MİT kavgasının şifreleri
Geçen yılın son günlerinde Uludere katliamından bir gün önce, 27 Aralık 2011'de "Peki, MİT PKK'yı kullandı mı?"başlıklı yazıda,çok tartışılan bir sorunun cevabını aramış ve şöyle sormuştuk:
"Bir ülkenin ön önemli kurumu olan istihbarat teşkilatı o ülkede nasıl bir terör örgütü kurdurabilir?
Ona para verecek, tutuklamayacak, operasyon yapmayacak sonra da o örgütten şikâyetçi olacak...
(...) Ama nedense ne MİT'in ne de mensubu Pilot Necati Kaya'nın neden böyle bir ilişki kurduğu sorgulanıyor."
Bu soru, istihbarat örgütüyle terör örgütleri arasındaki klasik ilişkinin ötesine uzanan bir duruma ilişkindi.
Şimdi polis-yargı eksenli güç, aynı mantıktan yola çıkarak başta MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner olmak üzere MİT'i "KCK'ya destek vermek"le suçluyor.
Ağır ve siyasi iradeyi de hedef alan bir suçlama bu... Oysa istihbarat örgütleri her zaman şiddet örgütleri içine sızar. Bu onun yasal görevi. Bir anlamda dünyanın bütün istihbarat örgütleri yasadışı işler yapar. Aynı şeyi polisin yapmadığını kim söyleyebilir?
İşte son operasyonla bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı yaratılıyor.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kulanabilirsiniz
Mahmut Övür / Sabah