HDP ne karar verecek?
Selahattin Demirtaş İstanbul kongresinde bir kez daha parti olarak gireceklerini ifade etti. Kandil’den bu yönde net açıklamalar var. Görünen o ki Demirtaş ve KCK bu meseleyi kitleyi mobilize edecek taktik bir hamle olarak değil kesin bir karar olarak ifade ediyor. Fiili bir durum yaratılıyor.
Geçen yazmıştım, tekrarda fayda var. Bu konuda son kararı Öcalan verecek. Öcalan’ın bu konuda henüz kesinleşmiş bir kararı yok. HDP heyetine de bu konuyla ilgili özel bir telkini bulunmuyor. Devlet heyetiyle yapılan görüşmelerde baraj meselesi genel bir düzenleme olarak gündeme geliyor. Fakat bu başka bir bağlamda konuşulan bir konu. Peki Demirtaş ve KCK neden böyle net ifadeler kullanıyor?
- 20 Ekim 1991 SHP-HEP ittifakı kuruldu
SHP’li Kürt vekiller Paris’teki Kürt konferansına gidince partiden atıldılar. Bunun üzerine HEP’i kurdular. TBMM, HEP’in parti olarak seçime girmesi için gerekli koşulları sağlamadığını öne sürerek onay vermedi. HEP’in RP’yle ciddi flörtü oldu ancak son anda SHP’yle ittifak kuruldu. SHP listelerinden seçilen 22 HEP milletvekili parlamentoya girdi.
1992 Nevrozunda yüzden fazla insanın hayatını kaybetmesiyle HEP’liler SHP’de ayrıldılar. HEP kapatıldı, yerine DEP kuruldu. 3 Mart 1994’te DYP-SHP Hükümeti döneminde DEP’li vekiller beyaz Toroslara bindirilip on yıllığına Ulucanlar Cezaevi’ne gönderildiler.
- 3 Kasım 2002 seçimine parti olarak girildi
3 Kasım 2002 seçimlerine Demokrasi Özgürlük Bloku adıyla DEHAP adıyla girildi. Öcalan o günlerde de büyük bir sol blok kurulmasını istiyordu. Ancak bu olmadı. DEHAP baraja takıldı. Öcalan herkesin özeleştiri vermesini istedi. 13 Kasım 2002 avukat görüşmesinde Öcalan şunları söyledi: “Bu sonuçtan bütün kadrolar sorumludur. Kimse neden benim dediklerimi yapmıyor. DEHAP’ta sorun nedir? Ben perspektifleri verdim. İmkanları da sonuna kadar var. Devlet de müdahale etmiyor. Halk da ölümüne bağlı. Gerisi bu aracı doğru kullanmakta yatıyor. Ancak bu başarılamıyor. Neden?”
- 22 Temmuz 2007 seçimine bağımsız adaylarla girildi
2007 seçimleri öncesi aynı tartışmalar yapıldı. Öcalan ‘bağımsız adaylarla girilmesi talebine sol ittifakla girilmesi önerisini getirdi. Ancak son anda ‘bağımsız adaylarla girilmesi yönünde yoğun baskı var’ notu iletilince kerhen de olsa bunu onayladı. Ancak şartlarını dile getirdi. Öcalan avukatlarına DTP’nin en az 40 milletvekili çıkarmasını istiyordu. 1991’de olduğu gibi 22 vekil çıkarıldı.
Seçim sonuçlarına Öcalan’ın tepkisi sert oldu. 1 Ağustos 2007 avukat görüşmesinde şunları söyledi: “TP’nin elinde binlerce kadro var. Ancak bunları çalıştırmasını bilmiyor. Benim adım etrafında gidip gelip 20 milletvekili çıkardılar. Ben olmasam ne yapacaklardı. Benim ismimi kullanmasalar üç tane milletvekili bile çıkaramayacaklardı. Oysa kendilerinin politika geliştirmeleri beklenir. Politika ciddi iştir. Demokratlık ciddi iştir. Yapamıyorlarsa bırakıp gitsinler.”