Bir 'kahraman' çek evlat, bol köpüklü olsun…
Sizce de bir gariplik yok mu?
AK Parti ve Cumhur İttifakı, İBB Başkanı ile ilgili karardan mutsuz; ama 6+1’li masa âdeta festival havasında…
Sahi, gerçek kahramanlar kurgunun mu yoksa doğal bir sürecin eseri midir?
Yazılacak, iç çekilecek, ağlanacak, gülünecek ne çok şey var aslında…
Lakin bu yazıyla ne kadarına dokunabilirim bilmiyorum?
Herkes gibi ben de çok doluyum aslında…
Bir yanda gerçek bir hakaret var; inkârı mümkün olmayan…
Diğer tarafta ise politik gerçekler…
Ve elbette yüklenen anlamlar…
Fakat mantıklı analojilerin kabul etmeyeceği özentiler, beklentiler, hayaller de var…
Peki, bir de sorumuz olsun, “AK Parti’nin yargısı” diyenlere…
İmamoğlu’nun siyasi potansiyelinden korkuluyormuş ya…
Oyu %50 bandının üzerinde olan, büyük meseleleri çözmüş, en büyük sorun olan enflasyonun belini kırmış, her gün devasa hizmetleri sahaya süren, dünya çapında karizmaya sahip lideri olan bir AK Parti, kendi cenahında bile sarsılmış, beceriksiz, yalanlarıyla mahir bir şahsiyetin önünü neden kesmek istesin…
Zira şartlar aynı değil, karakterler hiç değil...
Bir yerde yalancı, diğer yerde millete, ümmete umut bir lider de varken, bir lider ya da bir parti kendine bu haksızlığı yapar mı?
Altını altınla tartmak yerine, bakırla tartma cehaletine düşer mi?
Yanan otobüslerle karizması her gün biraz daha kül olan birini küllerinden diriltir mi?
Erdoğan’a düşman olanların aslında “yeni bir Erdoğan hikâyesi” yazma istekleri ne kadar büyük bir özentiyi ifşa etti…
Lakin her olay tektir ve çıkardığı kahraman da tektir…
Diğerleri taklit olmaktan -başlıkta da ifade ettiğim- ocaktan her an çekilen ve sıradan bir köpüklü kahve gibi olmaktan başkası değildir…
Köpük, kahvede güzeldir ama özeliklerini taşımayan insanda sönünce komik bir hâl bırakır…
Bir bakın bakalım hangi şartlar eşit!
Erdoğan’ın okuduğu şiire verilen ceza ile milletin, “Ezanımız tehdit altında” diyerek ona sarılması ile ağzı bozuk, soğukkanlı olarak yalan söyleyebilen, hakaretleri sabit birinin arasında ne gibi bir bağ kurulabilir…
Bu milletin bu kadar “ucuz” bir zeminden kahraman üretebileceğini düşünmek bile bir züldür…
Bir bakın bakalım övündüğümüz hangi tarihî şahsiyet: yalancı, tiyatrocu, beceriksiz, konuşma özürlüydü…
Evet, keşke bu ucuz kahramanlık provasına izin verilmeseydi; provaya hazırlananların bütün gayretlerine rağmen üstelik…
Belli ki köpüklü sahte kahramanımız, bunun hayalini çok kurmuş ve ceza almak için de elinden geleni yapmış…
Kışı içerde geçirmek isteyen evsiz misali gramı, limiti ayarlanmış bir “suç” yeterliydi sanırım…
Evet, onlar planını kurdu ve tiyatrolarını da oynadı…
Şimdi sıra seyircinin değerlendirmesine kaldı…
Bekleyip göreceğiz…
Seyirci, bu basİT senaryo ile atılan ZOKAyı yutacak mı?
Bu milletten “kahraman” rütbesi almak hiç kolay değildir…
Zira bu, gerçek kahramanlarımıza karşı çok büyük bir vebal ve ayıp olmaz mı?
Yerel seçimlerde, henüz büyüsü bozulmamış biri vardı; şimdi ise ne olduğunu cümle alemin bildiği bir beceriksiz var…
Hepsi bu…
***
Göklerimizin yeni bekçisi KIZILELMA’yı selamlıyorum…
Gerçek kahramanın kim olduğunu aynı gün, “karton” bir karaktere karşı onurla sergilediği için…
Bahtın da yolun da açık olsun; kahramanın, kahramanımızdır…
Ardındaki siyasi kahraman ise en gerçek kahramanımızdır…
Hem de en gerçeğinden…
DİRİLİŞ POSTASI
-
Ahmet 3 yıl önce Şikayet EtKaleminize sağlık, ölümüne Reisleyiz her daim ölümüneBeğen
-
M. Ali 3 yıl önce Şikayet EtGüzel yazı..Beğen Toplam 3 beğeni
-
Kaan 3 yıl önce Şikayet EtEmeklerinize sağlık çok doğru bir yazıBeğen Toplam 5 beğeni
-
tuğlu... 3 yıl önce Şikayet EtBu milletin bu kadar “ucuz” bir zeminden kahraman üretebileceğini düşünmek bile bir züldür diyorsunuz da, inşallah öyledir, etrafıma bakıyorum da, bilemiyorum yani...Beğen Toplam 5 beğeni