'Bütün hayvanlar eşittir, fakat bazı hayvanlar daha eşittir'
“Kürt milliyetini, Türk ulusu ile eşit görmek” fikrinin ne kadar da yanlış olduğunu Meclis kürsüsünden haykırırken gördük kendilerini.
O konuşmada, “savunma ve saldırı” kavramları da vardı!
O günden sonra CHP'de kazanlar kaynadı. Duyarlı tüm kesimler seslerini yükseltti.
Vekilimiz hızını alamadı ve bu kez kameraların önün geçip,
“Ulus ile milliyet arasındaki farkı” bize anlatıp, şöyle bir cümle kurdu “aslında tüm insanlar eşittir ama…!” O cümleyi kurdu ya birden kafam dank etti!
İngiliz yazar George Orvell'in “Hayvan Çiftliği” isimli romanındaki o müthiş cümle:
Bütün hayvanlar eşittir. Fakat bazı hayvanlar daha eşittir!”
Bugünlerde olup bitenleri anlamak adına. Türkiye Cumhuriyeti'nin CHP zihniyetiyle hangi mirası reddettiğinin anlaşılması adına.
İktidar nimetleriyle kendilerini nasıl efendi, halkı nasıl maraba yaptıklarının güzel bir örneğini anlatması adına…
George Orvell'in Hayvan Çiftliği romanının bir özetini sunuyorum.
Yanlış anlaşılmasın, hepsi bir romanın konusu!
Çiftlikteki büyük domuz, diğer hayvanları gizlice toplayıp, bir takım vaatlerle, onları mevcut yönetime karşı birlikte hareket etmeye çağırıyor. Büyük domuzun yanında, bir de ikna yeteneği yüksek, genç bir domuz bulur...
Hayvanlar ikna edilir ve domuzlar yönetimi ele geçirir...
Eskiye ait ne varsa, hepsi imha edilir.
Yeni iktidar, bir takım ilkeler belirer. Bu ilkeler bir duvara büyük harflerle yazılır:
-Hiç bir hayvan yatakta yatmayacaktır.
-Hiç bir hayvan alkol içmeyecektir.
-Hiç bir hayvan, diğer bir hayvanı öldürmeyecektir.
-Bütün hayvanlar eşittir...
Yeni yönetimle, diğer hayvanlar arasındaki ilk ihtilaf, inek sütlerinin ne olacağı konusun olur.
Çiftlikte elmalar olmaya başlayıp da, rüzgar sebebiyle yere döküldüğünde, bütün hayvanlar, eskiden olduğu gibi, bunların taksim edileceğini düşünüyor. Fakat bütün elmalar domuzlara mahsus olmak üzere toplanıp kaldırılıyor...
Domuzlar bu durumu şöyle izah eder: "Aslında biz süt ve elma sevmeyiz, ancak ilmi tetkikler, süt ve elmanın domuzların sıhhati için gerekli olduğunu gösteriyor. Bizim sıhhatimiz bozulursa, çiftliğin yönetimi bozulur, her halde bunu istemezsiniz..."
Büyük domuz, bir gün, yüksek bir yere çıkarak; "Bundan sonra toplantılar kaldırılmıştır, çiftliğin bütün meseleleri, benim başkanlık edeceğim domuzlar komitesinde halledilecektir, bu komite gizli toplanacak, alınan kararlar daha sonra size tebliğ edilecektir" der.
Aradan günler geçer. Domuzlar, birdenbire çiftlik evine taşınıp yerleşirler ve bundan sonra yataklarda yatmaya başlarlar.
Bu durum, diğer hayvanlar tarafından duyulunca, hayvanlar duvara yazılan ilkelerden: "Hiç bir hayvan yatakta yatmayacaktır" ilkesini hatırlayıp hayrete kapılır. Hep beraber duvarın yanına giderler, ancak duvarda: "Hiç bir hayvan çarşaflı yatakta yatmayacaktır" yazısını görürler.
Hepsi, bu ilkeyi yanlış hatırladıklarını düşünür. Bu ilkenin sonradan değiştirilmiş olduğunu anlayamazlar...
Kış aylarında çiftlikte kıtlık baş gösterir. Açlıktan dolayı ölümler yaşanır. Büyük domuz, bu haberlerin çiftlik dışında yayılmasını önlemek türlü hilelere başvurur.
Büyük domuz, aldığı bir kararla, tavukların yumurtalarının çiftlik dışında satılacağını, tavukların kuluçkaya yatmalarını yasakladığını ilan eder.
Buna karşı çıkan tavukları, yetiştirdiği köpeklere öldürtür...
Bunun üzerine hayvanlar; "Hiçbir hayvan diğer bir hayvanı öldürmeyecektir" ilkesini hatırlar.
Hemen bu ilkelerin yazılı bulunduğu duvarın yanına giderler.
Ancak duvarda, "Hiç bir hayvan diğer bir hayvanı bir sebep olmadan öldürmeyecektir" yazıldığını görürler.
Bu ilkeyi de yanlış ezberlemiş olduklarını düşünürler!
Büyük domuz, çiftlikteki hayvanlar arasında, "liderimiz" ,"Hayvanlar babası" , "Koyunlar hâmisi" , "Yavru hayvanların dostu" gibi üstün sıfatlarla anılır.
Tavuklar, "liderimiz sayesinde altı günde beş yumurta yumurtladım" , havuzdan su içen inekler, "liderimiz sayesinde bu suyun tadı ne kadar güzelmiş" diyerek her türlü iyilik ve güzelliği büyük domuza atfediyorlar...
Bir gün çiftliğe dışarıdan saldırırlar... Yabancı hayvanlar çiftliğe girer ve uzun zahmetlerle yapılan büyük domuzun adını taşıyan yel değirmenini yerle bir eder… Çiftlikteki bütün hayvanlar yaralanır, bazıları ölür... Bir müddet sonra bir tüfek sesi duyulur.
Ağır yaralı bir hayvan yanındaki bir domuza, "Neden tüfek atılıyor" diye sorar.
Domuz, "Zaferimizi kutlamak için" cevabını verir.
Yaralı hayvan, "Hangi zafer" diye hayret eder. Domuz; "Ne demek hangi zafer, düşmanı topraklarımızdan kovmadık mı" der.
"Ama iki yıl uğraştığımız değirmeni yok ettiler" karşılığını verir...
Domuz, "Ne önemi var, şimdi şu bastığın topraklar düşman işgalindeydi, ama liderimiz sayesinde her karışını geri aldık" der...
Hayvanların hepsi büyük zafer kazandıklarına böylece inanmış olur...
Bir gece çiftlikte bir gürültü olur, hayvanlar ahırdan fırlayıp koşar... Çiftlik ilkelerinin yazılı olduğu duvarın dibinde kırılıp parçalanmış bir merdiven görürler.
Domuzlardan birinin orada sersem sersem dolaştığını, yanında bir fener, bir boya kutusu ve bir de fırça olduğunu fark ederler. Hayvanlar duvara baktıklarında, duvardaki ilkelerden birinin daha kendi ezberledikleri gibi olmadığını fark ederler.
Büyük Domuz, aldığı son kararla; arpaların bundan sonra sadece domuzlara
tahsis edileceğini ve gazdan tasarruf etmek için ahırlardaki fenerlerin kaldırılacağını, hiç bir domuzun çiftlikteki işlerle uğraşmayıp, sadece yönetimle ilgileneceğini, domuzlardan başka, hiç bir hayvanın yönetim işlerine karışamayacağını, domuzların dışındaki bütün hayvanların Ağustos ayında pazar günleri dahi çalışacağını, çalışmayanın yiyeceğinin yarıya ineceğini ilan eder.
Hayvanlar, "Bütün hayvanlar eşittir" ilkesini hatırlayıp, "bu nasıl eşitlik" diye kendi kendilerine söylenmeye başlar. Hemen, ilkelerin yazılı olduğu duvarın yanına giderler. Duvardaki yazıların değiştirilmiş olduğunu, ilk defa, fark edirler, duvardaki bütün yazılar silinmiş, sadece şöyle yazılmıştır:
"Bütün hayvanlar eşittir. Fakat bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.”
Bilmem anlatabildim mi?
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke
-
levent 11 yıl önce Şikayet Etdomuzlar askerı darbe de yaparlardı. once dıger hayvanları bırbırıne sagcı soldu dımcı laık dıye kırdırıp sonra kılerdekı bırıkımlerı hortumlayanlarda hep bu domuz takımıdır - en cok da cıftlıgın yanındakı golde gemı ıle gezen domuzlar meraklıdır darbe yapmaya - darbe ıstemeyen domuzları bıle uyduruk ucak kazalarında ya da kafasına kursun sıkarak oldurup ıntıhar ettı dedikleri sonradan ortaya cıkarBeğen Toplam 1 beğeni
-
Hiçkimse 11 yıl önce Şikayet Ethadi hadi, bal gibi biliyorsunuz kime uygun düşeceğini... büyük domuzun taraftarlığını yapmak adına çarpıtmayın mevzuyu.inanılmaz ! gerçekten bir tc tarihi romanı gibi adeta.filmi de var meraklısına.ben kendi adıma malum canlıyı görmeyi pek sevmediğimden izlemedim şahsen.Beğen Toplam 1 beğeni
-
mehmet bulut 11 yıl önce Şikayet Etgio vanni. akpyi değil chp nin kuruluş yıllarını kemalizmi anlatıyor yazar senin gibi uyanıklarda milleti saf sanıyor bu ülkede chp ye iktidar yok!!!Beğen Toplam 1 beğeni
-
osman 11 yıl önce Şikayet Etdomuzlar ve öküzler. halka tepeden bakanların, halkı hor görenlerin, halkı aşagılayanların, yani jakobenlerin partisine mensup ankara valisi nevzat tandoğan, huzuruna çağırdığı osman yüksel serdengeçtiye zamanında söyledikleri: "ulan öküz anadolulu! sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. komünizm gerekirse onu da biz getiririz. sizin iki vazifeniz var: birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. ikincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek." nevzat tandoğanın yerini halkımıza göbeğini kaşıyanlar, bidon kafalılar diyerek hakaret eden mahlukatlar aldı.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Gio Vanni 11 yıl önce Şikayet Etolmamış. sayın yazar,chp'yi eleştirim derken kendi savundugu partiyi vurmuş yanlışlıkla :) olayla bu kadar alakasız bir örneği vererek resmen iktidar partisinin 2002'den bu yana ülkeyi nasıl yönettiğini açıklamış,tebrik ediyorum kendisiniBeğen Toplam 8 beğeni