Dikkatinizden kaçmamıştır ancak ben yine de hatırlatmak istiyorum.

Son iki haftada BDP iki miting yaptı…

Biri 20 Kasım’da İstanbul Kazlıçeşme’de, diğeri 3 Aralık’ta Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda.

“Buradayım, iradene sahip çık!” sloganıyla bir araya geldi BDP’liler ve KCK operasyonlarına yönelik tepkilerini dile getirmek istediler.

Buraya kadar her şey normal görünüyor öyle değil mi?

Aslına bakarsanız hiç de normal değil bu iki mitingde olup bitenler!

Zira kendilerini Kürtlerin tek temsilcisi gören (-ki bunu onlar söylüyor aslı astarı olmadığı görüldü- (HÖ) BDP-KCK-PKK-DTK ve bilimum aynı merkezin izdüşümleri bu mitinglerde bir acı gerçekle yüzleştiler!

Neydi bu acı gerçek?

Sabredin az sonra!

NEVRUZ’DA 400 BİN İNSAN!

Yıllardır takip etmeye çalışırım Nevruz Bayramı’nda Diyarbakır Nevruz Alanı’nda olup bitenleri..!

Delişmen gençlerin taşkınlıklarını…

Kesif kokular eşliğinde kapkara dumanların göğe yükselmesini bir tarafı bırakırsak…

 400 bin insanın halaylar, zılgıtlar eşlinde Nevruz Alanı’nı doldurmasından bahsediyorum!

Geçelim..!

“Ne alakası var?” diyen okuyucuya biraz daha sabır diliyorum.

KCK OPERASYONLARI VE APO’NUN ÇATAL DİLİ!

KCK’yı önce bize “düz ovada” siyaset yapmak isteyen Kürt muhalefeti diye yutturdular…

Sonra PKK terör örgütünün şehir yapılanması filan diye daha basite indirgenmiş bir yapıdan bahsettiler..!

Oysa gördük ki bu KCK koskoca bir çıyanmış da PKK bile bu çıyanın ancak ayaklarından sadece bir tanesiymiş!

Zira KCK’nın Yürütme Başkanı Kandil’deki Karayılan… Önderi(!) Apo’ymuş..!

KCK paralel bir devlet yapılanmasıymış, meğer!

Bu bilgileri hem gözaltına alınanlardan elde edilen deliller; hem Başbakan Erdoğan’ın dilinden öğrendik!

Hatta Erdoğan, KCK meselesinde kafası karışık arkadaşlarına bile seslenerek, “bilgi sahibi olun, araştırın, sonra konuşun!” uyarısında bile bulunmuştu!

Bu operasyonlar sırasında bir gerçeği daha öğrendik!

İmralı sakini terör örgütü elebaşı Apo’nun, kendisine mutlak itaat ettiğini sandığımız insanlar için ağza alınmayacak hakaretler yağdırdığı gerçeğini!

“Kadrolarım” dediği insanları nasıl “hakir” gördüğünü…

“Halkım” dediği Kürtleri nasıl “aşağıladığını” bizzat Apo’nun avukatlarına verdiği kendi el yazısıyla görmüş olduk!

İşin ilginç yanı, bana kalırsa bu gerçeği sadece biz görmedik Kürtler de gördü..!

Zira bir merkezin izdüşümleri olarak ortalıkta fink atan BDP-KCK-DDK-PKK da acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı!

 Daha Mart ayında 400 bin insanı Nevruz Alanı’na toplayan irade, bugün 40 bin kişiyle İstasyon Meydanı’nda miting yapmak zorunda kaldı!

Siz bakmayın miting alanındakilere “İdris Naim Şahin kalabalığı görsün de konuşsun!” diyen BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “afili” laflarına!

Siz seçim döneminde tüm tehditlere rağmen Başbakan Erdoğan’ı İstasyon Meydanı’nda yalnız bırakmayan 50 bin insanı görmezden gelen merkez medyanın dünkü BDP Diyarbakır mitingine gösterdiği ilgiye de aldanmayın!

Zira 20 Kasım’da Kazlıçeşme’de KCK operasyonlarını protesto etmek için miting yapıp da 10 bin kişiyi toplayamayan BDP, Diyarbakır’da da hüsrana uğradı!

Neden?

Çünkü KCK operasyonları, sırçaları, sıvaları, cilaları döktü ve gerçek ortaya çıktı!

“Binlerce genç, niye öldü?” sorusunun yanıtı o sırçalar dökülmeden önce çok daha “afilli” bir söylemle dillendirebiliyordu!

Bugün ise yalın bir gerçek var:

“Diyarbakır’da 100 bin Kürt ölebilir. Bunun bir önemi yok!” diyebilen bir “Önderlik” etrafında esas duruşta duranlar, İstasyon Meydanı’na 40 bin kişiyi zor topladı!

Şen olasın Diyarbakır!

Kürt mahallesini bu vesileyle bir kez daha selamlıyor!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com