Bir gösterge olarak hırçınlık…
Son dönemlerde muhalif seslerde iyice artan bir hırçınlık var…
Bu hırçınlığın neye işaret ettiğini çok iyi görmek gerekiyor…
Onlar hırçınlaşırken, iktidarın büyük bir çabayla sakin kalmaya devam edebilmesi daha da önem kazanıyor…
Bütün yalanlara, tiyatrolara, sokak röportajlarıyla halkı manipüle etmeye çalışan YouTuberlara, dış fonlarla yapılan medya algılarına rağmen bir türlü istediklerini elde edemeyen muhalefetin öfkesini anlamak zor değil…
Buna bir de o meşhur “masa”larına olan güven kaybı eklendiğinde yirmi yıllık bekleyişin bir defa daha ertelenmesi onlar için büyük bir hayal kırıklığı olacak…
Bana göre muhaliflerin öfkesi daha çok büyük anlamlar yükledikleri liderlerle ilgili yaşadıkları hayal kırıklıklarıdır…
Fakat hâlâ onlara seçimlere kadar tanıdıkları tolerans bakiyesi sebebiyle öfkelerini iktidara yansıtmayı tercih ediyorlar…
Çok telaşlı bir hâl içerisinde yürüyen muhalifliği “sürece zarar verecek” dedikleri her davranışı ya da kişiyi linç etmeye kalkmalarından da anlayabilirsiniz…
Zira İmamoğlu bu linçten ilk nasibini alan kişi oldu; yalanlarının çarpması dışında tabi…
Kılıçdaroğlu’nun fiyasko ile sonuçlanan ABD gezisine, başörtüsü çıkışına yapılanları da ekleyip aynı zeminde değerlendirmek yanlış olmayacaktır…
İktidar çok daha derli toplu, hedefleri ve planları olan, yeni umutlar üreten bir görüntü sergilemeyi artırdıkça muhalefetin daha da paralize olmaya başladığını gören katı seçmenin de hırçınlık seviyesi artmaya devam ediyor…
Tuzla Belediye Başkanı’na yapılan ve kabulü mümkün olmayan linç girişimi ya da Anadolu’da muhalefet liderlerine eşlik edenlerin, eleştiri yönelten seçmenlere saldırmaları, ekranlarda arzıendam eden muhalif gazeteci ya da akademisyenlerin hırçın hâlleri bunu çok açık bir şekilde gösteriyor…
Tamamen zayıflığa delalet eden bu hırçınlık psikozları, bütün uzak görüleri de köreltme noktasına geldi…
İktidarla başlamamış ve iktidarla da bitmeyecek olan bütün kazanımları dahi yok sayan bu hırçınlık, kimseye kazanç getirmeyecek…
Bu ülkenin dünya çapında yankı uyandıran ilerlemesine, icatlarına bile sevinemeyecek kadar ilerleyen politik körlükten kim ne kazanabilir ki…
TOGG gibi büyük bir gurura ortak olamayacak bir muhaliflik bu ülkeye ne verebilir ki…
Çok büyük insani acıların dışında hangi bahane bu gurura ortak olmamayı telafi edebilir ki…
Ve bu davet reddinin onlara ödeteceği siyasi bedeli, hangi sözleri telafi ettirebilir ki…
Nereden baksanız büyük bir kayıp…
Hem bu ülke bir kez daha iyi bir muhalefete kavuşma şansını yitirdi hem de kendileri kaybetti bana göre…
Hasar kaydını gösterecek seçimler uzak değil artık…
Bekleyip göreceğiz…
DİRİLİŞ POSTASI