PKK'lı kadınların infaz edilmesiyle birlikte “İmralı süreci” ağır bir yara alacak zannına kapılanlar, bir haftada olup bitenlerden oldukça rahatsız olmalı ne dersiniz?

Zira, 3 PKK'lı kadının İstanbul üzerinden Diyarbakır'a oradan da memleketlerine götürülüp toprağa verilen cenazeleri üzerinden bu memleketin bütün “sinir uçları” harekete geçirilmek istendi.

Ama şükür ki olmadı..!

Bu kez başka bir manevra yapılıyor.

Kanaatim o ki manevrayı yapanlardan biri Fransa devletidir..!

Zira 2 kişinin gözaltına alındığını biliyorduk. Ve düne kadar bu iki zanlının ismini dahi bilmiyorduk. Dün Hürriyet gazetesinin manşete taşıdığı bilgi (Paltoda barut izi) dışında başkaca bir bilgi de yoktu cinayetlere dair.

Kim yaptı? Nasıl yaptı? Zanlılar kimler? Bu konuda Fransız polisi ve mahkemesi gizliliğe ziyadesiyle uydu.

Sonunda zanlılardan biri serbest bırakılırken diğer zanlı tutuklandı.

Tutuklanan için verilen ilk bilgiler, ilginç!

Ömer Güney isimli zanlının 2 yıldır PKK terör örgütü üyesi olduğunu…

Sakine Cansız'ı son görenin tutuklu zanlının olduğunu…

Sivas doğumlu Güney'in, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan için yapılan bir eylemde Eyfel'i işgal ettiğini filan dün akşam saatlerinde öğrendik.

Buraya kadar çok anlaşılır bir durum sanırım.

Lakin benim anlayamadığım, hem bizim egemen medyamızda, hem Fransızların dilinde bir “bakla” var.

Bu bakla aynı zamanda bir bityeniği barındırıyor.

Bakla şu: 3 kadının öldürülmesi PKK iç hesaplaşması!

Bityeniği ise, bana kalırsa muhatapların dışındaki kamuoyunun buna inandırılmak istenmesi!

Bu olup biteni okumaya çalışırken ilk aklıma gelen Hrand Dink suikastı sonrası, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'teki köşesinden cinayeti “milliyetçi duygularına yenik düşen bir gencin işlediği” tezini dillendirmiş olması geliyor.

Şimdi de Ertuğrul Özkök'ün yaptığının benzerini yapıyorlar.

Bize dün “Hrand Dink'i öldürenin arkasında bir güçlü yapı aranmamalı” tezini dayatanlar, bugün 3 kadın PKK'lıyı öldürenin arkasında komplike bir gücün olmadığı inancını yayıyor.

İki açıklamayı hatırlatmakla yetiniyorum.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasi danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan,  yeni süreci baltalamak isteyenlerin sadece “düşmanlar” olmayacağını, “dostların” da süreci baltalamak isteyeceğini söylemişti.

İkinci açıklama İmralı'dan Öcalan'dan gelmişti. 3 PKK'lı kadının infazının arkasında “Avrupa gladyosu”nun olduğunu ima etmişti..!

Bu durumda, dün 2 yıl önce PKK'ya katıldığı söylenen. Ve psikolojisinin sorunlu (kıskanç, reddedilmeyi sevmeyen filan) bir kişinin 3 kadın PKK'lıyı öldürdüğü söyleniyor.

Zirve Kitapevi'ndeki cinayetlerden sonra dillendirilen iddialara ne çok benziyor, öyle değil mi?

Ya da Danıştay Saldırısı'ndan sonraki…

Ne dersiniz; inanalım mı?

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr

twitter: @hasanozturke