Mahmut Bıyıklı
Mahmut Bıyıklı
HABER7 YAZARI

Zincirleri kıran kahraman

GİRİŞ 23.07.2020 GÜNCELLEME 24.07.2020 YAZARLAR

İki hafta boyunca kültürel bir çalışma vesilesiyle Anadolu’daydım. Ondan fazla şehre gitme imkânı buldum. Mülki idare amirlerinden sivil toplum yöneticilerine, akademisyenlerden yerel basın mensuplarına kadar birçok kişiyle görüşme yaptım. Esnaf ziyaretleri yaptım, Çay ocaklarında oturdum. Vatandaşlarımızı çok mutlu gördüm. Gözlerde ışıltı yüzlerde tebessüm vardı.

 

 

Ayasofya Anadolu’ya bayram neşesi yaşatmış.  Tarihin akışını değiştiren İstanbul’un fethinde yaşanan heyecanın bir benzeri Müslüman yürekleri sarmalamış. Herkes mutlu,  herkes sevinçli.

AYASOFYA DAVASI MİLLETİN DAVASIDIR

 

 

Tarih boyunca gösterdiği kararlılıkla küfrün yıkılmaz kalelerini yıkarak muhteşem zaferler kazanan milletimiz aynı kararlılıkla Ayasofya davasını sahiplendi. 

 Fethin sembolünün esaretten kurtulmasını sabırla bekledi. Müslüman aydınlar da yazılarıyla milletin hissiyatına tercüman oldu. Necip Fazıl, Osman Yüksel Serdengeçti, Sezai Karakoç, Nihal Atsız, Mehmet Şevket Eygi, Kadir Mısıroğlu gibi korkusuz isimler kalemleriyle direniş göstererek kutlu mabedin kapılarına geçirilen zincirin ilk halkalarını kırdılar.

 Ayasofya’ya geçirilen zincirlerin son halkalarını söküp atmak da Cumhurbaşkanımıza nasip oldu. Karadeniz’de bir esnaf amcamız gazeteden kestiği Erdoğan fotoğrafının üstüne tükenmez kalemle ‘zincirleri kıran kahraman’ yazıp dükkânının camına asmış. Ayasofya’nın açılmasının vatandaştaki tam karşılığı işte bu cümlede saklıdır.

Amcamızın yorumu Mânâ plânında Cenabı Allah Erdoğan’a büyük bir memuriyet yüklediği yönündedir. Doğrudur. Meselelere sadece zahiri planda bakmak fotoğrafın tamamını görmeye engel olur.

Fethi Gemuhluoğlu’nun buyurduğu gibi Biz İ’lâ-yi Kelimetullah üzere, Allah’ın vazifelendirdiği halkın devamıyız. Bu emanet milletimize verilmiş fakat alınmamıştır.

Ayasofya’nın yeniden dirilişi kutlu vazifenin milletimizde olduğunu bir kez daha göstermiştir.

TARİHÎ HAMLE

Recep Tayyip Erdoğan siyasi mücadelesinde Müslümanların önüne konulan birçok duvarı cesaretiyle yıktı. Katsayı meselesinden başörtüsü serbestliğine kadar devrim niteliğinde değişiklikler yaptı.  Ayasofya ile bütün bunların üstünde büyük bir devrime imza attı.

Eser siyaseti noktasında da öncülük yaparak ülkemize sayısız eser kazandırdı.  Fakat Ayasofya’yı açmakla yaptığı bütün hizmetlerin ötesinde bir hamle yaparak adını tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırdı.

Tedaviye muhtaç kafaların bu ülkede yaşayan ama kalbi ülkeyle atmayan toplumunun neredeyse tamamının taşıdığı değerlere yabancılaşmış mankurtların mantıksız karşı çıkışlarına aldırmadan bir kez daha dik durdu.

Böylelikle batı ne der batıcılar ne der mantığıyla sürekli derinleştirilen korku duvarlarını yıkıp türkün ruh köküne yakışan bir asalette korkusuzluğu yeniden millete öğretti.

 SAĞLAM İRADE

Dün olduğu gibi bugün de Ayasofya meselesine Camii dışında başka bir seçenekle çözüm teklifinde bulunanların Türkiye düşmanı ihanet şebekelerinin sözcülüğünü yaptığı açıkça anlaşıldı.

Bazı siyasi mülahazalarda iddia edildiği gibi Ayasofya’nın açılmasını siyasi bir atılım olarak değil tarihi bir açılımdır. Hiçbir baskıya boyun eğmeden cesareti kuşanarak Ayasofya’yı açmak milletimize yeniden özgüven kazandırdı.

 Şer cephesinde mevzilenmiş bazı isimlerin çıkardıkları çatlak seslere aldırmadan Fetih ruhuna uygun bir şekilde Ayasofya’yı Camii olarak açan irade milletimizin hayır dualarında ebediyen yer alacaktır.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) efendimizin ‘karar zayıflarda olursa, işler bozulur.’ Sözünü hepimiz biliriz. Şükürler olsun ki karar merciinde sağlam iradeler olduğunu bu vesileyle bir kez daha gördük.

Türkiye’nin son yüzyılını iyi okuyanlar bu kararı vermek için ne denli çelikten bir iradeye sahip olmak gerektiğini iyi bilir.

YENİDEN DİRİLİŞ

Ayasofya’nın zincirlerini kırmak milletimizin zihnini çevreleyen zincirlerin kırılması demektir.

Ayasofya kararı asırlardır ürkütülmüş korkutulmuş yenilgi psikolojisiyle yönünü kaybetmiş toplumumuza düştüğümüz yerden ayağa kalkacağımızı göstermiştir.

Ayasofya’nın açılması her on yılda bir karşısına çıkan iç ve dış darbelerle yordurulmuş ümidini kaybetme noktasına gelmiş milleti yılgınlıktan çekip kurtarmıştır.

Bu karar sayesinde kahramanlıklarla dolu tarihimize yeni bir kahramanlık halkası eklenmiş yüzyıllardan beri yıkımlar yaşayan acılar çeken ümmete yeniden bir diriliş umudu doğmuştur.

Yine Ayasofya’nın açılmasıyla tarihimizin üzerindeki perdeler kalkıp sisler kaybolmaya başlamış geçmişle geleceğin arasındaki köprü yeniden kurulmuştur.

Hülasa Ayasofya’nın açılışı Yaşasın Tam bağımsız Türkiye haykırışının slogandan hakikate dönüşü demektir.

 BİZDE KAHRAMANLAR BİTMEZ

Tanzimat sonrası kahramanlar yetiştiren kaynakların kurutulmasından sonra Ayasofya bizde kahramanların bitmeyeceğini bir kez daha göstermiştir.

 Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “Geliyorlar!” diye yıllar öncesinden duyurduğu Büyük Doğu gençliği için şöyle diyordu: Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylan, irâdeleri çelik, imanları volkan, irfânları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü.

İşte O büyük doğu ırmağından beslenen gençlik geldi Ayasofya’yı açtı.

“Kahraman bekleyen yığınlarını, kahramansız bırakmayan Allah’ımıza hamdolsun.

Zincirleri kıranlara selam olsun.

YORUMLAR 2
  • Ahmet Ali 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah Büyük Doğu ırmağından gelen gençleri çoğaltsın inşaAllah.
    Cevapla
  • Reis 3 yıl önce Şikayet Et
    Gönlüne bereket kardeşim.
    Cevapla