Cumhur İttifakı aslında 14 Mayıs için çok farklı bir motivasyona da sahip.

Başarısızlıklarıyla mahir iki belediye başkanıyla güçlendirilmeye çalışılan Millet İttifakı adayı, bu belediye başkanlarıyla birlikte yenilgiye uğratıldığında Cumhur İttifakı için çifte bir başarıya tekabül edecektir.

Hem de 2024’te yapılacak olan Yerel Seçimlerden yaklaşık bir yıl önce İstanbul ve Anlara seçmeni, alamadığı hizmetlerin, yalan vaatlerin de hesabını sormuş olacak.

Bir başarısızın başka başarısızlarla güçlendirilmesinin ne anlama geldiğini ve seçmenleri nasıl motive edeceğini de ayrıca irdelemek lazım.

Özellikle İstanbul seçmeninin maruz kaldığı “tatil bana yakışıyor” şımarıklığının çok daha belirgin bir zeminde seçmenin zihnini şekillendirdiği de ortadayken.

Hep beraber göreceğiz, İstanbul algıya mı yoksa olguya mı prim veriyor.

Başkana, “sen tatilini yap, keyfine bak, Cumhurbaşkanı adaylığı için bin bir türlü oyun geliştir, illeri gez, ara sıra da İstanbul’u hatırla, oyu dert etme o bizde” mi diyecek; yoksa fırsatını da bulmuşken bir yıl önceden 2019 kararını tashih edip yerel seçimler için sağlam bir işaret mi verecek…

Öyle görünüyor ki hem Erdoğan hem de Cumhur İttifakı için topyekûn bir yenilgiye uğratma fırsatı da oluşmuş durumda.

Yeniden Refah Partisi’yle de önemli bir sinerji kazandığını düşündüğün Cumhur İttifakı, itibarına güvendiğim araştırma şirketlerinin yaptığı anketlerde de oldukça avantajlı görünüyor.

Pandemi, deprem, sel ve daha pek çok afetle mücadele etmesine rağmen hâlâ güçlü bir potansiyelle iktidar adayı olan Cumhur İttifakı ve onun adayı Sayın Erdoğan, karşı ittifakın ciddi handikaplarının da farkında.

Millet İttifakı’nın en büyük ortağı olan İYİ Parti, en büyük zaafı ifşa etti/ediyor aslında.

Zoraki adayı Kılıçdaroğlu’na hâlâ güvenmediğini reklam kampanyasından bile görebilirsiniz.

Zayıf adaya "payanda" belediye başkanı yardımcılarını kampanyanın merkezine koyarak Kılıçdaroğlu’na bakışını çok net olarak sergilemeye devam ediyor.

HDP ile alenileşen iş birliği de çok ciddi bir sorun olacak.

“Masanın gizli ayağı” olarak sürekli vurgulandığında hep inkâr edilen HDP gerçeği, artık inkârı mümkün olmayan bir hakikat oldu.

HDP’nin bütün şantajlarına sessiz kalan Akşener, öyle anlaşılıyor ki -umursamadığını gösterme çabasıyla- ıslık çalarak yanından geçmeye devam edecek.

Ağıralioğlu’nun onun adına tabanın gazını alma çabasının ne kadar işe yarayacağını da göreceğiz.

Mesele, Masa için hep karmakarışık idi ve öyle de devam ediyor.

Sürekli “ne olmadığı”nı anlatmaktan ne olduğunu anlatmaya vakti kalmayan Masa için zaman da oldukça kısaldı.

Bu süreçte de kendini anlatabilme ihtimali çok zor görünüyor.

Cumhur İttifakı büyük bir hata yapmaz, birliğini sağlamlaştırır ise çifte zafer elde etmemesi için hiçbir sebep yok.

Seçime kadar yapacağı Karadeniz gazı, MMU ve daha nice icraatıyla da çok daha güçlü bir ivme elde edecektir.

Biz de yalan mı, hakikat mi kazanacak; hep birlikte göreceğiz…     

Diriliş Postası