Mahmut Övür
Mahmut Övür
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Kandil'in tehlikeli oyunu

GİRİŞ 24.07.2015 GÜNCELLEME 24.07.2015 YAZARLAR

İki milyona yakın mülteciye rağmen kendisini uzak tutmayı başardı. Şimdi, yeni bir tezgâhla o kirli savaşın Türkiye'nin içine taşınması isteniyor. Bunun için de DAEŞ (İŞİD) belası kullanılıyor. Ve bu ne zaman yapılıyor; Türkiye, DAEŞ'e karşı İncirlik üssünü kullanma kararı aldığı, içeride çok yönlü bir operasyon başlattığı ve onların internet sitesini kapattığı bir zamanda.

İşin doğrusu bunu ne muhalefet partileri ne de onlara destek veren Doğan ve Paralel Medya görüyor. Görmedikleri gibi iftiraları da sınır tanımıyor. Açın o gazeteleri okuyun, sabahtan akşama kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı yapılıyor. Bir iki yazar hariç hepsi, gözü dönmüş biçimde Suruç saldırısını bile hükümete mal etmeye çalışıyor. Hatta eski bir genel yayın yönetmeni ağzını açtıkça kin kusuyor. 300 bin insanın katili Esed'in yaptıklarını görmüyor, onun laikliğine övgüler düzüyor. Bırakın Baas diktatörlerinin laikliğini, o laikliğin Türkiye'de nasıl yasakçı olduğunu başörtüsü meselesini yaşayarak gördük.

Türkiye'ye kurulan tuzak konusunda en tehlikeli rolü ise hiç kuşkusuz HDP'nin de sırtını dayadığı Kandil aklı oynuyor. Her defasında DAEŞ'i bahane ederek AK Parti'ye, Türkiye'ye saldırıyor. İşte uluslararası oyunun bamteli de burası. DAEŞ önemli bir sorun ama onun bahane edilmesi çok daha önemli bir sorun yaratıyor. Kobani örneğinde bunu yaşadık. Kobani üzerinden inanılmaz bir algı operasyonu yapıldı. O günden sonra da Kandil ve çevresinin ağzından "savaşı başlatırız" tehdidi hiç düşmedi. Seçim öncesi yaptıklarını bir yana bırakın, seçim sonrası yaptıkları bile bunu anlatmaya yetiyor.
KCK son bildirisinde devletin yol, baraj ve karakol yapmasını savaş gerekçesi sayacağını açıkladı ve tehdit etti. Arkası da geldi. Iğdır'da, Ağrı'da en son Kağızman'da onlarca araç ateşe verildi. Daha geçen yıl bunları yasakladığı halde başlatmakta sakınca görmedi. Şimdi de Adıyaman'da bir askeri, Suruç'ta iki, Diyarbakır'da bir polisi şehit ederek savaşı başlattı.

Yani DAEŞ bahane, Kandil'in hesabı başka... Kandil, bölgenin en önemli barış projesini, konjonktürel fırsatlara feda ediyor. Cemil Bayık'ın önce halkı silahlanmaya çağırması sonra da Öcalan'a özgürlük ve özerklik talebi bunu gösteriyor. Hani artık silahların devri bitmiş, siyaset dönemi başlamıştı? Kandil'in bu hesabını, uluslararası güç odaklarının hesabından ayrı düşünmek mümkün mü? 

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL