Işığı sönmeyen bir yıldız: Emine Işınsu
Vefatının birinci yıldönümünde rahmetle ve minnetle yad ettiğimiz Emine Işınsu birbirinden güzel eserler kaleme alarak Türk edebiyatına adını altın harflerle yazdıran usta bir yazarımızdır.
Ömrü boyunca istikrarla sürdürdüğü edebî yürüyüşüne baktığımızda idealist bir insan portresi karşımıza çıkar.
Özellikle yazarlığa ilk adımını attığı yıllarda örnek bir duruş sergilemiş Halide Nusret Zorlutuna gibi kendisini ispatlamış bir yazarın kızı olmasına rağmen edebiyat alanında bu referanstan bilinçli olarak uzak durmuştur.
Annesinin edebi gölgesinde konaklamak lüksü yerine o kendi gölgesini oluşturma gayretine girmiştir.
Gölgede kalanın gölgesinin olmayacağı bilinciyle ilkyazı denemelerini Çınarlı’nın Hisar Dergisi’ne Zorlutuna soy ismini kullanmadan göndermiştir.
Kendi sesini yakalama çabası uğruna verdiği emekler boşa gitmemiş kısa sürede özgün bir üslup yakalayarak edebi kamu tarafından takdir görmüştür.
İlk eserleriyle de ustalık dönemi eserleriyle de dikkatleri üzerinde toplamayı başarmıştır.
Edebiyat dünyasında bugün kimsenin itiraz etmeye cüret edemeyeceği bir Emine Işınsu gerçeği vardır.
O kadın edebiyatçılar arasında sanatıyla parlamış sonrasında hiç sönmemiş bir yıldızdır.
ROMANCI IŞINSU
Türk edebiyatında iz bırakan birçok büyük yazar gibi Işınsu da farklı türlerde eserler vermiştir. Fakat Romancılığıyla öne çıkmış, geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır.
Kendiyle yapılan bir röportajda bana roman yazma vazifesi verilmiştir diyerek yazmayı manevî bir sorumluk içerisinde sürdürdüğünü ima etmiştir.
Birçok yazar gibi onda da yazmak varoluş sebeplerinden biridir. Ödünsüz sürülen ömür içinde edebiyat her zaman hayatının merkezinde yer almıştır.
Bugün Işınsu romancılığından bahsediliyorsa bu, özgünlüğünden ödün vermeyişinden kaynaklanmaktadır.
Emine Işınsu hep zirvelerde dolaşmış zirveyi yakalamış yazarlarla akrabalık kurmuştur.
Bu akrabalık bağı içerisinde herhangi bir toplulukla anılmaktan ziyade kendisi olabilmeyi başarmış bir yazardır ve hep tek başına anılmıştır.
Dostoyevski gibi Tolstoy gibi dünya çapında kabul görmüş büyük edebiyatçıları iyi okumuş ve onları sağlam bir süzgeçten geçirmiştir.
Büyük okumalar yapmış nihayetinde o büyük okumalar, kaleminin ve kalbinin birikimiyle ona büyük eserler yazdırmıştır. Işınsu, edebiyat dünyasında dert sahibi olmayanların girmeyeceği dert sahibi olanlarından da öncelikleri arasına almadığı alanlarda ve konularda estetikten ödün vermeden edebî kaygıyı ıskalamadan müthiş romanlar yazmıştır.
İçinde bulunduğu milliyetçi kesimin sloganlar hizasını aşıp bir türlü entelektüel ve edebî olarak yaklaşamadığı alanlara cesurca dalmış başarılı bir şekilde kalem oynatmıştır.
Bir zamanlar bizim olan topraklara cesurca kalemini kalkan gibi kullanıp girmiş bizden olanların acılarını hasretlerini çilelerini çektiklerini bize sunmuştur.
Azap Topraklarında Batı Trakya’yı Tutsak Romanında Irak Türklüğünü, Çiçekler Büyür’de Bulgaristan Türklerinin sorunlarını gündemimize taşımıştır.
Türk’ün darmadağın olan coğrafyasına edebî olarak yeniden sefer başlatan akıncı kalemlerden biridir Işınsu.
Geniş topraklarımızdan koparılıp sıkıştırıldığımız son kalemizde atalete düşmeden asaletten taviz vermeden çekildiğimiz topraklardaki kardeşlerimizle bizi yeniden buluşturmuştur.
Bu yönüyle siyasî milliyetçiliğin başaramadığını başarmış milli bir hissiyatla Türk dünyası fikrini ve idealini yeni nesillere aşılamıştır.
Bütün yazdıklarında Türkçe hassasiyetini muhafaza etmiş kalemin hakkını vermiştir.
Günümüz okurunun ağdalı dilden kaçtığını bildiği için yalın bir dilden yana olmuş akıcı anlatımdan uzaklaşmamıştır.
CEMİYET ÖNDERİ
Emine Işınsu, edebî alanda öne çıktığı gibi cemiyet hayatında da kadın kimliğiyle önde durmuş dergilerle derneklerle benimsediği dünya görüşünün çizgisinde yol açıcılık ve öncülük vazifesi üstlenmiştir.
Bu yönü onu özgün kılan yanlardan biridir. Günümüzde edebiyata emek veren kadınların çoğu topluma açılmayı edebiyata aykırı görerek kıyıda durmayı tercih etmiştir.
Cemiyet hayatı içerisinde kabiliyetli gençleri bulması onların heyecanlarını yeşertmesi üretime geçecekleri seviyeye taşıması da önderlik vasfına uygun hizmetleri arasındadır.
Fildişi kuleye çekilmek yerine yangın yerine dönen meydanlarda aç susuz kalan ülke gençliğine sakalık yapması takdir edilesi bir durumdur.
DERGİCİLİĞİ
Türkiye Dergicilik tarihinde Töre Dergisi’nin ayrı bir yeri vardır. İsim babalığını Sadi Somuncuoğlu’nun yaptığı dergi Türk Yurdu dergisinin kapanması sonrası oluşan büyük boşluğu doldurmak amacıyla yayın hayatına başlamıştır.
Emine Işınsu’nun disiplinli bir şekilde çalışması eli kalem tutan önemli şahsiyetleri ikna edip yazı yazdırması sonucu Töre Dergisi bir okula dönüşmüş yeni nesilleri beslemiştir.
Bir fikir dergisi olarak çıkan Töre’nin arkasında büyük kurumlar ve sermaye olmadığı için profesyonel içeriğine rağmen amatör fedakârlıklarla okuyucuya ulaştırılmıştır.
Derginin paketlenmesinden dağıtıma gönderilmesine kadar bütün işleri yazı kadrosu üstlenmiştir.
Bu samimiyet dalgası okuyucuda da yankı bulmuş özellikle gençler tarafından yakından takip edilen bir yayın haline gelmiştir.
Adanmışlık duygusuyla yayınlanan dergi vesilesiyle sayısız gence ulaşılmış onların hayata bakışlarına dünya görüşlerinin şekillenmesine katkı sunulmuştur.
Işınsu, özünün farkına varan gençlerin toplumuna yabancılaşma sorunu yaşamayacağını iyi bilenlerdendir.
Bu sebeple Töre’de devletine bağlı milletine sevdalı bir gençlik idealinin yanı sıra çağın gereklerine uygun kendisini yetiştiren kültürlü şuurlu bir gençlik hedeflenir.
SUFİ BİR YAZAR OLARAK IŞINSU
Nakşi geleneğinin hakim olduğu bir ailede büyüyen Işınsu , tasavvuf okyanusundan hakkıyla nasiplenen edebiyatçılardandır.
Tasavvuf bir mana okyanusudur. Madde planında kabuğunu kıramayanlar akıl duvarını aşamayanlar gönlü öteleyenler kalbi katılaşanlar o okyanusa dalamazlar.
Dalamadıkları için de incileri toplayamazlar. Işınsu sufi kültüre dışarıdan bakan bazı Türk aydınlarının aksine içeriden bir keşifle hem muhib hem mürit olarak o deryaya dalmıştır.
Türk’ün vicdanını irfanını temsil eden soylu şahsiyetler toprağı vatan gayrıyı kardeş yaparak medeniyet kurmamız için kapılar açmışlardır. Anadolu’yu vatanı kemal yapan onlardır.
Usta yazar Türk’ün fethettiği topraklardaki kalıcılığının sırrının kılıç sallayan savaşçı Alpler kadar gönüllere giren erenler sayesinde olduğunu bilenlerdendir.
Bir okur olarak Işınsu romanları arasında beni en çok etkileyenler irfan önderlerini anlattığı biyografik romanlar olmuştur.
Yunus Hacı Bayram Niyazî-i Mısri tasavvuf edebiyatının adeta şaheserleridir.
Tasavvufun insana yüklediği anlamı eserlerinde mükemmel şekilde işlemiş, anlam arayışında kâmil olanın meseleyi çözmedeki pratikliğini olağanüstü şekilde yansıtmıştır.
BİR GÜN MUTLAKA
Işınsu ülkedeki deli gömleği giyen ideolojisinin kölesi bazı kesimler tarafından hiçbir zaman görülmemiştir.
Edebiyatın dev isimlerinden birisi olmasına rağmen sükût suikastına maruz kalmıştır.
Ömrünü hakikate adayanların talihi genellikle böyle olur. Yaşarken gerektiği kadar değerleri bilinmese de bir gün mutlaka çok sevdiği milleti tarafından tanınacak ve anlaşılacaktır.
Zaman en adil değerlendiricidir. Ruhu şad olsun.
-
Hasan 2 yıl önce Şikayet EtSayın yazar, bir edebiyat emektarını tanıtmak ve anmak için gösterdiğiniz özenli çabayı takdirle karşılıyorum.Beğen Toplam 3 beğeni