Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rize ve Trabzon mitingini yerinde izlemek üzere sabahın erken saatinde Ankara’dan yola çıktık. 

06.20’de havalanan uçağımız, bir saat kadar sonra Karadeniz’in üzerinde şöyle bir süzüldükten sonra, deniz üzeri doldurularak inşa edilen Rize/Artvin Havalimanı’na iniş yaptı. 

Mitingi izlemek üzere birlikte geldiğimiz gazeteci arkadaşlarımızla birlikte önce Rize’yi tepeden gören Rize Kalesi’ne çıktık. 

Bulunduğumuz yerden Rize’yi bir uçtan öbür uca görebiliyorduk. 
Aşağıdan miting daveti için dolaşan araçların seslerini dinleyerek bir iki saat geçirdikten sonra tekrar şehir merkezine indik. 

Miting meydanına gelince, Erdoğan’ın konuşma yapacağı platformdan kalabalığı görme imkanımız oldu. 

Gerçekten inanılmaz bir kalabalık vardı. 

Bu yazıya başlamadan önce Rize’nin toplam nüfusu ne kadar diye baktım. 

Yaklaşık 350 bin kişi. 

Bu nüfusun yetişkin sayısını bu rakamın yarısı olan 175 bin olarak kabul edersek, bu sayının yarısından daha fazlası (80 bin) Erdoğan’ı dinlemek ve de görmek üzere miting meydanında toplanmıştı. 

Erdoğan, konuşmasına başladıktan sonra, karşısında gördüğü kalabalıktan duyduğu memnuniyeti “Bu, 14 Mayıs’ın müjdesidir” sözleriyle dile getirdi:

“Ana ocağım, baba yurdum, ata toprağım Rize'yi gönülden selamlıyorum. Şu muhteşem katılıma bakın. Siyasette bugüne kadar Rize'mde böyle bir katılım görmemiştim. Bugün bir başka. Bu, 14 Mayıs'ın müjdesidir” dedi. 

Rizeliler, ülkeyi 21 yıldır yöneten hemşehrilerini sadece 80 bin kişilik kalabalıkla değil, pankartlarla da bağırlarına basmışlardı. 

Pankartlardan birinde şöyle yazıyordu:

“Altı masa, yedi tabak. Birine çatal, birine biçak. Terörün işine tutayiler çanak. Bu işi bozacak Rizeli uşak”

Erdoğan’ın Rize mitinginde yaş çay fiyatıyla ilgili müjde vermesi bekleniyordu. 

Beklendiği gibi oldu. 

"Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl yaş çaya 7 lira alım fiyatı vermiştik. Bu yıl yaş çay alımında kilo fiyatında yüzde 64 zamla 11 lira 30 kuruşa çıkarıyoruz” diyerek bu müjdeyi verdi. 

Erdoğan, konuşmasının bir yerinde karşısındaki büyük kalabalığa yeniden atıfta bulundu. “Siyasette bugüne kadar Rize'mde böyle bir katılım görmemiştim" dedi.

Miting konuşması bittikten sonra platformun önünde Erdoğan’la ayaküstü bir araya geldik, fotoğraf çektirdik. 
Erdoğan’a mitingi nasıl buldunuz diye sordum. 
Kendisi, 80 bin kişinin katılım sağladığını bir defa da bize hatırlattı. 

Sonra da, gayet memnun bir şekilde Trabzon mitingine katılmak üzere alandan ayrıldı. 

14 MAYIS SEÇİMLERİ 2007 SEÇİMLERİNİ ANDIRIYOR MU? 

14 Mayıs seçimlerinin 2007 seçimlerine benzediğine dair daha önce bir başka yerde bir takım değerlendirmeler kulağıma gelmişti. 
İlginçtir, aynı cümleleri Rize’de de işittim. 
Seçim atmosferinin, kalabalıkların 2007 yazında yapılan seçimlere benzediğine dair bir değerlendirme bu. 

O dönemi yaşayanlar hatırlayacaktır. 

22 Temmuz 2007 seçimlerine AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemeyi kafaya koyan dönemin ‘muktedirlerinin’ uydurduğu 367 krizinin gölgesinde gidilmişti. 
O seçimde yapılan haksızlıklar ve mağduriyetler, seçmeni hırslandırmış, sandıktan bütün ayak oyunlarına son veren bir mesaj çıkmıştı. 

2007 ile 2023 seçimleri arasında paralellik kurulurken günümüzde;

-Muhalefet cephesinin, özellikle de CHP ve HDP blokunun, tehdit dili ve negatif siyaset dili ile, ülkeyi eski Türkiye’den daha beter bir yere taşıyabileceğine dair işaretler sunması, 

-Savunma sanayii başta olmak üzere, petrol, doğalgaz keşifleri ve başka pek çok konuda  daha önce hayal dünyasını süsleyen müthiş gelişmelerin akamete uğraması, 

-Özgürlükler ve demokratik hakların sabote edilmesi, kısaca kazanımların berheva olması gibi riskler üzerinden bu benzetmeler yapılıyor. 

Rize’de Erdoğan’a yine yüksek oranda bir oy çıkacağı aşikar. 
Meclis seçimlerinde ise AK Parti üçte üç yapmayı hedefliyor. 
Rize’de bir milletvekilini AK Parti’den koparmayı hedefleyen muhalefet ise, 6’lı masa, işbirliği yaparak CHP çatısı altında tek liste ile seçimlere giriyor. 
Muhalefetin bir milletvekili çıkarabilmesi için 50 binden biraz fazla oy alması gerekiyor.