etbiraz daha çalışın dersinize!. bilen biri varsa lütfen açıklasın? aleviler müslüman mı değiller mi? "dindar alevi" teriminden müslüman ama adı alevi mi anlamamız gerekiyor? ya Allah aşkına geçin bunları, "dersiniz Dersim" ise bugün kendisini alevi olarak niteleyen kimselerin büyük bir çoğunluğu belkide tamamı neden hep chp içerisindeler? neden hep statükodan ve darbelerden yanalar? neden hep illelal örgütlere üyeler? neden hep bu ülkenin birliğini-bütünlüğü bozmak isteyen örgütler içerisnde yer alırlar? neden-neden-neden? kandırıldılar mı, sistem mi onları bu hale getirdi....? kim bunlar, "dindar olmayan alevi"ler mi? demekki; dersinize iyi çalışmamışsınız!..Beğen Toplam 2 beğeni