İsmail Öz
İsmail Öz
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Siyaset çağı

GİRİŞ 17.07.2023 GÜNCELLEME 17.07.2023 YAZARLAR

Tüm dünyada sanatın, edebiyatın, teknolojinin hülasa etrafımızda ne varsa hepsinin, siyasete göre konum aldığı bu çağı, “Siyaset çağı” olarak yorumlayan Julien Benda’yı hatırlatarak başlamak istedim.

Despotizmi ve bilumum kötü hasletleri sadece monarşilere, totaliter yönetimlere bağlayan demokratlar, demokrasilerin ürettiği bütün krizleri gizleme çabasındalar.

Evet, kabul edelim ki insanoğlunun keşfettiği en ileri yönetim modellerinden biri demokrasidir.

Fakat bu ileri olma hali, bütün sorunları çözdüğü anlamına gelmiyor.

En basiti; savunduğu eşitlik ilkesiyle ilgilidir.

Çünkü birbirinden farklı inançları, toplumları, aynı yasalarla eşitlerken kitleleri büyüten demokrasi; aynı oranda, farklılıkları dolayısıyla da bireyi yok etmektedir.

Bugünün hâkim siyaset anlayışında siyasetçi, genellikle bireyle değil, kitlelerle ilgilenmektedir.

Oy verme davranışını etkilemek için bu toplu enerjiyi harekete geçirme arzusu, bireye harcanacak zamanı bir kayıp olarak görür.

Filozof Etienne Balibar, “Demokrasiyi demokratikleştirmek”, Fransız düşünür Alexis de Tocqueville, “Demokratik despotizm”, Siyaset Felsefecisi Carl Schmitt, “Parlamenter sistemin krizi” kitaplarını, anlatmaya çalıştığım demokrasinin temel sorunlarına hasrettiler. 

Derin ve anlamlı eleştirilerin, sadece bunlarla sınırlı olduğunu düşünmeyin.

Demokrasilerin ürettiği en temel sorunlardan biri de marjinalliklerin ve terör destekçiliğinin, diğer normal akışların yanında yaşama şansı bulmasıyla ilgilidir.

O sihirli, “demokratik hak” iddiası, çoğu zaman marjinallerin diline pelesenk olur.

İsteyenin, istediği gibi yorumlayabileceği genel geçer kavramların laf oyunlarıyla bezeli bir dilin beslediği bu “demokratik hak” arayışı, bugün dünyanın pek çok sorunla yüzleşmesine sebep oluyor.

LGBT ve terör faaliyeti yürüten marjinal grupların cesaret aldığı şey, işte bu demokrasinin kriz üreten açıklarıdır.

Siyaset çağının başka bir özelliği de “siyasi nefret”lerin artışına yaptığı katkıdır.

Bu katkının, “krallar çağına” oranla çok daha yüksek olduğunu iddia eden önemli kanaatler vardır.

Demokrasi önemli bir ilaç olabilir ama her şeyin ilacı değildir.

Siyaset çağında, kitleselleşmeyi ve onun gücünü fark etmiş her sorunun kaynağında “demokrasi” olduğunu da hesaba katmak zorundayız.

İnsanlık yeni yollar üretene kadar, “demokrasi”yi krizleriyle beraber yaşamak durumundayız sanırım.

Bu noktada en önemli sorun, demokrasi hayranlığının gözleri “kör” etmesi olabilir…

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL