Yıl sonu yaklaşırken bazı önemli mali konular
KASIM AYINDA BÜTÇE FAZLA VERDİ
Küresel ekonominin pandemi sonrası toparlanma sinyalleri verdiği ancak makroekonomik büyüklük ve tahminlerin önemli ölçüde oynaklık gösterdiği bir yılı geride bırakıyoruz. Yılsonu yaklaşırken döviz kurları, enflasyon, büyüme rakamları ve diğer göstergelerde revizyonlar yapılıyor. Yeni raporlar, rakamlar, tahminler yayımlanıyor. Böyle bir ortamda bizim açımızdan en önemli konulardan bir tanesi de hiç şüphesiz bütçe performansımızın ne olacağı.
Bütçenin Kasım ayı performansı, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Aylık Bütçe Gerçekleşme Raporu ile açıklandı. Rapor’a göre; 2021 yılı Kasım ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 135,8 milyar TL, bütçe gelirleri ise 167,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu rakamlara göre bütçe Kasım ayında 32 milyar TL fazla vermiş oldu.
Ocak-Kasım döneminde, bütçe giderleri 1 trilyon 318 milyar lira, bütçe gelirleri ise 1 trilyon 272 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Yani 11 aylık dönem göz önüne alındığında bütçe açığında önemli ölçüde bir azalma var. Bu gerçekten çok olumlu bir gelişme. Bu dönemde bütçe açığı 46 milyar 500 milyon TL olmuş. Bu açık geçtiğimiz yılın aynı döneminde 132 milyar 53 milyon TL civarındaydı. Sırf bu rakam bile 2020’de bütçe açısından ne kadar olağanüstü bir yıl yaşadığımızın göstegesi.
Vergi Gelirlerinde Büyük Artış
2021 yılı Ocak-Kasım dönemi vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,6 oranında artarak 1 trilyon 53 milyar TL olarak gerçekleşti. Mali yıl vergi gelirleri hedefi yaklaşık 922 milyar TL iken, yıl bitmeden bu hedef aşılmış durumda. Vergi geliri gerçekleşme oranı 11 aylık dönemde yüzde 114,2. Bu artışta hiç şüphesiz yeniden değerleme, stok affı ve matrah artırımı gibi 2021 yılında yürürlüğe konulan uygulamalarla ilgili alınan vergilerin rolü çok büyük.
Faiz Dışı Fazla Vermek Önemli
Genel olarak bütçe performansı değerlendirirken en dikkat çeken göstergelerden biri faiz dışı fazla rakamıdır. Çünkü faiz dışı fazla verilmesi her zaman mali disiplinin bir göstergesi olarak görülmüştür. Esasen faiz dışı fazla, iç ve dış borç faizi hariç tutulduğunda, gelirlerin giderlerden fazla olması anlamına geliyor.
2021 yılı Kasım ayında 47 milyar 318 milyon TL faiz dışı fazla verildiğini görüyoruz. 11 aylık dönemde ise toplamda 125 milyar 392 milyon TL faiz dışı fazla vermişiz. Bu da gerçekten çok önemli bir gelişme. Zira geçen sene aynı dönemde 2 milyar 980 milyon TL faiz dışı açık vardı.
Geçmişte ülkemizde yaşanan ekonomik ve mali krizlerde, mali disiplinin sağlanamamasının payı oldukça büyük. Mali disiplinin en temel öğelerinden birinin de bütçe disiplini olduğunu unutmamalıyız. Bugün dünyada bütçe açığının milli gelire oranı ortalama yüzde 10'un üzerindeyken, Türkiye'de 2021 yılı için bu oran yüzde 3,5 seviyesinde hedeflenmektedir. Dünya’da ve ülkemizde yaşanan olağanüstü pandemi koşullarına rağmen, bu rakam gerçekten büyük başarıyı ifade ediyor. EYT’lilerin talepleri, 3600 ek gösterge beklentileri, şayet gerekli yasal düzenlemeler yapılırsa bütçeye ilave yükler getirecek. Ancak mali disiplini sürdürmek adına ekonomi yönetiminin gelir-gider dengesini sağlaması, bu doğrultuda gerekli politikaları kararlılıkla uygulaması şart.
YAPILANDIRMANIN İKİNCİ TAKSİTİ YILSONU İTİBARİYLE ÖDENİYOR: İLK TAKSİTİ ÖDEMEYENLERİN DURUMU NE OLACAK?
2021 yılında başta vergi ve SGK borçları olmak üzere birçok kamu borcu, oldukça kapsamlı bir yasal düzenleme olan 7326 sayılı Kanun’la yapılandırılmış, bu borçların 18 taksite kadar taksitlendirilmesine imkan tanınmıştı. Taksitler de ikişer aylık dönemler itibariyle ödendiği için 36 aya kadar oldukça avantajlı borç ödeme planı söz konusu olmaktaydı. Tüm bunlara ilave olarak ilk taksit ödeme süresi de Cumhurbaşkanı kararıyla uzatılmıştı. İlk taksit çok önemli. Çünkü ilk taksitin süresinde ödenmemesi, yapılandırmayı bozuyor ve Kanun’dan yararlanma imkanı bütünüyle kaybediliyor. Bir de peşin ödeme seçeneği var tabi. Yapılandırılmış borçlarını Maliye ve SGK’ya peşin ödeyecek olanlar ilk taksit süresinde veya ikinci taksit süresi içerisinde ödeme yapabiliyorlar. İlk taksit süresi içinde tek seferde ödeme yapılırsa, yapılandırılmış borç üzerinden hesaplanan faizin %90’ı, ikinci taksit süresinde ödeme yapılırsa %50’si siliniyor. Bu manada peşin ödeme seçeneği taksitle ödeme seçeneğine göre önemli bir avantaj sağlıyor.
SGK İlk Taksiti Ödeyemeyenler İçin Son Bir Fırsat Sundu. Maliye ne yapacak?
SGK Başkanlığı bir Genelge yayımlayarak taksitle ödeme yolunu seçenlere çok önemli bir fırsat tanıdı. Buna göre ilk taksit kaçırılmış olsa da, peşin ödeme talebinde bulunmak ve bu sefer peşin ödeme şartları dahilinde 31.12.2021’e kadar borç ödemesi yapmak mümkün. Bu takdirde yapılandırma bozulmayacak, ancak bir miktar gecikme zammı tahsil edilecek.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bu doğrultuda bir açıklama henüz yapılmadı. Dolayısıyla yapılandırma borcunu taksitle ödemeyi seçip, ilk taksit ödemesini yapmamış mükellefler hali hazırda yapılandırmayı ihmal etmiş sayılıyorlar. Durumu böyle olanların tekrardan taksitle ödeme yapmaları ve yapılandırmadan faydalanmaları yasal olarak mümkün değil. Ancak tıpkı SGK gibi ödeme şeklini peşin ödemeye çevirecek şekilde başvuruların yenilenmesi ve yıl sonuna kadar mükelleflere ödeme imkanı tanınması söz konusu olabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı böyle bir yöntem seçer mi bilinmez, ancak süre gittikçe azalıyor.
KDV İADELERİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNE DİKKAT
Vergi Usul Kanunu’na göre vergide zaman aşımı vergiyi doğuran işlemi izleyen takvim yılından itibaren beşinci yılın sonunda doluyor. Örneğin 2016 yılında vergiye tabi bir işlem gerçekleştirdiniz, ancak bunu vergi dairesine beyan etmediniz. 31 Aralık 2021 tarihine kadar Maliye bu durumu tespit edip bir vergi tarhiyatı yapmazsa, artık vergi zamanaşımına uğruyor.
Vergi iadesinde de aynı durum söz konusu. Eğer bir vergi kanunu vergi iadesiyle ilgili kısıtlayıcı bir süre öngörmemişse, vergi iadeleri de geriye doğru beş yıllık süre için alınabiliyor. Dolayısıyla 2016 yılına ilişkin bir vergi iadesi en geç 2021 yılı sonuna kadar, yani takip eden yıldan itibaren beşinci yılın sonuna kadar talep edilebiliyor. Bu süre içerisinde vergi iadesi talep edilmezse, daha sonra iade almak yasal olarak mümkün değil.
Ancak KDV iadesiyle ilgili bazı iade türlerini ilgilendiren özel düzenlemeler mevcut. Bu düzenlemeler 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmakta. Buna göre; 2020 yılına ait indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iadeleriyle birlikte, 2019 yılına ait tam istisna ve tevkifata tabi işlemler nedeniyle oluşan KDV iadelerinin en geç 31 Aralık 2021 tarihine kadar talep edilmesi lazım. Aksi takdirde KDV iade talep hakkı kaybediliyor.
Devletten KDV iade alacağı olan mükelleflerin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına gerekli bütün hazırlıkların yapılarak yılsonuna kadar iade talep dilekçelerini vergi dairelerine vermesi gerekiyor.
Twitter: @Ismail_Vefa_AK
-
İsmail Esin 2 yıl önce Şikayet Etİsmail bey adaşım olarak sizi okumak ve takip etmek çok hoşuma gidiyor. Yazılarınız çok faydalı. Ben de birkaç şey eklemek isterim kısıtlı iktisat bilgimle. İthal girdi ağırlıklı sektörlerde kur artışının uzun vadede çözüme kavuşturulmasının çok öenmli olduğunu düşünüyorum. Devletimiz ayni ve makdi yardımlarla hem üreticiyi hem de biz tüketicileri desteklemeli diye düşünüyorum üstat.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Zorbay Kuşoğlu 2 yıl önce Şikayet Etİsmail bey yazılarınız çok iyi sizi sıkı şekilde takip ediyorum. İthal girdi yoğun sektörlerde bu kur artışları üreticimizi fiyatlara yansıtmaları sonucunda da biz tüketicileri zorlayacak gibi görünüyor. Vergisel anlamda düzenlemeler bekliyoruz. Ayni ve nakdi yardımların artması gerektiğini de düşünüyorum. Nihai olarak bu şekilde düzlüğe çıkarız sankiBeğen Toplam 2 beğeni
-
Ergün Bilen 2 yıl önce Şikayet EtÇok güzel bir yazı, elinize sağlık!Beğen Toplam 2 beğeni
-
Mustafa Özbay 2 yıl önce Şikayet Etİsmail Bey'i tebrik ediyorum. Son derece verimli bir yazı oldu. Kaleminize sağlık...Beğen Toplam 3 beğeni
-
Selçuk BAŞER 2 yıl önce Şikayet Etİsmail bey bütçe gerçekleşmeleri konusunda derli toplu açıklamanız için teşekkürler. Döviz kurundaki artışın ithalatı daraltması sebebiyle ithalde alınan vergi gelirlerindeki azalmayı zannediyorum mali af kanunu ve artan ihracat kaynaklı gelir artışıyla bertaraf ettik. Resmen ikiz açık teorisi tersine gerçekleşti bu dönem. Bu durum sürdürülebilir mi? Saygılar.Beğen Toplam 1 beğeni