Görevlerini icra etsinler…

 Konuşması gerekenler konuşsun onlar sussun!

İdris Naim Şahin de onlardan biri sanırım…

Zira Ak Parti Genel Sekreterliği döneminde ismini bilirdik de konuştuğuna çok şahit olmamıştık…

Ve o suskun adam perdenin gerisinde Türkiye’nin değişimine büyük katkı vermişti…

Ancak son kabinede İçişleri Bakanı olarak karşımıza öyle bir fenomen çıktı ki insanın nutku tutuluyor…

Gaf demek de yetmiyor olup bitenlere, çiylik demek de...

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır demek de…

“Söz ola kestire başı, söz ola kese savaşı” sözünde olduğu gibi...

 “Bülbülün dili başı belası!”

xxx

Bir önceki yazım, “Demek ki neymiş, Uludere öyle çok kolay çözülebilecek bir mesele değilmiş” diye özetlenecek bir yazıydı.

O yazıda “Zokayı yuttuk yutmasına da biz karaya vurmadan misina kopsa” demiştim…

Meğer misina öyle çabucak kopacak cinsten değilmiş.

Memleketin tamamı değilse bile siyasetin bir bölümü karaya vurmadan bu misina kopmayacakmış anladım..!

Zira İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin öyle laflar etti ki Uludere konusunda, zerre vicdan sahibi olanlar çığlık çığlığa feryat etmek durumundadır.

Ya da devlet aklı böyle çalışıyorsa “vaveyla” zamanıdır!

“Özür dilemeye gerek yoktur” dan tutun da…

 “Kaçakçılar bu olayda figürandır” sözüne kadar Bakan Şahin’in sözleri lime lime, tel tel dökülen cinsten..!

Âli cenaplıktan uzak…

Nezaketten uzak…

Soğuk kanlılıktan uzak…

Devlet ciddiyetinden uzak…

Dahası “insaf”tan uzak…

İşin ilginci, İdris Naim Şahin hükümette görev aldığından bu yana yaptığı gaflar, rijit açıklamalarla kamuoyu nezdinde kredisini çoktan doldurmuş bir siyasetçi!

2011’in Kasım ayında Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde en ciddi eleştiriyi Bakan Şahin’e Ali Bayramoğlu getirmişti,  “Bir marangoz hatası mı?” başlıklı yazısıyla!

Orada Bakan Şahin’in tutum ve davranışlarını sıraladıktan sonra sorumluluğun bir kısmını da Başbakan Erdoğan’a yüklemişti Ali Bayramoğlu!

Henüz ne Uludere’deki vahim olay, ne de Erzurum’daki “Beni seviyorsan takla at ya da oyna” sözü vukuu bulmuştu!

KCK meselesi ve özellikle Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakoğlu’nun gözaltı meselesi gündemdeyken Bakan Şahin’in enteresan sözleri üzerine bir eleştiriydi Ali Bayramoğlu’nun ki…

O tartışmaya, Hasan Cemal de katılmış ve Bakan Şahin’in gaflarını sıraladığı bir yazı yazmıştı:  

“Büşra Ersanlı tutuklanınca: 
‘Otuz bin profesör var, bini tutuklansa haydi neyse, ama bir kişi için koparılan kıyamet de ne?’
Van’da deprem çadırlarını gezerken:
‘Saray gibi çadırlar, keşke biz de buraya mı gelsek?..’
Kürt sorunu:
‘Kürt sorunu, Kürt sorunu deniyor. Ben o tarafları iyi bilirim, gezdim dolaştım ben göremedim ne olduğunu...”  (28 Aralık 2011 Milliyet)

Yine aynı tarihlerde Fehmi Koru Star’da tartışmaya katılmıştı, “madeni işlemek” bağlamında!

Şimdi gelinen nokta o ki İdris Naim Şahin’in İçişleri Bakanlığı Ak Parti içinde tartışmalı hale gelmiştir.

Başbakan Erdoğan, “tuğla söktürmem” mantığıyla hareket edip, Bakan Şahin’i bir süre daha koltuğunda oturta bilir.

Ancak bu saatten sonra Şahin’in “operasyonel ” yönü hep sorgulanacaktır!

Zira itibar erezyonu, “Uludureli kaçakçılar figürandı” sözleriyle tavan yapmıştır!

Oysa, onca yıllık siyasetçi ve Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı olarak İdris Naim Şahin’den çok daha duyarlı, çok daha müşfik, çok daha kapsayıcı bir tavır beklemek hakkımızdı.

Terörle mücadelede polisimizin ve Jandarmamızın TSK ile birlikte son  dönemdeki başarısını bile gölgede bıraktı Bakan Şahin’in vahim açıklamaları..!

Taraf gazetesinin dünkü “nezaketsiz” üslubunu kabul etmek mümkün değil…

Lakin Bakan Şahin’in “söylediğini kulakların duyuyor mu” öz deyişini kulağına küpe yapmasının zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum..!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@kanal7.com