Üslup, irtifa meselesini sorgulayacak değilim, benim derdim bir başka “kutup ayısı hikayesi”dir!

xxx

Size bu memleketin gerçek “kutup ayıları”nın serüveni olacak bir hikaye anlatmak istiyorum.

“ÜŞÜYORUM”

Zamanın bir yerinde, kutuplardan birinde, bir kutup ayısı yavrusu varmış…

Bu kutup ayısı yavrusu bir gün annesinin eteğini çekiştirerek sormuş;

“Anne, senin annen kutup ayısı mıydı?”

Anne kutup ayısı cevap vermiş;

“Evet evladım..!”

Küçük kutup ayısı cevapla yetinmemiş tekrar sormuş;

“Peki ya babam da kutup ayısı mıydı?”

Anneni cevabı kesinmiş…

“Evet evladım baban da kutup ayısı..”

Küçük kutup ayısı bu cevapla da tatmin olmamış ve yeni bir soru sormuş anne kutup ayısına;

“Peki ya babamın babası da kutup ayısı mıydı?”

Anne ısrarla cevap vermiş;

“Evladım, babanın babası da, onun babası da kutup ayısıydı..!”

Bu cevap üzerine küçük kutup ayısı o anlamlı sözü söylemiş;

“İyi de anne o zaman ben neden üşüyorum..?”

xxx

MEMLEKETİN ÜŞÜYENLERİ

“Kutup ayısı”, “bahtsız bedevi”, “çöl” filan tartışmasında “İyi de ben neden üşüyorum?” sorusunu soranlar için bir cevap yoktur…

Lakin, bu memlekete, yabancılaştırılmış, ötekileştirilmiş sayısız insan vardır.

Bu memlekette ötekileştirilenlerin hala “üşüyor” olmasının sorumlusu olanlar gereğini yapmak yerine, söz düellosuyla yetiniyor izlenimi vermeleri ne derecede doğrudur, bilemiyorum.

Hatırlayın, “üşüyenlerin” tamamına yönelik iktidarın uzunca bir dönemdir yürüttüğü “Milli Birlik ve Kardeşlik” projesinin önüne çıkarılan engellerin müsebbibi kim?

Ya da ne oldu da “kardeşlik projesi” durdu veya ağırlaştı?

Kutup ayısı ya da bahtsız bedevi tartışmalarına bir de “üşüyen kutup ayısı yavrusu” bağlamında bakmakta yarar yok mu?

Kalın sağlıcakla...

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr