İbrahim Karagül
İbrahim Karagül
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

İran'ın İngiltere'ye sürprizi ne?

GİRİŞ 30.06.2009 GÜNCELLEME 30.06.2009 YAZARLAR

Nida'yı kim vurdu? İran'ın İngiltere'ye sürprizi ne?

İran muhalefetinin, bazı çevrelerin de desteğiyle, "erken" harekete geçmesini bir "hesap hatası" olarak nitelemiştim. Bu düşüncem şimdi doğrulanıyor. Tepki etkisini yitirdi. Rejim krizin üstesinden geldi ve hem içeride hem de dışarıda karşı atağa geçti. Hesap hatası yapanlar, İran muhalefetine çok ağır yara aldırdı. Seçim hilesi ile harekete geçirilen kitleler, hile olmasından çok, hile umuduna sarılanların tuzağına düştü. Bu tuzak, muhalefete değil rejime güç kazandırdı. Gençleri yüzüstü bırakacaklar demiştim, öyle de oldu. Batılı ülkeler, Tahran yönetimine bir gözdağı vermeye kalkıştılar ve başarısız oldular. İran'ın iç sıkıntıları ayrıca bir tartışma konusu. Yaşananlar, varolan iç sıkıntılarla mücadele etme niteliğini kaybetti ve muhalefet "haklı" taleplerini "başkalarının yöntemleri"ni kullanarak zayıflattı.

İsyanın sembolü haline getirilen Nida Sultani'nin ölümüne ilişkin tartışmalar da rejimin karşı atağının bir göstergesi. Nida'yı öldüren kurşunun İran güvenlik birimleri tarafından kullanılmadığı, o sırada söz konusu yerde güvenlik birimlerinin bulunmadığı gibi iddialar, Dini lider Ali Hamaney'in; "Nida Batılılar tarafından öldürüldü" iddiası, İran'ın Meksika Büyükelçisi'nin; "Gösterilerin yoğun olmadığı bir noktada bu kadar kameranın önünde öldürülmesi ilginç bir durum, bir CIA oyunu" açıklaması, görgü şahitlerinin benzer ifadeleri insana son derece saçma geliyor. Gösteriler sırasında bir evin balkonundan kalabalığa açılan ateş görüntülerinden sonra bu açıklamaların etkisi sorgulanabilir. Ayrıca, rejimin "Batı işbirliği" suçlamasıyla kendi iç sıkıntılarını kamufle etme alışkanlığı, dikkatleri içeriden dışarıya yönlendirmesi yöntemi de bu iddiayı zayıflatıyor. Görünüşe göre muhalefet birilerinin tuzağına düşüp kendini zayıflatırken rejim de varolan sorunları örtmek için bu fırsatı kullanıyor.

Peki, dışarıdan müdahale hiç mi yok? Elbette var. Her zaman da vardı. Ama bu seferki dolaylı müdahale, olayları yönlendirme gücü olmamasına rağmen, muhalefete zarar verdi, rejime haklılık kazandırdı, ortalığı bulandırdı. Yine de; Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın Nida'nın "şüpheli" ölümü ile ilgili kapsamlı soruşturma istemesini buraya not etmek gerekiyor. Benzer olaylarda sembolleştirilen ölümlerin arkasından başkalarının da çıkabileceğine dair sayısız örnek hatırlıyoruz. Ancak işi BBC kameramanının kiralık katiline kadar vardırmak, bu düzeyde bir söylemle karşı atağa geçmek iddianın inandırıcılığına zarar veriyor.

Komik olmayan gelişme ise; İran'ın İngiltere'yi hedef alması. "Büyük Şeytan Amerika" ve "yeryüzünden silinmesi gereken İsrail" söylemi şu an için biraz geriye çekilmiş, doğrudan İngiltere hedef ilan edilmiş gibi. Yaşananlardan Londra'nın açıkça sorumlu tutulması ve Tahran'daki İngiliz Büyükelçiliği'nde çalışan sekiz İranlı'nın gözaltına alınması ile tırmanan krizin nerelere uzanacağını kestirmek şuan için çok zor. "Batı müdahalesi"nde İngiltere Büyükelçiliği'nin merkez rol oynadığına, ABD ve İsrail etkisinin de buradan kaynaklandığına inanılıyor.

Çok geçmişe, İngiliz işgaline kadar gitmeyelim. İki yıl önce, 2007 başlarında Irak'taki İngiliz birlikleri ile İran askerleri arasında yaşanan gerilim, İran'ın sürpriziyle sonuçlanmıştı. İngiliz istihbaratı, müttefik birimlerle birlikte İran içlerinde örtülü operasyonlar yapıyor, Basra Körfezi'nde İran karasularına giriyordu. İran askerleri 15 İngiliz askerini esir aldı. Kıyamet koptu!

İngiliz Dışişleri Bakanı Margaret Beckett destek almak için Türkiye'ye geldi. Dönemin Başbakanı Tony Blair'in; "Tahran'ın denizcileri serbest bırakmak zorunda olduğunu anlamasını umuyoruz. Aksi takdirde farklı aşamaya geçeceğiz" sözleri sadece blöftü. Londra hiçbir şey yapamadı. İngiltere'yi kurtaran Türkiye oldu. Ankara'nın arabuluculuğu ile İngiliz askerleri serbest bırakıldı. Sonuç İngiltere için fiyaskoydu. İran hem gövde gösterisi yapmış hem de askerleri serbest bırakarak çaresiz kalan Londra'yı ikinci kez küçük düşürmüştü.

Bugünlerde Tahran'dan Londra'ya yönelen öfke dolu açıklamalar benzer sürprizlerle sonuçlanabilir. Nida'yı kimin öldürdüğüne dair sağlam kanıt gösterilmesi zor olsa da Tahran'ın sert ve kararlı suçlamalarının ardında farklı bir sürpriz olabileceği ihtimalini yabana atmamak lazım. Bu sürprize çok yakın zamanda tanık olabiliriz!

Yaşananların bir sonucu daha var: Protestolar başarısızlıkla sonuçlandı ama İran'ın merkezinde bulunduğu coğrafyada fay hattını hareketlendirdi. Rusya, Gürcistan savaşından sonra Kafkasya'da en büyük askeri tatbikatı başlattı. Binlerce asker, yüzlerce tankla "Kafkasya 2009" tatbikatı, daha önceki NATO tatbikatına misilleme görüntüsü veriyor ve Kafkasya'da gerilime yol açacak gibi.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres Azerbaycan ve Kazakistan ziyaretlerine başladı. Azeri doğalgazını isteyen, Azerbaycan'daki İran etkisini dengelemeyi amaçlayan İsrail, İran'a verilecek S-300 füzelerini de engellemeye çalışıyor. Tahran, Baku Büyükelçisini geri çekti. İran ordusu da, Rusya gibi, kapsamlı bir kara tatbikatına başladı. Bütün bunlar olurken, ABD askerinin çekilmeye hazırlandığı Irak'ta saldırılar hızla tırmanıyor.

Bütün bunları göz önünde bulundurunca Tahran'dan İngiltere'yi zora sokacak sürpriz beklemek şaşırtıcı olmasa gerek..

İbrahim Karagül - YeniŞafak
ibrahimkaragul@gmail.com

YORUMLAR 16 TÜMÜ
  • darbelere dur de 16 yıl önce Şikayet Et
    işine gelmedi dımı ?. adil ol,dosdoğru ol hiç birşey kaybetmezsin !tarihe bak adil insanlar kötü insan olsalarda adaletli olduklarının altı çizilir !sn editör bana yapılan hakaretlerlemi avutuyorsun kendini?cuma gününden sonra izne çıkıyorum yaniii bir gece ansızın gelebilirim :)) madein tehlike..
    Cevapla
  • D Davut 16 yıl önce Şikayet Et
    Camii - Mescit. Arkadaşlar ULAN gibi hakaretler sizi büyük değil küçük gösterir lütfen biraz dikkat. editör arkadaşımda bunları yayınlama lütfen. Birde sormak isterim Bizdekiler ( birkaçı hariç) Camii mi mescit midir ? Cuma toplanmak birlikte olmak içindir. Yani herkes aynı anda aynı yerde mümkün olduğunca toplu olarak kılmalıdır Cuma namazlarını yani Tek bir yerde kılmakta beis olmadığı gibi daha iyidir. ayrıca Cuma vakit namazı değildir o nedenle heryerde kılamazsın tepeye çıkıp hiç kılamazsın. Herşeyin şartı kuralı var
    Cevapla
  • Emin Arslan 16 yıl önce Şikayet Et
    . tartışma ve fikir etmenin de bir adabı var. Karşıdnakine ULAN diye bahsedersen kalite ve kumaşın belli olur. Bellli ki İran hakkıdna bilgin yok. Doğrudur. İslam konusunda da kulaktan dolma bilgilerin var. Bak şimdi Cuma namazı vakit namazı değildir. Toplu kılınır ve mümkünse tek merkezde kılınır. Bu arada Darul-İslam nedir Darul-harb nedir iyi öğren. ayrıca Türkiyede neden 10 değil 16 rakat kılınır cuma onu da öğren. Tahran üniversitesinde Cuma günleri kaç kişi namaz kılar İstanbulda toplam kaç kişi ?
    Cevapla
  • Fatih Köroğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Kudüs Gücü. Cevabı Qods Force verecektir büyük ihtimal. Acizane tavsiyem Afganistan'daki ingiliz kraliyet komandoları tetikte olsun . BP de petrol çıkarmayı unutsun. Sabotajlardan bir arpa boyu yol alamazlar.
    Cevapla
  • darbelere dur de 16 yıl önce Şikayet Et
    cehalete dur de !. bir tartışmada üstünlük kuracağım diye imam- azam adına fetva dağıtmayacak haddini bileceksin.senin dinle falan işin yok sen serseri bir türkücüsün amacın sitede provakasyonla huzursuzluk çıkarıp milleti bir birine düşman etmek.benden editöre çağrı yiğitsen sende yap aynı IP den farklı nicklerle yorum yazanların üyeliğini silsin veya silmese bile bizlere ilan etsin !senin olmayan ciğerini biliyorum..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle