Kara propaganda çöktü
O açıklamalar iç siyasette yaratılmak istenen kafa karışıklığını giderdiği gibi dış siyaset odaklarına da açık mesajdı.
Bu açıdan Kobani kuşatmasıyla ilgili yaklaşımı hem etkili oldu hem de sonuç alıcı... Çünkü günlerdir Kobani'ye saldıran IŞİD üzerinden Türkiye'ye yönelik akıl almaz bir algı operasyonu yürütülüyordu. Başbakan Davutoğlu, aynen şöyle diyordu:
"Kobani'nin düşmesini istemeyiz. Kobani'den gelen kardeşlerimize kucağımızı açtık. Kobani'nin düşmemesi için ne gerekiyorsa da elimizden geleni yaparız."
Demokrat siyasi çevrelerin ve bölge halkının Türkiye'den beklentisi de buydu. Bu çıkış karşılıksız da kalmadı. Açıklamadan hemen sonra aylardır Türkiye aleyhine konuşmalarıyla dikkat çeken PYD lideri Salih Müslim, soluğu Ankara'da aldı.
Ankara'da ne konuşuldu henüz bilinmiyor ama Türkiye'nin ne söyleyeceği belli. Başbakan Davutoğlu o yayında ne söyleneceğinin ipuçlarını da vermişti:
Şöyle diyordu: "Eğer orada bir yanlış varsa bunun temel sorumlusu PYD'dir. Onlar maalesef rejimle işbirliğine girdi. 'Rejim bize dokunmadıkça Araplar ve Türkmenleri ne kadar katlederse katletsin sesimiz çıkmaz' dediler. HDP'den veya BDP'den bu Suriye zulmü sürerken bir tek ses duydunuz mu? 'Türkmenlere niye zulmediyorsunuz?' diye bir ses çıktı mı? 'Araplara niye zulmediyorsunuz?' diye bir ses çıktı mı? Bizim için hepsi insan ve hepsine elimizi uzatacağız."
Türkiye'nin bu yaklaşımı eninde sonunda karşılık bulacaktı. Önce Başbakan Davutoğlu'nun HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'la buluşması, sonra da Salih Müslim'in Türkiye'ye gelmesi bölgede yeni bir sayfanın açılacağına işaret.