Mahmut Bıyıklı
Mahmut Bıyıklı
HABER7 YAZARI

Muhsin Yazıcıoğlu'nun mirası

GİRİŞ 25.10.2020 GÜNCELLEME 26.10.2020 YAZARLAR

Türk siyasetinden binlerce isim gelip geçmesine rağmen çok azı milletin gönlüne girmeyi başarabilmiştir. Şu an hayatta olmayanlara baktığımızda Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu bu manada ilk akla gelen isimlerdendir.

 

 

Milletin sadece gönlüne değil duasına da girerek her zaman hayırla yad ettiği bu siyasetçilerin çoğu iktidara gelerek hizmet ederek vatandaşın kalbini sevgisini kazanırken Muhsin Yazıcıoğlu hiçbir devlet görevi almadan iktidar olup hizmet yapma imkanı bulmadan milletimizin nerdeyse tamamı tarafından sahiplenilmiş sevilmiştir.

Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Ermenistan çatışmasındaki son haberleri televizyondan izlemek için Fatihte bir çay ocağına gittim. İçerisi kalabalıktı.

 

 

Ekranda çatışma haberi vardı ama Ermenistan Azerbaycan çatışması değil merhum Yazıcıoğlu’nun kurucusu olduğu partinin delegeleri arasındaki gerilim vardı. Taraflar birbirini vefasızlık haksızlık hukuksuzluk gibi şeyler itham ediyordu. Fazla izleyemedim. Ayrıntıları tam bilmiyorum. Açıkçası merak da etmiyorum.

Haber esnasında altyazıda Yazıcıoğlu’nun mirası yazısını görünce aklıma merhumun Kocatepe’den milyonlar tarafından uğurlanışı geldi. Kendisinin bıraktığı manevi mirasın o fotoğraftan anlaşılabileceğine inanıyorum.

Dün gibi hatırlıyorum. Cenaze namazına İstanbul’dan katılmak için Milli Görüşçü bir ağabeyle Fatih’ten hareket eden otobüslerden birine bindik. Gözler yaşlı kalpler kederli.

Yolcuların hiçbirini tanımıyoruz. Kimi Yasin Okuyor Kimi dua ediyor kimi ön koltuğa başını yaslamış hüngür hüngür ağlıyor. Otobüste ruhani bir hava var. Bolu taraflarında namaz molası verildiğinde yol arkadaşlarımızla tanışma fırsatı buluyoruz.

 İskender Paşa Camiasından bir esnaf İsmailağa cemaatinden hafızlık talebeleri Menzilin sofileri AGD’li üniversite öğrencileri Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerinin muhibbi güzel yüzlü bir ihtiyar İstanbul Üniversitesi’nde okuyan AK Partili gençler.

Her kesimden insan. Belki de otobüste Büyük Birlik Partili kimse yok. Çoğumuzun oyu şu ya da bu gerekçeyle merhuma nasip olmamış.

Otobüste nasıl her meşrepten her renkten insan varsa cenazede de aynı fotoğraf hâkimdi. Türkiye oradaydı. Türküyle Kürdüyle Alevisiyle sünnisiyle hatta laik anti laikiyle solcusuyla sağcısıyla yüreğini yanına alan Kocatepe’ye koşmuştu.

Her faniye nasip olmayacak bu sevgi selinin elbette bir anlamı vardı. Sadece ölümünün trajik olmasından değil hayatının destansı olmasının da büyük payı vardı.  Bütün milletin gözyaşları içinde saf bağlaması boşuna değildi.

Aradan geçen on yıla rağmen Anadolu insanın ondan bahsederken gözlerinin nemlenmesi çocuklarına onun ismini vermesi yeni açılan kurumlarda adının yaşatılması şu hakikati bize açık bir şekilde gösteriyor ki Muhsin Yazıcıoğlu artık bu milletin ortak değeridir.

 Mevlana ne ise Hacı Bektaş Ne ise Yunus ne ise bugün Muhsin Yazıcıoğlu milletin gönlünde odur. 

 

Kendi kurucusu olduğu parti de dâhil olmak üzere hiçbir hiziple sınırlandırılamayacak görkemli bir muhabbetin muhatabı imrenilecek bir sevginin insanıdır.

Yıllar sonra bile mezarının erenlere has ziyaretçi kalabalığını kabul etmesi Hakkın sevgili kulu olduğunun açık göstergesidir.

Cenazesine katılanlardaki farklı renkleri mezarının başında da günün her vaktinde görmek mümkün.

Taceddin Dergahı’na ne zaman gitseniz her memleketten her meşrepten ziyaretçi kabri başında duaya durduğunu görüyorsunuz.

Nurettin Topçu bir yazısında millet mistikleriyle ilgili şöyle der. ‘Millet mistikleri büyük muzdariplerdir. Onların aşk haline gelen zevkleri milletin ıstırabını mustarip yaşayışları ile hemahenk(denk) hale getirmektedir.’

Gerek hayatıyla gerek vefatıyla herkesin gönlünde müstesna bir yer tutan Yazıcıoğlu tam da Topçu’nun tariflerine uyan bir millet mistiğidir.

Bazı insanlar devlette büyük makamlara gelmişlerdir. Fakat makam gidince isimleri silinip gitmiştir.

Halkımızın bütün makamlardan üstün tuttuğu gönül makamına girenler ise ebediyen unutulmamışlardır. Türk halkının irfan nazarı daima diridir. Hangi yüreğin kendisi için çarptığını hangi yüreğin vatan sevdasıyla attığını kimin rol yaptığını iyi bilir.

 Bu nazar stratejistlerin çözemediği sosyologların anlamakta zorlandığı bir nazardır. Anlamadıkları için zaman zaman aşağılamaya kadar götürürler. Oysaki o hak nazarın dikkatinden hiç bir şey kaçmaz.

İyi de kaçmaz kötüde mazlum da kaçmaz zalim de. Dünya karşı müstağni duran tarihteki kahramanlar gibi Yazıcıoğlu da dünyanın nimetlerini değil çilelerini kederini kahrını görmüştür. Ama her çilede kahrın da hoş lütfunda hoş deme erdeminden vazgeçmemiştir.

 Millet nasıl sevilir din nasıl yaşanır herkese göstermiştir. Yoğun parti programları arasında sessiz sedasız bir ara bulup bir köşede namazına durmuştur. Gösterişsiz sade bir kul olmanın lezzetini şana şöhrete kapı açan riyakâr tutuma değişmemiştir.

 Seçim dönemlerinde namazı göze sokmaya çalışan tiplerin aksine gözlerden uzak Yaratanla araya hiçbir hesabı sokmayan hasbilik ölçüsünü korumuştur.

Yazıcıoğlu birçok sıradan bir siyasetçi olmadı. Siyasete değer kattı. Toplum değerini bilmese de o değerli olmayı iktidar olmaya tercih etti.  Kirli çarklara girmedi yalan söylemedi yalan söyletmedi. Cenabı Allah Ona İktidar alanını nasip etmedi ama tarih boyunca güçlü iktidarlara sahip olmuş çok kişiye nasip olmayacak şerefli bir itibar alanını ikram etti.

Yazıcıoğlu Türk siyasetinin Yunus’udur. Yunus gibi herkesi sevmiş saymış herkes tarafından saf bir sevgiyle sevilmiş sayılmıştır.  Abdürrahim Karakoç da bir anısında Yazıcıoğlu’na siyasette başarı olamama sebebinin Yunus gönüllü olmasından kaynaklandığını bir yüzünün mutlaka yavuz olması gerektiğini söyler. Yavuz olmayı da başaracakken Yunus olmakta karar kılması irfani bir tercihten başka bir şey değildir.

Merhum milliyetçi gelenek içerisinde İslam’a bağlılığı en önde olan isimlerden olmuştur. Öyle ki sloganlara söylemlere hatta yaşayışlara tesir edecek olan İslami kimliği camiasına kazandıran odur.

 Anadolu’yu aşkla mayalayan maneviyat önderlerinin kutlu mirasına sadıktır. Ahi Evran, Hacı Bektaş, Hacı Bayram Veli, Hacı Şaban Veli, Şücaattin Veli, Şeyh Edebali, Hayreddin Tokadi, Bahaeddin Veled, Mevlâna, Sadreddin Konevî, Muhiddin Arabî, Yunus Emre, Fahrüddin Iraki, Necmedddin-i Dâye, Evhadüddin-i Kirmani, Emir Sultan, Geyikli Baba, Somuncu Baba, Sarı Saltuk gibi ulu şahsiyetlerin coğrafyamıza yaydığı irfani zenginliğin farkındadır.

 Yesevi’nin günümüzdeki sadık bağlılarından olan Yazıcıoğlu’nun tasavvufla köklü bir bağı vardır. Dışardan beslenme ithal köktenci akımlara karşı gençliği büyük şahsiyetlerin günümüzdeki temsilcilerine yönlendirmiştir.

Kendisi de Anadolu’nun hangi köyünde bir Hak dostu varsa ziyaret etmiş dualarını almıştır. O yüzden her tarikatın yol başçısının dilinde Bizim Muhsin diye geçer adı.

Aşağılık işkencelerin her türlüsüne maruz kalmasına rağmen ne devletine ne kaderine küsmüştür.  Allah’a dayanmış zikrullaha yapışmış ve zalimlerin zulmünü inancına sarılarak savmıştır. Bu konuda yaşadıkları hem yakıcı hem de sarsıcıdır.

Yazıcıoğlu’nun mirası maneviyattır dürüstlüktür vefadır itibardır erdemdir ihlastır samimiyettir. Ancak bu aziz mirasa sahip çıkıp yaşatacak olanlar onun emanetine hakkıyla sahip çıkmış olur.

Ondaki hasletleri taşımadan emanetini omuzlanmak ağır bir sorumluluk gerektirir. Emanete talip olanlar merhum gibi düz yaşayarak düz durarak, düz yürüyerek dik durarak doğrudan ayrılmadan kaybetmeyi ana ilkelerden ödün vererek kazanmaya tercih edecek kadar çelik iradeye sahip nefsini aşmaya da talip olmalıdır.

Ekranda yumruklu kongre görüntülerinin altına yazılan Yazıcıoğlu’nun mirası yazısını görünce aklıma bunlar geldi. İçerdeki gürültüden tam anlayamadım ama sunucu hanımefendi oğlunun ve ağabeyinin de üzüntülü olduğunu söyledi.

Büyük Birlik Partisini takip etmediğim ayrıntılara vakıf olmadığım için konunun ne olduğunu bilmiyorum ama Yazıcıoğlu’nun partisini emanet olarak görüp evladını emanet bilip sahip çıkmamak adı vefayla anılan merhumun kemiklerini sızlatacağını iyi biliyorum.

 Partiler, kurumlar, koltuklar, makamlar gelip geçicidir. İnsanın insana emanet kılındığı davalar ise bakidir.

 Merhum Yazıcıoğlu hem hayatıyla hem vefatıyla bu hakikati herkese göstermiştir.

Aziz ruhu şad olsun.

YORUMLAR 10 TÜMÜ
  • Salim Ethem Mican 3 yıl önce Şikayet Et
    Cennet mekan Şehit liderim Hacı Muhsin Yazıcıoğlu’na Rabbimden sonsuz Rahmet diliyorum. Mekanı Cennet, derecesi âli olsun inşaAllah
    Cevapla
  • Mehmet 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin güzel insana, mekanı cennet olsun.
    Cevapla
  • Selda 3 yıl önce Şikayet Et
    Önce dillerdiğin için çok teşekkür ederim Mahmut Bıyıklı . Bizde şu var şehit liderim gittiğinden bu güne hepimiz bire düştük siyasette ne kavga olursa olsun o bahsettiğin maneviyat uğruna davaya birşey olmaz kişiler kendilerine yakışanı yapar buda bizi bağlamaz üzülürüz ama yolumuza devam ederiz.. Bbp sadece siyasi bağlantımız onun bize bıraktığı miras ise özümüzde ..
    Cevapla
  • Kaan derin 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah
    Cevapla
  • Sezai Refik 3 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH CC Muhsin Başkan'ın makamını a'la etsin amin, bu milletin gençliğine örnek gösterilecek bir insandır, yazarın da eline ve kalemine sağlık daha güzel ifade edilemezdi.
    Cevapla