Hayır, bu defa yaklaşan 6’lı masa toplantısında ne diyeceği, nasıl bir tutumla hareket edeceği, Kılçdaroğlu’nun adaylığını veto edip etmeyeceği değil, ‘zor karar’ derken kastımız.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği başörtüsü düzenlemesi geldi, geldi ve güçlü bir referandum ihtimali olarak siyaset gündeminin merkezine oturdu.

Pazartesi akşamı, yani muhalefet cephesinde, AK Parti’nin HDP heyetini ziyaret etmesine MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından sert bir cevap verileceği beklentisinin/umudunun arttığı saatlerde, kendisine bu konuyu da sormak üzere aradığım AK Parti Genel Başkan Yardımcısı titrini taşıyan bir isim, gayet rahat bir dille, “Biz bütün adımlarımızı Cumhur İttifakı olarak birlikte atıyoruz” dedi.

Dün, partisinin Meclis grubunda konuşan Bahçeli, muhalefetin umutlarını boşa düşürecek sözlerle Cumhur İttifakı’ndaki ortağının yanında olduğunu beyan eden açıklamalar yaptı.

AK Parti heyetinin HDP’yi ziyaret etmesiyle ilgili olarak, “Biz kiminle görüşüldüğüne değil, makul ve demokratik çözümün nasıl olacağına bakıyoruz. Zarfla değil, mazrufa ilgileniyoruz. Cumhur İttifakı’nı sorgulayanlara kapalıyız, alayına birden de yüzümüzü dönmüş durumdayız” dedi.

Bu sözleri dışında Bahçeli’nin, AK Parti’nin Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesini doğal ve doğru bir adım olarak nitelendirmesi ile muhalefet cephesindeki ‘çatlak’ beklentisi bütünüyle boşa düşmüş oldu.

İYİ PARTİ VE AKŞENER’İN KARARI NE OLACAK?

Dünkü yazımızda, AK Parti heyetinin muhalefet partileriyle yaptığı görüşmelerde aldığı cevapları, o görüşmelerin içeriğinden haberdar olan bir kaynağımdan aldığım bilgiler üzerinden aktarmıştım.

Kısa bir özet geçeyim:

-CHP, AK Parti heyetine, “Seçimlere 7 ay kala anayasa değişikliği olmaz” diyerek kapıları kapattı.

-HDP, başörtüsü kararını destekleyeceklerini zaten kamuoyuna açıkladıklarını, ailenin korunmasıyla ilgili düzenlemeyi de ‘makul’ ve ‘mantıklı’ bulduklarını bildirdi.

-İYİ Parti ise, renk vermedi. Görüşmeye katılanlar, oyalama ve topu ortada bırakma taktiği izledi.

Biraz daha detay verelim:

İYİ Parti heyetiyle görüşmede Akşener’in kurmayları, AK Parti heyetinden, yapmak istedikleri anayasa değişikliğiyle ilgili yazılı metni görmek istediklerini söylediler. AK Parti heyeti, yazılı metnin yanlarında olmadığını söyledikten sonra, yapılması düşünülen değişikliği kelimesi kelimesine sözlü olarak ilettiler. Bunun üzerine İYİ Parti heyeti, konuyu yetkili kurullarda gündeme getireceklerini dile getirdiler.

CUMHUR İTTİFAKI BÜTÜN SENARYOLARI HESAP EDİP BİR OYUN PLANI HAZIRLAMIŞ GİBİ DAVRANIYOR

Bu ara başlığı bir izlenim olarak aktarıyorum.

Erdoğan’ın Malatya’da gündeme getirdiği ‘referandum’ ihtimalinin, ince ince yapılmış hesaplara dayandığı anlaşılıyor.

İnce hesaplar derken, Meclis aritmetiği ve partilerin ‘muhtemel’ yaklaşımları baz alınarak yapılan hesaplamalardan söz ediyorum.

Yukarıda sözünü ettiğim yaklaşımlardan yola çıktığımızda, şu türden senaryolar karşımıza çıkıyor.

Başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği teklifi AK Parti, MHP, İYİ Parti ve HDP’nin desteğiyle Meclis gündemine gelirse, referandum zorunluluğu olmadan meclisten geçmesi yüksek ihtimal.

Bu dört partinin sandalye sayısı 427.

İYİ Parti “Hayır” der, HDP “evet” derse bu defa, maksimum 390 rakamına ulaşılabiliyor.

Bu da ‘mecburen referandum’ anlamına geliyor.

Önümüzdeki süreç içerisinde daha net şekilde göreceğiz ancak, AK Parti heyetinin yaptığı görüşmelerden çıkan sonuçlara bakacak olursak, referandum seçeneğinin sözde kalmayacağı, fiilen gerçekleşebileceğine dair ihtimalin gerçek anlamda arttığı gözüküyor.

İYİ PARTİ DESTEK VERİRSE REFERANDUMA GEREK KALMAYABİLİR

Meclis’ten referandum sonucu çıkarsa, takvim olarak seçim gününe endeksli bir çalışma yürütülebileceğini de bu işlerin teknik boyutunu iyi bilen bir kaynaktan öğrenmiş durumdayım.

Yani, 18 Haziran’da, yahut Mayıs ayı içeresinde yapılacak bir seçimde, halkın önüne bir sandık da başörtüsü için konabilir.

İYİ Parti’nin ve Meral Hanım’ın ‘zor kararı’ işte tam da bu hesaplar gündeme geldiğinde karşımıza çıkıyor.

İYİ Parti, başörtüsü düzenlemesine Meclis’teki grubuyla birlikte destek verirse, hem düzenlemenin kabul edilmesine katkı vermiş olacak, hem de, Cumhur İttifakı’nın lehine bir hava oluşturması muhtemel olan referandumun önünü kesmiş olacak.

Destek vermezse eğer, hem temel bir insan hakkı olan başörtüsü konusunda, hem de kendi seçmeninin büyük bölümünün de hassasiyetle yaklaştığı ‘ailenin korunması’ hususunda HDP’nin bile gerisinde kalmakla suçlanacak.

İYİ Parti’nin, Meral Hanım’ın ‘zor kararı’ derken kastımız bu.