Mahmut Bıyıklı
Mahmut Bıyıklı
HABER7 YAZARI

Son akıncının son yazısı!

GİRİŞ 12.09.2020 GÜNCELLEME 14.09.2020 YAZARLAR

Dünya nöbetini tamamlayıp göçen insanların son sözlerine son paylaşımlarına baktığımızda sanki ölecekleri içlerine doğmuş dedirtecek cümlelerle karşılarız.

 

 

 Vefat eden kişi bir yazarsa veda havası sinen kelimelere başka bir anlam yükleriz. Çünkü son nefes verilmeden yazılan son yazı yaratıcının emrine boyun eğmeden önce yine yaratıcının gönle ve zihne doğurduklarından oluştuğu için verileni okura sunma elçiliğini yerine getirmiştir yazar.

O’nun yaşamasını murat ettiği kadar yaşamış yine O’nun yazmasını murat ettiği kadar yazmıştır. Zaten yazar yaşarken de yazarken de ruhunu teslim ederken de Muradı ilahiye teslim olan kişidir.

 

 

Kaderi yazanın kudretine vakıf olan yazıcıların bitimsiz özgürlüğün lezzetini bu kutsi teslimiyette bulan mümin mütefekkirlerin bütün kalbiyle inanmış ediplerin yazdıkları o yüzden ebedileşip yüzyıllarca tesirini sürdürmeye devam etmektedir.

DOSTLUK ORMANI

Yakınlarda Rabbimize uğurladığımız mümin muvahhid mücahid olduğuna bütün kalbimizle şahitlik ettiğimiz Mehmet Ali Tekin Ağabeyin Gerçek Hayat Dergisi’ndeki son yazısını okuyunca benzer bir veda havası hissettim.

 Dergi yöneticileri yayına hazırlanılan sayının ilk yazısını her zaman kendisinin gönderdiğini söylediler. Kalp krizi geçirdiği haftada yine ilk o göndermiş dergi için ilkyazı ama kendisi için son yazı olduğunu bilmeden. Son yazısını mail attıktan sonra da emri hak vaki olmuş.

Hayatı boyunca Müslümanların birliği dirliği için mücadele veren Tekin son yazısında da mazeret etme ziyaret et diyerek dostlarımızı ihmal etmememizi bahaneler üretmekten vazgeçmemizi ziyaretin rahmetinden nasiplenmemizi öğütlüyor.

Tembel mazeretlerine sığınmadan yapılan ziyaretlerin Rabbimiz katındaki değerini hatırlatan merhum yakınlarımızı ziyaret etmeyi vazife edinmemizi telkin ediyor.

Her yürüyüşte yolunu bir dosta düşüren Tekin için yürümek aynı zamanda öğrenmek muhabbet etmek selam vermeye dönüşmüş.

 Modern hayatın rahatlıklarına alışmanın üzerimizdeki yan etkilerine değinen Tekin batılılar gibi hayat sürmeye onlara benzemeye isyan ederek kolaya değil zora aşina olmaya çağırıyor okurlarını.

Yaşadığı gibi yazan nadir kalemlerden olan Tekin vasiyet niteliğindeki yazısında dostlarla halleşmenin gönlünde uyandırdığı ferahlıkla bütün kaybedişlere rağmen umut vermeye devam ederek mazeretlere sığınmadan yola çıkanların önünü Rabbimizin açacağını müjdeleyerek siz gayret ederseniz vaktiniz genişler ömrünüz bereketlenir diyor.

Gerçekten de onu tanıyanların ittifakla üzerinde durduğu husus dostlarını ihmal etmemesi irtibatı kesmemesi kardeşliğini ziyaretlerle perçinlemesi olduğunu söylemeleridir.

İbn-i Arabi’nin Bir Ağacın altında oturduysan o ağaçla arkadaş oldun demektir. Arkadaşlık hakkı gereği o ağacı sulaman gerekir dediği gibi Mehmet Ali Tekin arkadaşlık ağaçlarına her zaman hakkıyla su verip diri tuttuğu için fani ömründe dostluk ormanları kurmuş. Cenazesindeki görkemli kalabalık bunun işaretiydi.

Vatsap mesajlarıyla günlük ziyaretlerini paylaşması teşvik amacı taşıyordu. Bakın isteyince oluyor bahanelerden kaçının diyordu bir anlamda. Şimdi ondan kalan güzel bir haslet olarak dostlarla buluşmayı aramayı hatır sormayı gönül almayı gelmeyene gitmeyi görmeyeni görmeyi artırarak birbirimizi daha çok sevecek sayacağız İnşallah.

AYASOFYA HEYECANI

Mehmet Ali Ağabeyle en son Ayasofya’nın açıldığı gün beraberdik. Çocuklar gibi şendi.  TYB’deki toplantıda geçmişteki öncülerin gayretlerinin bereketiyle bugünleri gördük demiş. Ayasofya davasına emek veren öncüleri sayarken kendisinin de ismini söylememden mutlu olmuş sonrasında duygu ve düşüncelerini paylaşmıştı.

 O günün heyecanını sosyal medyasında paylaşmış yaptığım konuşmaya da atıfta bulunmuştu.

Yüz binlerin katıldığı Ayasofya açılışında en heyecanlılardan birisi oydu. Adeta yerinde duramıyordu. TYB’deki programımız bittikten sonra tekrar gelip sevincini izhar ettiği bir sohbet halkası kurmuştu.

Özlemini çektiği Ayasofya’nın açılışını görmesi en büyük tesellimiz. Mescid-i Aksa’nın esaretten kurtuluşunu görmek de evlatlarına nasip olur İnşallah.

DAVANIN ÇİLESİ

Mehmet Ali Tekin davanın bütün çilesini çekti. Kendilerine olmadık geçmiş inşa edip kurgusal kahramanlıklar oluşturarak davayı kendine borçlu çıkaranların aksine bütün zorlukları yaşamasına rağmen daima davaya borçlu hissedip fedakârca koşturdu. Akıncı ruhunu içinde hep yaşadı.

Bir seferinde hatıralarını sorduğumda sanki hapishaneleri kovuşturmaları soruşturmaları sıradan bir şey gibi Çektiklerinin öznesi değilmiş gibi gayet basit bir dille aktarmıştı. Oysa o çekilen acılara işkencelere dayanmak için çelikten bir irade dağ gibi bir iman gereklidir. Mehmet Ali Tekin de bu güzel hasletlerin hepsi mevcuttu.

Ne bir nefsine yenik düşüp diline yansıyan bir isyan ne de yapıp ettiklerinden zerre pişmanlık. Bitmişlik tükenmişlik umutsuzluk karamsarlık bu kavramların gölgesi bile yoktu onda. Sanki birazdan Metin yüksel çağıracak Akıncılar meydanda toplanacak ve hep birlikte tekbir getirilecek gibi bir heyecan içindeydi. Hep 18 yaşında ve hep fırtına çıkarabilecek rüzgârın serinliği vardı yüzünde.

ŞEHİTLERİN HATIRASI

Şehitlerin hatırasını diri tutmak konusunda büyük hizmet verdi. Hem yazılı hem de sözlü olarak Allah yolunda can veren yiğitleri yeni nesillere tanıttı. Onları anlatmaktan onları hatırlatmaktan onları yazmaktan hiçbir zaman geri durmadı. Bıkmadan usanmadan konjonktüre aldırmadan hep onlarla yaşadı.

 Hayatının merkezinde hep şehitler oldu. Metin Yüksel’i anlatırken yüzünün aydınlanması dilin açılması neşesinin yerine gelmesi görülmeye değerdi. Öyle ki moralinin en bozuk olduğu anda dahi Metin Yüksel’in adı anılsa hemen neşelenir hemen keyiflenirdi.

Mehmet Ali Tekin Hakk’ın rızasına uygun mücadele dolu bir ömür sürdü. Müminler başlarına gelen her musibete sabrederler ve biz Allah'tan geldik yine Allah'a döneceğiz derler ayetinin idrakinde bir ömür.

BAHAR MÜJDESİ

Merhumun yaşadıklarına bugünden baktığımızda Romanlara sığmayacak bir hayatı görürüz. FETÖ kumpası 28 Şubat zulümleri haksız isnatlarla karartılmaya çalışılan bir yürek işkencelerle sağlığı bozulan bir beden. Sistemin yok etme çabalarına karşı İnancından aldığı güçle direnerek ayakta kalan bir mücahid.

Metin Yüksel’in cenazesinde edilen yemine sadık kalarak son nefese kadar mücadeleye devam eden bağı dehrin hep hazanını görenlerden olmasına rağmen yorulmadan yenilmeden kışın ortasında dostlarına hep baharı müjdeleyen bir mustağrib.

YÜRÜYEN VAKIF

Ümmetin yükünü omuzlarında hisseden hasbi adamlardan olan Mehmet Ali Tekin  bir yandan sistemle mücadele ederken bir yandan da   yürüyen vakıf gibi ihtiyaç sahibi Müslümanlara hızır gibi yetişmiş dertlerine derman olmuş. Şehit yakınları başta olmak üzere Hapishanede yatan mazlumların yakınlarına her zaman destek olmuş zor zamanlarında onlara omuz vermiş.

ŞEHİTLERE KOMŞU OLASIN

Çilelerle dolu dünya sürgününü tamamladı Mehmet Ali Tekin. Vefatının ardından Çeçenistan’ın dağlarından, Bosna’ın köylerinden, Afganistan’ın mezralarından Anadolu’nun her yanından kısacası Müslümanların yaşadığı bütün ülkelerden Yasinler Fatihalar hediye edildi kendisine. Ömrünü adadığı ümmetin evlatları gözleri yaşlı dualar etti. Ne şerefli bir hayat ne şerefli bir ölüm. Mekânın Cennet olsun son Akıncı. Hatıralarını diri tutmak için olağanüstü gayret gösterdiğin şehitlere komşu olasın İnşallah.

YORUMLAR 3
  • Mehmet Yılmaz 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun
    Cevapla
  • Berat 3 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler çok duygulu bir yazı. Mekanı cennet olsun İnşallah
    Cevapla
  • Duran OLCAY 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah cc rahmeti ile muamele eylesin. Onun güzel insan ve mücahit olduğuna şahidiz Allahım.
    Cevapla