İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasında erken vakitte başlayan ‘Cumhurbaşkanı adayı olma’ rekabetinde, enteresan gelişmeler yaşanıyor.

Taraflar arasındaki gerilimin dozajını bazen bizzat kendi açıklamaları, bazen de etraflarından gelen seslerden ölçebiliyoruz.

Son olarak ABB Başkanı Yavaş’ın 2023 seçimlerine kadar özel kalemi olan, 14 Mayıs seçimlerinde ise İYİ Parti’den milletvekili seçilip meclise giren Yüksel Arslan’ın paylaşımı o gerilimi gün yüzüne çıkardı.

Arslan, paylaşımında “Kurucu iradenin, Atatürk'ün ortaya koyduğu kuruluş ilkelerinin düşmanlarıyla el el olanlar, "Mustafa Kemal'in Askeri" olamaz" ifadesini kullandı.

Bu ifade ile kim kast ediliyor diye soranlar, “Ya İmamoğlu, ya Özel” cevabı üzerinde ortaklaştı.

MANSUR YAVAŞ’DA KURULTAYDA BENZER SÖZLER SARF ETMİŞTİ.

Yüksel Arslan’ın paylaşımı Mansur Yavaş adına bunu yapıyor şeklinde yorumlanınca Yavaş, tartışmaların büyümesini önleme adına devreye girip X hesabından şöyle bir açıklama yaptı:

“Kamuoyunun dikkatine: Bağımsız milletvekili sayın Arslanın bu açıklamalarını ve yayınladığı metni onaylamadığımın bilinmesini isterim. Ayrıca iyi bilinmelidir ki, bu tür açıklamalar benim siyaset tarzıma uymamaktadır. Kendisine tavsiyem bu twiti silmesidir.”

Yavaş bu paylaşımı yaptıktan bir saat sonra baktığımda yakın kurmayı Arslan’ın bu paylaşımını silmediğini fark ettim.

Esasen, Arslan’ın bu sözlerinin Mansur bey tarafından yadırganmış olduğunu düşünmüyorum.

Neden derseniz, tüzük kurultayında yaptığı konuşmada kendisi de, Arslan’ın yaptığı gibi CHP’nin DEM Parti ile ilişkisine-işbirliğine göndermelerde bulunmuştu.

Milli takımın maçlarına karşı takımı destekleyen paylaşımlar yapan DEM’lileri kast ederek onlarla birlikte olamayız türünden mesajlardı onlar.

Tabi, kurultayda “Bana geç haber verdiniz” temalı esas serzenişi ön plana çıkınca Yavaş’ın o sözleri biraz arka planda kalmıştı.

Ama belli ki, bazen kendisi, bazen etrafındakiler, İmamoğlu’nun DEM Parti ile olan ilişkisini Cumhurbaşkanı adayı olma yarışında kullanmaya devam edecekler.

İMAMOĞLU CHP’NİN ‘PATRONU’ GİBİ KONUŞMALAR YAPIYOR, CHP’LİLER YAVAŞ’IN YANINDAN UZAKLAŞIYOR

Mansur Yavaş’ın Yüksel Arslan’ın paylaşımına gösterdiği tepki ve “Benim tarzım değil” şeklindeki ifadesinin, bu yarışta geri adım attığı anlamına geldiğini zannetmiyorum.

Aksine kendine özgü yöntemle iddiasını güçlendirmeye çalışıyor Yavaş.

“Kavga çıkaran”, “Hır gür yapan” taraf olma yerine, karşı tarafın haksız olduğu, yahut bu yarışı kızıştırdığı  durumlardan yararlanarak kendine özgü bir yöntem geliştirmiş gibi davranıyor.

Yani, iddiasını sürdürüyor, daha doğru bir tabirle iddialı bir şekilde bu yarışı sürdüreceğinin sinyallerini veriyor ama haksız durumda kalan taraf olmaktan imtina ediyor.

Eylül başındaki tüzük kurultayından sonra şöyle bir durum gelişmeye başladı.

CHP’de ikbal hesabı yapanlar, yavaş yavaş “Esas patron” gözüyle baktıkları İmamoğlu’nun etrafında ‘kümelenmenin’ yollarını ararken, Mansur Yavaş’ın yanından yöresinden uzak durmaya özen gösteriyorlar

Son zamanlarda, Yavaş’ın Ankara’daki görünür alanda gerçekleşen az sayıda programlarında, CHP’li sıfatı taşıyan pek kimse görünmez oldu.

İYİ Partililer, genel başkan Musavat Dervişoğlu dahil, kendisiyle görüntü vermeye daha rahat ve daha istekli görünürken, CHP’liler dediğimiz gibi aynı katraja girmekten imtina ediyorlar.

Bu da tabi, tarafların ‘etrafındaki’ halkalarda gerilimlere neden oluyor.

Bu son hadisede olduğu gibi.

Mansur Yavaş cephesi için sorun şu:

Partide ipler İmamoğlu’nun elinde olduğu için, onun CHP adına cumhurbaşkanı adayı olmasını engelleyebileceği bir koz elinde bulunmuyor.

İmamoğlu açısındansa sorun şu:

Mansur Yavaş CHP’den olmasa bile başka bir partiden (Örneğin İYİ Parti’den) yahut bağımsız olarak seçimlere girerse, İmamoğlu’nun seçimleri kazanmakla ilgili bütün hesapları bozulabilir.

Böyle bir düğümlenme durumu söz konusu.

Ve bu düğümlenme gerilim üretiyor, o gerilim de bu türden çıktılar üretiyor.