İsmail Yolcu
İsmail Yolcu
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Yalan dünyadan sanal dünyaya “insan yaşamı ve davranışı nasıl değişti?”

GİRİŞ 18.12.2025 GÜNCELLEME 18.12.2025 YAZARLAR

Eskiler insan yükü ağır olur derler…

Bu söze katılmakla birlikte günümüzde asıl ağır olanın bilgi yükü olduğu kanaatindeyim.

Öyle ya önümüz arkamız, sağımız solumuz alabildiğine bilgi, olabildiğine açık kaynak bilgiden geçilmiyor.

İnternet kullanımının lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline geldiği günümüzde, her evde önce masa bilgisayarlarının, sonra laptopların, ardından tabletler derken her evin sahip olduğu bir cep telefonu sayısı günümüzde yaş sınırına bakılmadan evin her bireyine bir cep telefonu ile hayatımızdaki teknoloji başka bir hale dönüşmüş durumda…

Daha bitmedi unuttuğumuz başka bir şey evlerimizdeki televizyonlar. Hem boyutları arttı, hem salonda üzeri dantelli gelin gibi süsleyip gözümüz gibi baktığımız siyah beyaz televizyonlar da aldı başını gitti tabi ki. Salonlardaki televizyonlar zamanla önce mutfağa, sonra yatak odalarına kadar girdi. Hem de en internetlisinden, en you tube’lusundan…
Tabi ki unuttuğumuz bir şey daha var: Arabalar…

Arabaların da modelleri, saatteki km hızları arttı.

Sonra evlerdeki araba sayıları, evin hem beyi hem hanımında sonrasında hadi aslan oğlum, hadi aslan kızım kazan üniversiteyi şehir dışında okuyacağına kendi şehrimizi kazan araban .benden! cümleleri ile alınan arabalar derken araba sayıları bazı evlerin önünde, garajlarda en çok da yollarda arttı. Bir yandan trafik içinden çıkılmaz hale geldi öte taraftan içi son model teknolojiyle donatılan arabalarda da internet erişimi, müzik, tv akla gelen her türlü bilgi ve eğlence paketleri insanlar tarafından çokça beğenildi, satın alınıldı. (Tüm bunları yazarken arabası olmayan aileleri, evinde değil iki arabayı bir arabası bile olmayan aileleri de gözardı etmediğimin bilinmesini isterim. Tabi ki ilk başta abartı gibi gelebilir.

İllerdeki trafiğe kayıtlı araç sayısına birkaç örnek verecek olursak (TÜİK 2025):

Ankara: 2.910.860
İstanbul: 6.076.938
İzmir: 2.035.669
Bursa: 1.295.754
Antalya: 1.634.067
İllerdeki çekirdek aile sayısına birkaç örnek verecek olursak (TÜİK 2024):

Ankara: 1.303.652
İstanbul: 2.971.981
İzmir: 955.556
Bursa: 671.952
Antalya: 534.920

Evet TÜİK’in en son verilerine bakıldığında 5 büyük şehrimizdeki aile sayısı o illerde bulunan araç sayısından az.

Üstelik evlerdeki tv, laptop, tablet, akıllı telefon sayılarını da siz düşünün.
Hal böyle olunca yazımızın girişinde bahsettiğimiz durum ortaya çıkıyor. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz internetle, you tube’la, sonsuz internet haber siteleri ve tv/radyo kanallarıyla SOBE’lenmiş durumda.

Sadece görüntülü ve sesli şekilde eğlence, şarkı, film şeklinde zihnimizi işgal etmiyor tabi ki milyonlarca saatlik içerik. Aynı zamanda açık kaynak bilgi şeklinde de işgal ediliyoruz.
Bize, çocuklarımıza, arabamıza, yatak odamıza, mutfağımıza, telefonumuza kısacası dört bir yanımızdan bize erişen, eriştirilen, erişmemiz gerektiği mecburiyeti karşısında açık kaynak olarak bize ulaşan BİLGİlerin doğruluğunu sorgulamadan (ki sorgulamaya ömrümüz yetmez) alıp hooop zihnimize, hooop çocuklarımızın ödevlerine, hooop haber metinlerine, tv’lerin gündüz kuşaklarına, gazetelere, dergilere her yere girmiş oluyor ve bizleri adeta esir alıyor.

***

Eskiler insan yükü ağır olur derler…

Bu söze katılmakla birlikte günümüzde asıl ağır olanın bilgi yükü olduğunu yukarıda değindim.

Üstelik insan yükü gasilhaneden sonra bu dünyadan öte dünyaya geçip gidiyor. Geride gözü yaşlı sevenleri öyle ya da böyle kendi hayatlarına devam ediyor, etmek zorunda kalıyor.

Meftalardan geriye yaptıkları iyilikler kalıyor, onlar da hatırlanırsa.

Ama bilgi yükü öyle değil, ne kaybolup gidiyor, ne de unutuluyor.

Her gün adeta sağanak şeklinde üzerimize, evimize, dünyamıza, doğmamış bebeklerin beşiklerinin bulunduğu odalara bile yağmaya devam ediyor.

***

1990’lı yıllarda internetin yeni yeni hayatımıza girdiği yıllarda internetteki, sanal dünyadaki reklamlar insanlara göre şekillenirdi, günümüzde ise insanların hayatları sanal dünyadaki reklamlara, videolara ve algılara göre şekilleniyor.

Nitekim son günlerde sıkça ele aldığımız, bolca canımızı sıkan çocuklarımızın çocuklarımıza, gençlerimizin gençlerimize ve maalesef küçüklerin büyüklere, büyüklerin de küçüklere başta okullar olmak üzere sokaklarda yaptığı her türlü zorbalık da sanal dünyada insanlarımızın maruz kaldığı anlamsız, saçma ve gaddar videolarla, dizilerle, dijital oyunlarla koskoca bir ülkeyi canımız ülkemizi adeta baştan aşağı şekillendiriyor.
Çocuklar oynadıkları oyunlarda hiç ölmeyen karakterleri seçiyorlar, zırhları kuşanıyorlar, hiç bitmeyen mermilerle binlerce insan öldürüyorlar; yetişkinler evlerimizde izlediğimiz dizilerde hiç ölmeyen başrolleri severek izliyoruz, çarkları çevirip, tuşlara basarak para kazanacaklarını zanneden zavallılar telefonları üzerinden kumar bağımlısı oluyorlar…
Her şeyden önemlisi asırlardır sahip olduğumuz gelenek, görenek ve adetlerimiz birer birer yıkılıyor, çocukların, gençlerin, koca koca insanların yaptığı saygısızlıklar özgürlükle ifade edilir hale geliyor maalesef.

Eskiler yani babalarımızla, dedelerimizle sohbet ederken: “Nasılsın, iyi misin?” dediğimizde oturdukları yerden “Ne yapayım yavrum, yalan dünya ile oyalanıyorum!” cevabını verirlerdi.

Günümüz insanlarının verdiği ortak cevap ise şu:

“Ne olsun, sanal dünya ile oyalanıyorum!”

Günün Sözü:

“Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz. " (Atasözü)

İsmail Yolcu

Eğitimci-Yazar

Çankaya Üniversitesi İletişim Koordinatörü

Haber7.com yazarı
 

YORUMLAR 2
  • Caner Y. 3 saat önce Şikayet Et
    Müthiş bir betimleme... Yalanından ne gördük ki sanalından ne bulalım bu dünyanın
    Cevapla
  • H. MUSTAFA ERSÖZLÜ 10 saat önce Şikayet Et
    sanal dünya ile oyalanıyorum.
    Cevapla