Kıyameti Saraybosna'da karşıladım
Saraybosna'ya çarşamba günü geldim. Geliş nedenim Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nin (İUS) davetiyti.
Dr. Lejla Panjeta'nın Görsel Sanatlar Fakültesi'nde "Gazetecilik: Gerçeğin peşinde" konulu dersi birlikte anlatma teklifine icabet etmek için buraya gelmiştim. Dersimi anlatıp geri dönecektim ki İstanbul'dakı kış-kıyamet nedeniyle Saraybosna'da mahsur kaldım..!
"SARAYBOSNA SEVGİLİM"
Bosna savaşı ve sonrasında Türkiye'nin ve Türklerin buralara ilgisi arttı. Zira Osmanlı'nın "anayurdu" Balkanlar ve Bosna, savaş sonrası sayıları bir avuc yiğit insan sayesinde gündemimizdeki yerini aldı.
İşte bu yiğit insanlardan bazıları Aliya'nın Başbakan Erdoğan'dan istediği son ricasını gerçekleştirmek için Sayabosna'da Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'ni kurdu. 1400 civarındaki öğrencisiyle, 200 civarındaki akademik kadrosuyla, dünyanın bir çok ülkesinden gençleri biraraya getiren ve eğitim imkanı sunan üniversite, Hepimizin gurur duyması gereken bir eğitim kurumu olarak burada faaliyet gösteriyor.
"Saraybosna Sevgilim" diyen insanlarımız olmasa bu kurumun yaşama şansı yoktu biliyorum...
BALKAN HARBİ'NİN 100'NCÜ YILINDA
Bosna-Hersek'in son savaştan sonra kurucu, adil bir anayasası olamadı. Yugoslavya sonrası içinden çıkılması çok güç olan kaotik bir devlet yönetimi var burada. Üst yapıdaki bu karmaşıklık ve özellikle Sırpların ayrılıkçı tutumları işleri daha da güçleştiriliyor.
Üst yapıdaki kaotik yapı, pratik hayatta bireylere olmadık sorunlar şeklinde yansıyor.
Güçlü bir kamu otoritesi eksikliği, hayatın her alanında hissediliyor. Çarşida yaptığınız bir alışverişteki "fiş" yolsuzluğundan tutun da mafyoz yapıların iş takipçiliğine kadar;
Adi suçlardaki büyük artıştan (otomobil hırsızlığı gibi), işsizlik ve fakirliğin kar topu gibi büyümesine kadar..!
Balkan Harbi'nin 100'ncü yılında Bosna-Hersek büyük bir kamu oteritesi boşluğu yaşıyor ve bu sorun ülkenin yakın geleceğinde çözülecek gibi görünmüyor.
İşsizlik, hayat pahalılığı, Avrupa ekonomik krizi ve hedefsizlik Bosna-Hersek'i son 2 yılda tam bir çökme aşamasına getirmiş.
Eski bir Osmanlı bakiyesi olan buralardaki durum hiç de iç açıcı değil...
Hele bir de ortada nereden geldiği tam bilinmeyen (!) kara para olmasa vahki vah!
Oysa Başçarşı'sıyla, Sebil'iyle, Moriçhanı, Gazi Hüsrev camii'yle Saraybosna; Mostar'ı, Travnik'i, Poçitel'i, Bılagay Tekkesi'yle, Sarısaltuk'uyla...
O muhteşem turkuaz rengi Dirinası'yla ve elbet yakın geçmişteki o muhteşem direnişiyle Bosna bizim gönülümüz sevdiğidir.
21 Aralık'ta mahsur kaldığım Sayabosna'daki otel odasından şimdilik bu kadar.
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke