1 Mayıs’ta Taksim...
Bir yarım ses, bir ışık, bir kıpırtı...
Gecenin parçalanışı, göğün ıslaklığı içinde eriyip gider zaman zaman.
Sonsuzluğun içinde küçülen umut, yeryüzünü kuşatan açlık, işsizlik...
Sömürü ve emperyalizm!
Doğalgaz!
Petrol!
Altın madeni!
Soygun!
Talan!
Yaşamım boyunca nice 1 Mayıs yaşadım ve gördüm...
Kanlı ve kansız!
Bir ülkede emekçinin alın teri önemsenmiyorsa, işçi sınıfının mücadelesi göz ardı ediliyorsa söylenecek ve yazılacak çok şey var.
Sömürü düzeninin ve emperyalizmin sarmalındaki bir dünyada emekçiyi dışlayan, horlayan bir düşünce egemen oldu.
Bir köşe yazısından küçük bir alıntı:
“1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmayı, AKP karşıtı olmayı solculuk sananlar...”
Yazı böyle başlıyor ve uzayıp gidiyor...
Emeğin gücüne inanmayan bir düşünce Türkiye’de “solculuk” adına egemen oldu son 25-30 yıl içinde.
Bizim dönekler, liboş tayfa medyayı kuşattı...
Eski solcu, sosyalist, devrimci takımı hem emekçiyi hem de ulus devleti elinin tersiyle itti...
Şimdilerde umutları Obama...
Bir dönem ABD’nin Irak’ı işgalini destekleyen, çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden binlerce insanı öldüren emperyalist güçlere alkış tutan onlar değil miydi?
Bush’a tapıyorlardı...
Dedikleri de şuydu:
“Saddam gidecek, Irak’a demokrasi ve özgürlük gelecek!”
***
Rüzgârda kavrulan ırmaklar gibi akıyor insanlar Taksim’e doğru...
Panzerler, barikatlar, polisler.
Oysa 1 Mayıs, dünyadaki işçilerin ve emekçilerin bayramı!
Ben dün İstanbul’da kendimi bir hapishanede sandım inanın.
İçim alev alevdi!
Caddeler, sokaklar, kavşaklar tutulmuştu...
Yakın tarihimizin önemli bir dönüm noktası sayılan 1 Mayıs 1977’yi anımsadım...
36 insanımızı yitirmiştik!
Kimdi 32 yıl önceki o kanlı 1 Mayıs’ın failleri, tetiği çektiren eller.. uzun menzilli silahlarla emekçileri avlayanlar?
32 yıldır yanıt arayan bir soruydu bu!
Mecidiyeköy’den Şişli’ye gelemedim otomobille. Okmeydanı’ndan geçip, yeniden Mecidiyeköy’e geldim. Oradan da yürüyerek Taksim’e.
Demek solcu olmak, 1 Mayıs’ta Taksim’e gitmek AKP iktidarına karşı çıkmak değilmiş.
Yarın Dünya Basın Özgürlüğü günü...
İstanbul’da da Türkiye Gazeteciler Sendikası öncülüğünde kutlanacak...
Bugün Türkiye’de 50’nin üzerinde gazeteci, yazar, çizer yargılanıyor.
***
Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan değişiklikle basın özgürlüğü hedef alınmadı mı?
Alındı!
Hapis cezası kaldırılmıştı ama yeniden yasalara girdi.
Kim yaptı bu değişikliği?
AKP iktidarı!
Şimdi ben bir gazeteci olarak AKP karşıtı olmayıp, destek mi vereceğim ampulcülere:
“AKP Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam biçimine dönüştürdü...”
Tam tersi oldu... Hukukun temel ilkeleri çiğnendi... Binlerce kişinin telefonları dinlendi... Toplum sindirildi... Korkutuldu...
Gaz bombaları, panzerler, polisler...
1 Mayıs böyle kutlanır mı?
Taksim Gezi Parkı’nda banklardan birine oturdum.
Elbet kimi “radikal gruplar” her ülkede olduğu gibi 1 Mayıs’ı karıştırmak isteyeceklerdi...
Yaptılar da!
Sendikalar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, emekçiler, işçiler coşkuyla yürüdüler Taksim Alanı’na.
Taksim Alanı’nda türkülerle, şiirlerle çoğaldılar!
1 Mayıs’tan korkulmamalı!..
Bazı “radikal grupların” Dolapdere, Feriköy’de “kışkırtıcılığa” soyunmaları bile 1 Mayıs’a gölge düşürmedi İstanbul’da.
Polis, sendikalar, demokratik kitle örgütleri sağduyulu davrandı.
Kazancı Yokuşu’na çiçekler konuldu.
***
Dünya çok değişti...
Duvarlar yıkıldı.
Ben dün Taksim Alanı’nda yaşamın derin sularına dalarken Bülent Ecevit’in 7 Mayıs 1977’deki İzmir mitinginde söylediklerini anımsadım:
“Devlet içindeki, fakat demokratik hukuk devletinin denetimi dışındaki bazı örgütler, gün yitirmeksizin denetim altına alınmalıdır. Kontrgerilla hareket halindedir ve 1 Mayıs’ta parmağı vardır.”
Aradan 32 yıl geçmiş... 1 Mayıs 1977 katliamı hâlâ aydınlatılmadı, karanlıkta kaldı.
Devletin ve egemen güçlerin 1 Mayıs korkusu ise sürüyor.
1 Mayıs, 2009 Türkiye’sinde korku günü olmamalı; 1 Mayıs’lar coşkuyla kutlanmalı!
Hikmet çetinkaya - Cumhuriyethikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
-
hanif koray 16 yıl önce Şikayet Etcumhuriyet gazetesi önce. koçlarla, doğanlarla ne iş çeviriyor, onun hesabını versin. tüsiadın en büyük patronları nasıl oluyor da solcu, 1 mayıscı, emekçi gazeteye bu kadar ortak olurlar? sarı sendikacılar sizi!Beğen
-
M.Borahan Bilen 16 yıl önce Şikayet EtBu emekçiler başka gezegenden mi?. 1mayıs günü Harbiyedeki işime gidemedim.Bu nasıl bayram?Bayrama moltofla mı gidilir?Çimleri yolup çiçeklere mi basılır?Bir tanesinin elinde bir Türk bayrağı bile göremedim.Bırakın şimdi evrenselliği filan dünyada sizden başka evrensel mi var?Basbayağ 1 Mayıs bayram değil devlete karşı kalkışmadır.Taksim meydanında üstüne çıktığınız Atatürk heykelininin anlamını biliyor mususunuz?Yıllardır 6.filo ninnisi dinledik.O filo ABD değil Rus filo olsaydı bayram ederdiniz.ben hiçbirinizi iyi niyetli görmüyorum.Beğen
-
HAYRETTİN ALTINDİŞ 16 yıl önce Şikayet EtHem Ecevitin o sözünü,. yazınıza alacaksınız, sonra da ergenekonun bir numaralı savunuculuğunu üstleneceksiniz. Sizi gidi sizi...Beğen
-
salih imamoğlu 16 yıl önce Şikayet Etbu ne perhiz bu ne turşu. yazıyı gülerek okudum..bu ülke hem ergenokonun savunulduğu hemde emekçi geçinildiği bir ülke.hayreet sen önce bahçene bomba atıp müslümanları suçlayan yayın yönetmenini bir sorgula...emekmiş..güldürmeyin adamıBeğen
-
Mert MERTOĞLU 16 yıl önce Şikayet EtEMEK ROMANTİZMİ ( ..YA DA EMEK SUİSTİMALİ). Bak hikmetciğim ! Gerçekten emekçinin yanında olduğunu inandırmak istiyorsan, sizin cumhuriyet gazetesinde çalışan işçilerin ve basın emekçilerin sendikal hakları için mücadele edeceksin. bizim emek romantizmine karnımız tok.. Yoksa İlhan abin kızarmı diye korkuyorsun.. kısaca demem şu ki ; Başkasının şeyiyle gerdeğe girmeyeceksin.. Hak, özgürlük ve emek demeden önce, işe kendi evinin önünü temizlemekle başlıyacaksın..Beğen