İmamoğlu/Kılıçdaroğlu geriliminde son perde
Dün sabah işe giderken Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin tanık simalarıyla yaptığı zoom toplantısının afişe olduğu haberini görünce aklıma ilk gelen şey, 50 küsur sene kadar önce Mahir Kaynak’ın Madanoğlu cuntasını deşifre ederken başından geçen hadise oldu.
Madanoğlu başkanlığında yeni bir darbe yapmak için gizli gizli toplantılar yapan cuntacılar, günlerden bir gün, aralarına bir ajan sızdığı bilgisi üzerine ‘üst arama’ kararı alırlar.
O sırada Mahir Kaynak’ın üzerinde ses kayıt cihazı vardır.
Ancak, Madanoğlu üst arama işini en yanlış kişiye yükler.
Kaynak’a döner, “Evlat ara bakalım herkesi” der. O da hemen işe koyulur.
Madanoğlu, Mahir Kaynak’a kendini bile aratır.
Herkes arandıktan sonra Kaynak büyük bir risk alarak “Beni de siz arayın Paşam.” der. Madanoğlu, Mahir Kaynak’ın yanaklarını sıkar ve “Senden hiç şüphelenir miyim evlat, geç otur yerine.” der.
Şimdi tabi bu hadiseyi İmamoğlu’nun zoom toplantısının sızdırılması hadisesine uyarlayacak olursak 40 tane soru aklımıza üşüşecektir.
Acaba kim sızdırdı o toplantıyı?
Kılıçdaroğlu taraftarları mı?
İmamoğlu taraftarları mı?
Yoksa CHP’yi uzaktan uzağa dizayn etmek isteyen başka bir takım aktörler mi?
BU OLAY HANGİ TARAFIN İŞİNE YARAR?
Yine Mahir Kaynak’ın böyle durumlardaki çıkış tezinden hareket edilecek olunursa, “Bu iş en çok kimin işine yarar” sorusunu sormak icap edecek.
İşin tuhafı şu ki; Bu sorunun da net bir cevabı yok henüz.
Olayın patlamasından sonra, gözler önce İmamoğlu’nun kendisine çevrildi.
İmamoğlu’nun sakinliği hayrete mucip idi doğrusu.
Ya bu ifşaat işini fırsata dönüştürmek, ya da altta kalmamak adına, (üçüncü bir şık var mı bilmiyorum) gayet soğukkanlı şekilde karşıladı ses kaydının sızmasını.
Şöyle dedi:
"Partinin mevzuları partililerle konuşulur. Partinin yöneticileriyle parti meclis üyeleriyle konuşulur. Eski yeni milletvekilleriyle konuşulur ilçe başkanlarıyla konuşulur. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bu ve benzeri 200’e yakın toplantımız olmuştur diyebilirim, seçimden bu yana. Bununla ilgili hiçbir kelimeyi sizin huzurunuzda konuşmayacağım. O masalarda konuşmaya devam edeceğim."
KILIÇDAROĞLU CEPHESİ DÜŞÜK TONLU BİR CEVAPLA YETİNDİ.
İmamoğlu konuşunca gözler bu defa CHP Genel Merkezi’ne ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun vereceği tepkiye çevrildi.
Ümit Özdağ’ın açıklamalarında olduğu gibi herkesin, ama özellikle de 6’lı masanın diğer liderlerinin kendisinden bir açıklama beklediği Kılıçdaroğlu, bu konuda da Parti sözcüsünü konuşturmayı tercih etti.
(Ümit Özdağ’ın Kılıçdaroğlu ile 3 bakanlık için yazılı, MİT Başkanlığı için de sözlü mutabakata vardıkları yönündeki açıklamasını Faik Öztrak yalanlayınca, Özdağ, Öztrak’a “Sen o görüşmede yoktun” demişti)
Zoom toplantısı skandalıyla ilgili Faik Öztrak genel beklentilere uygun düşecek bir açıklama yaptı.
“Millet zam altındayken zoom konuşmayı doğru bulmayız. Partimizin kongreler süreci hızla ilerlerken, partimizin geleneklerine uymayan, hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıları doğru bulmayız. Yarışmaya evet diyoruz ama bu süreçte partimizin yıpratılmasını doğru bulmuyoruz.” Dedi.
Dedi ama bu açıklamayı bir ‘vaveyla’ havasında yapmadı.
“Olur mu kardeşim, bu nasıl bir cürettir, demek zoomtoplantısı ha” türünden bir açıklama olsaydı durum farklı olabilirdi.
CHP adına, ya İmamoğlu’nun 200 kere yaptık dediği o toplantılardan zaten haberdar oldukları için, ya da strateji gereği böyle bir açıklama yapıldığını düşünebiliriz.
Ama her durumda bu büyük bir hadise ve bu olayın İmamoğlu/Kılıçdaroğlu geriliminde yeni kırılmaları beraberinde getirmesi kaçınılmaz olabilir.
İMAMOĞLU ARTIK DAHA AÇIKTAN OYNAMAK ZORUNDA KALABİLİR
Şöyle ki;
İmamoğlu, 29 Mayıs sabahı yaptığı atakla CHP’nin başına geçme arzusunu herkesin anlayabileceği şekilde dışa vurdu.
Ancak bunu yaparken, Kılıçdaroğlu’na karşı açıktan cephe almadı.
Gönüllü bir şekilde, rıza göstererek bu işi yapmasına dönük bir taktik izledi.
Daha direkt mesajlar için kendisi yerine elindeki lobi gücünün şemsiyesi altında duran gazetecileri/partilileri kullandı.
Halbuki şimdi bu zoom ifşaatıyla birlikte İmamoğlu’nun bu kampanyasının yeni bir aşamaya çoktan geçmiş olduğu anlaşılmış oldu.
Bu durumda kendisi şimdiye kadar izlediği tutumu terk ederek Kılıçdaroğlu’na karşı açıktan cephe alma stratejisine yönelebilir.
Bir ihtimal olarak ifade edeyim.
Bu sızıntıyı her kim yapmışsa, İmamoğlu’nu buna zorlamak için yapmış olabilir.
Yani, partinin başına geçmek adına, örtülü mesajlarla değil, doğrudan harekete geçmesini sağlamak için.
İkinci bir ihtimal ki, düz mantık bunu söylüyor, başka bir akıl sahibi, İmamoğlu’nun bu gizli saklı işlerini el alem görsün, rezil olsun ve bu işlerden vazgeçsin diye böyle bir ifşaatta bulunmuş olabilir.
Her ne olursa olsun, bu gerilimin bel altına inmiş olması, zaten seçim sonuçlarıyla hayal kırıklığı içine sürüklenmiş olan CHP seçmeni için yeni bir travma demek.
Arkasından ne gelecek onu da kimse bilmiyor daha
-
Ali 2 yıl önce Şikayet EtOlması gereken chp kapatılmalı. Atatürk kelimesi altında parti olmamalı. Bunla beraber iş bankasına el konulmalı. Devlet hazinesine geçmeli. Sonra kemal mı ekrem mı hangi partiyi kuruyor ise kursun.Beğen
-
bbbbbbbbb 2 yıl önce Şikayet EtCHP ye acil Milli ve yerli lider lazımBeğen Toplam 1 beğeni
-
Büyük tehlike 2 yıl önce Şikayet EtCHP yi İmamoğlu, Kılıçdaroğlu eksenine indirgemek büyük tehlike, Kılıçdaroğlu Bir birim Kötüyse İmamoğlu 10 birim kötü, Türkiye'ye Zarar yi bir chp lazimBeğen Toplam 3 beğeni
-
misafir 2 yıl önce Şikayet Et20 secim kaybedrn kilictaroglu ve tayfasi chp yi biran önce terketsinlerBeğen Toplam 3 beğeni
-
HÜSEYİN ÇAKMAK 2 yıl önce Şikayet EtBu ifşayı İmamoğlu kendisi bizzat yaptırmış olamazmı? Partinin diğer önde gelenlerinin kendisiyle birlikte olduğunu Kemal beye göstermek için çünkü Kendisinin bu toplantıya özenle hazırlandığı çok belli gerek arka fonundaki görüntüler gerekse bulunduğu mekan özenle seçilmiş bu sadece toplantıdaki 9 kişi için yapılmış bir hazırlık olamaz. Çünkü diğerleri gayet rahat bir durumda.Beğen Toplam 5 beğeni