Hüseyin AKIN
Hüseyin AKIN
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Ateistler için din ve evrensel ate hakları

GİRİŞ 09.09.2011 GÜNCELLEME 09.09.2011 YAZARLAR

Aynı toplumda birlikte yaşamanın bir takım olmazsa olmazları vardır. Hayrettin Kahraman Hoca’nın “tahammül” kelimesiyle anlatmak istediğinden çok daha fazla ve başka bir şeyden bahsediyorum.

Aynı şeylere inanmak zorunda değiliz, aidiyetlerimiz ve bağlılıklarımız büsbütün farklı olabilir. Değişik görüş ve inanışları tehdit olarak algılamak soğuk savaş yıllarından kalma bir alışkanlıktan başka bir şey değildir.

İslami kültürün hakim olduğu bir toplumda bir insan kimliğini ateist olarak ortaya koyuyorsa yaşayacağı bir sürü paradoksa rağmen telaşa kapılacak, alınganlık gösterecek hiçbir şey yoktur.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülke’ klişesine fena halde alıştığımızdan olmalı camiinin duvar dibinde oturan birisi bir gün çıkıp da “ben ateistim”, “inanmıyorum” dediğinde hemen yüz hatlarımız değişiyor.

Neden acaba? Bir insanın özgür arayışına saygı göstermeyi beceremediğimizden herhalde. İnsanın kendi inancını –ya da inanmama inancını- ifade etmesinden daha doğal ne olabilir?

Bundan yaklaşık yedi yıl önce Müslüman mahallesinde ateist kalmak ya da inanan dünya ile inanmayan dünyanın birbirini anlaması savından hareketle “Ateistler İçin Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi” kitabı kaleme almıştım.

Kitap her iki tarafta da beklenenin üzerinde ses getirdi. Yapmak istediğim şey hiç kimseyi hidayete çağırmak falan değildi. Sadece dini ve duyarlığı ne olursa olsun herkesi evrensel olan karşısında insafa,itidale ve adaletli olmaya çağırmaktı.

Evrensel demişken, kimsenin aklına getirmek istemediği “evrensel ate hakları”nı da madde madde sıraladım. Türkiye’deki ateizmin bilimsel bir temele dayanmadığı, daha çok din karşıtı önyargılarla beslendiğini örneklendirmeye çalıştım.

 Gerçekten de ateistlerin dinsel bilgi eksiklikleri trajikomik boyutlarda. Din bilgisinin ilkokul seviyesini bile yakalayamadığı örnekleri sunarken aslında iki noktanın altını çizmeye çalışmıştım. Birincisi Ateizmin din karşıtlığı dogmatiktir. İkincisi; Ateistler çoğunlukla zihinlerinde din adına oluşturduklar umacıyla savaş halindedirler.

Ayrıca bizim yerli ateistlerimiz salt İslami referanslara selam veriyor, göz kırpıyor diye evrensel iyi ve evrensel güzele de karşı durup tavır almaktan çekinmiyorlar. Hıristiyanlığa, Museviliğe ya da uzak Doğu dinlerine gösterdikleri hoşgörüyü İslam’a göstermekten kaçınıyorlar.

Acaba Avrupa’da durum nasıl diye merak edip incelediğimizde durumun bizden biraz daha farklılık arzettiğini görüyoruz. Örneğin Avrupa ülkelerinde yapılan kamuoyu yoklamalarında ateistler yüzde 30 oranında zaman zaman ibadet ve dua ettiklerini söylüyorlar.

Ateizmin dünya kültür ve medeniyet mirasıyla ilişkisi o kadar vahim durumdaymış ki tuttu ateistlere bir kitap da İsviçreli yazar “Alaın De Botton” yazdı.

Ateistler İçin Din” isimli eser ‘bir inanmayanın din kılavuzu’ mahiyetinde. Aleın De Botton asıl dogmatizmin sekülerlikte olduğunun altını çizerek inanmayanları dinsel ve tanrısal karşıtlıkta itidal ve insaf çizgisine davet ediyor.

Çünkü yazara göre bir ateist için bulunduğu noktadan gidilebilecek daha ilerisi yoktur. Kitabı yazma sebebini de böyle bir çaresizliğe karşı son çareye dayandırıyor: “Bu kitabın temel savı, tam bir ateist olarak yaşarken dinlerin zaman zaman yararlı, ilginç ve avutucu olabileceğini görmenin, dinlerin kimi düşüncelerini ve uygulamalarını seküler dünyaya aktarma olasılıklarını araştırmanın mümkün olması gerektiğidir.”

Aleın De Botton ateistlere Hıristiyanlık, Musevilik ve Budizm bağlamından yaklaşması da dikkat çekici. Modern hayatın seküler yaşam biçimiyle insanları encamı belirsiz bir noktaya doğru sürüklemekte olduğu teşhisine uygun tedavi yolları sunuyor. Batı medeniyetinin, modern yaşamın, seküler hayatın dindışı geçirdiği süreçleri ve ödemeye devam ettiği bedelleri şu tespitler net olarak anlatıyor:

  • Ahlak sözcüğünden korkar hale geldik
  • Bir vaaz dinleme düşüncesi bile hoşnutsuzlukla söylenmemize yol açıyor.
  • Hac yolculuklarına çıkmıyoruz
  • Akıl yürütmelerden uzak duruyoruz
  • Yabancılar çok nadiren birlikte şarkı söylüyorlar.
  • Otuz yaşını geçtikten sonra yeni bir arkadaş edinmek bile hayatımızda şaşırtıcı bir gelişme oluyor.
  • Tarihçiler, komşularımızla ilgilenmemeye başladığımız dönem ile Tanrılarımız için hep beraber tören düzenlemeyi bıraktığımız dönemin hemen hemen aynı zaman dilimine denk geldiğini söylerler.
  • Modern yabancılaşmanın nedenlerini daha ayrıntılı incelediğimizde, yalnızlık hissimizin rakamlarla ilgili olduğunu görebiliriz.
  • Modern toplum bize tek bir topluluk vaat eder, o da temelinde mesleki başarıya tapınmanın olduğu topluluktur.

Batı toplumunun serüvenine dair bu satırlar toplum olarak giderek hangi kabın şeklini aldığımızı açıklıkla gösteriyor.

Gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada ateizmin oluşturmaya çalıştığı şey sekülerlik ideolojisidir. Dünyevileşme diyebileceğimiz bu akım kendini ateizmle desteklemeye çalışırken, ateizm de kendi mensuplarına dünyevilik bahşederek yerini sağlama almaya çalışır.

Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL