Mehmet Ali BULUT
Mehmet Ali BULUT
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Aydın Doğan’ın köşesini niçin kapmadım?

GİRİŞ 22.09.2008 GÜNCELLEME 22.09.2008 YAZARLAR

Zekeriya Karaman’ı  ‘Zekeriya bey’ olarak biliyorum. Çok fazla muarefem yoktur ama Müslümanlığına şahidim.

Mustafa Çelik’i de tanıyorum. Onu çok daha yakından ve uzun zamandır biliyorum. Hem mümin, hem Müslüman ve hem de şuurlu bir millet evladıdır.

 

Vallahi değerlerin tanımıyorum. Zahit Akman da dâhil! Fakat resimlerine baktığımda, hiç birinin yüzünde ‘dinsiz imansız’ bir adamın sireti görünmüyor. Yani hepsi Müslüman adamlar.

 

E ama bunlar ‘hırsızlık’ yapmakla suçlanıyorlar!

 

Bir Müslüman hırsızlık yapar mı?

 

- Evet yapabilir!

                                                                             *  *  *

 

- Evet yapar, yapabilir. Yapmasa iyidir ama yapabilir…

 

Şimdi bana köpürdüğünüzü hissediyorum. Nitekim aynı hali bir sahabe peygamberimize sorularla yöneltmişti. Sahabe peygambere sordu…

 

Müslüman bunu yapar mı, Müslüman şunu yapar mı, Müslüman böyle der mi…?

 

Sevgili peygamberim sabırla hep ‘evet’ dedi, ‘yapabilir’ dedi.

 

Sahabe yakıştıramıyordu bunları bir Müslümana. -Tıpkı imandan ve afvdan haberleri olmayan safdillerin şaşkınlığı gibi- bir şaşkınlıkla “Peki bir Müslümanın asla yapmayacağı bir şey yok mu ya resulallah?” diye sordu.

 

Peygamberimiz “evet var. Müslümanın asla yapmayacağı bir şey var” dedi ve ekledi:

 

- Müslüman asla yalan söylemez!

 

*  *   *

 

Bir kıyamettir kopuyor. Deniz Feneri mensupları böyle yapmış, şöyle yapmış.

 

Bilmiyorum belki yapmıştır. Kombassanın yaptığı gibi, Yimpaş’ın yaptığı gibi, Jetpa’nın yaptığı gibi… 

 

Başka!

 

Kastelli’nin yaptığı gibi, Banker Yalçın’ın yaptığı gibi off-shore’cuların yaptığı gibi… Uzanlar’ın yaptığı gibi… 

 

Başka!

 

Milletin bankasını, ümmetin bağışladığı paralarla kurulmuş bir bankanın ayak oyunlarıyla içinde 50 milyon unutulmuş bankayı 17 milyon dolara kapatanlar gibi… Milletin parasıyla milletin imkanlarını iç edenler gibi..

 

Demek ki insanlarımız ‘harama uzanan eller’ bakımından pek ayırt edemiyoruz. Al birini vur ötekine! 

 

Sıradan insanlarımız böyle de siyasiler farklı mı?

 

Siyasi liderlerin de birbirinden farkı yoktur bu behrede. CHP, hala Pakistan ve Hindistan’dan Türk milletine gönderilmiş sadaka ve ianelerden besleniyor. İş Bankası’nın hangi paralarla kurululuğuna bir bakın… Daha ziyadesini görürsünüz.

 

İsmet İnönü’nün üniversitede okuyan iki çocuğu için kış boyunca koca Dolmabahçe sarayı ısıtılırdı. Orada kalıyordu Erdal ve Ömer paşazadeler… Kim onlara hesap sorabildi. Şimdi bile yazamıyorsunuz bazı şeyleri kanunlarla korundukları için.

 

Koç’lar hangi dönemin zenginidir? Sabancılar‘ı kim abad etti… Veya hangi dönem kendi zenginini yaratmadı! 

 

İnönü mü pir u pak, Menderes mi masum, Demirel mi günahsız. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ denileli beri milleti ‘idare’ edenler,  millete ‘idare etmek’ten başka seçenek mi bıraktılar?

 

Evet durum bu. Dinlimiz de dinsizimiz de para karşısında ‘aciz’ kalıyor. Bu hastalık Osmanlı’nın yıkıma başladığı zamanlardan beri aynı! Çünkü sürekli zihniyet değişiyor ve her zihniyet değiştiğinde para da el değiştiriyor..

 

Benim yazımı takip edenler bilirler ki sürekli ‘aman yediklerinize dikkat edin’ diyorum. Çünkü ‘kişinin boğazından geçen kaderi olur’ diyorum.

 

Haram para asla ‘helal-zade’ye yaramaz. Bu ‘peri padişahı’nın kızı da olsa yaramaz, ‘zıllullah fil arz’ olsa da yaramaz, ‘iki cihan serveri’ olsa da yaramaz.

 

Temiz bünyede haram lokma kezzaptır, mümin yuvada haram mal azaptır… Herkes mutlaka ceremesini çeker…

Zaten de çekiyorlar…

 

*  *  *

Amma buradaki mesele başkadır. Burada bir kasıt ve bir çifte standart var. Aydın Doğan ve ‘medya çetesi’nin şu meseledeki ‘celadeti’ ahlaklılıklarından veya hakperestliklerinden gelmiyor. Tam tersine, İslam’a olan düşmanlıklarından geliyor. Müslümana çamur atabilecek bir fırsat geçti ya ellerine… O yüzden keyifli keyifli kaşınıyorlar…

 

Eğer dertleri ahlak ve haram - helal olsaydı, şimdiye Türkiye’nin ahvali değişirdi…

 

Bakın aylarca, sadece milletin malını götürmekle kalmamış aynı zamanda insan öldürmüş, cinayet işlemiş bir örgütü pekâlâ görmezlikten gelebiliyorlar.

 

Aydın Doğan ve ‘özgür basıncık’ları –yesinler özgürlüklerini- tiranlıklarını kaptırmama peşinde. 

Temel vazifeleri ise İslam karşıtlığı! Onlar, içimize sokuşturulmuş Sevr muhafızlarıdır emin olun. Size ters gelse de böyledir.  Bir tane Müslümanın çaresizliğine çare olmak için bir diklenmelerini gördünüz mü bunları! 

 

Ama şarap içilmesine müsaade edilmiyor diye kazan kaldırırlar. Bir homoseksüelin şirretliğine sahip çıkarlar. Ama Müslümanı ne kadar mazlum olursa olsun görmezlikten gelirler… Bunlara kalsa camileri kilise yaparlar ve ezanları da yasaklarlar…

Şimdi siz bunların hatırı için Deniz Feneri elemanlarına sırt çevirmemi istiyorsunuz…

 

Yemez beyler! Umurumda da olmazsınız. Ben kınayıcıların kınamasından çekinseydim, “Müslümanım” demezdim. Sizin gibi bıyık keser, keçi sakal bırakır, elimde viski şileleriyle medeniyet nutukları atardım… Ve en iyi köşelerinizden birini de alırdım! 

 

Hayır, minnetim yoktur. Minnet ancak Allah’adır.

*   *  *

 

Şimdi sevgili dostlarıma bir iki söz söyleyeceğim…. Neden ‘hırsızlarımı sevdiğimi’ izah edeceğim. 

 

Evet bir mümin ve Müslüman en temel vazifesi ‘müfsid’ olmamaktır ve yalan söylememektir!

 

Peki siz hanginiz göğsünüzü gere gere bunu söyleyebilirsiniz?

 

Bunu söyleyebilecek olanların elerini öperim.

 

“Yapamıyoruz ama böyle olmak lazım” diyenlere gelince. İşte ben sizi seviyorum ve siz hırsız da olsanız sizi severim.

 

Bakın dünyanın her döneminde kendisini ‘medeni’ sananlar, hep inanları horlamışlar ve en küçük fırsatta günahlarını ve hatalarını büyütüp yüzlerine vurmuşlardır. 

 

Lütfen şu peygamber kıssalarına bir bakın. Nuh’un derdi bu, Şuayb’in derdi bu. İbrahim’in derdi bu, Salih’in, Hud’un, Lut’un ve Hz. Muhammed(asv)’nin derdi bu. Onlar mümini hangi halde olursa olsun sevmezler, beğenmezler..

 

Ruhu, hakikatten hazlaşmayan ‘müşrik, münafık, mağdub ve dallinler’ müminlerin hatasını ballandırmaya bayılırlar.

 

Ahmet Taşgetiren ağabeymizin ifadesiyle ‘onlar bizim günahlarımızı seviyorlar” iyiliklerimizi değil.

 

Elbette Müslüman dürüst ve namuslu olmalı. Elbette emanete ihanet etmemeli… Elbette hırsızlık yapmamalı.

 

Ama diyelim ki yaptı. Diyelim ki hata etti ve nefsine uyup günah işlerdi. Siz onu dinin dışına atabilir misiniz? 

 

Hayır. Öyleyse o senin din kardeşindir ve seveceksin. Ben de onu yapıyorum işte!.

 

Ve diyorum ki, “bugüne kadar yaptığınız tüm iyiliklerden dolayı sizi seviyorum ey Deniz Feneri’nin gayretkeş insanları. Eğer nefsinize mağlup olup o emanet paradan kendinize de bir şey almışsanız, Allah size merhamet etsin, işiniz çok zor”. 

 

Yıllardır ve her yazısında siyasetçileri bilhassa mal ve mülk edinme konusunda sert bir şekilde eleştiren biri olarak diyorum ki…

 

Evet Fener, fena vaziyette çamura bulanmış ışığı kararmış olabilir. Ama ben ‘O Fener’i sevmeye devam edeceğim. Bugüne kadar yaptıkları ve inşallah bundan sonra yapacakları adına..

 

Bu işte, Alman derin devleti ile yerli işbirlikçilerin tezgahını da unutmayın… Size Çinli bilgeyi, şu her şeyin sonunda ‘hele biraz bekleyin’ diyen bilgeyi hatırlatırım.

 

Enseyi karartmayın…

Ben şahsen şarapçının, döngenenin, dümbeleğin, rakkasenin, zennenin, zennanenin tezviratına kanıp günahlı da olsa Müslüman kardeşimi sevmeye devam edeceğim... Bu açıdan ‘fakih bir bilge’ bildiğim Ali Bulaç’ın tavrını da yadırgadım…

 

‘Evet, benim hırsızım iyidir’. Çünkü mümindir ve edebi vardır. Üstüne vardığında ‘nedamet’ duyar…

 

Ya sen! Ya siz sevgili şapçılar, şarapçılar. Allah’tan korkmak gibi bir edebiniz var mı?

 

Kusura bakmayın, benim Müslümanım, hırsız da olsa benim canımdır. Hırsızlığından dolayı  ‘kolunu keserim” ama onu ‘kardeşim’ olarak bağrıma basarım. Vesselam!

*  *  *

Ve son olarak…

Sana gelince ey Müslüman kardeşim, Bediuzzaman’ın ‘elinde nur taşıyanların –yani dine ve imana hizmet edenlerin- diğer elinde topuz taşımaması –yani siyaset ve ticaretle meşgul olmaması- gerektiği’ şeklindeki ikazını şimdi daha iyi anladın mı?

 

Ve yine, ‘sizden hiçbir ücret istemeyen ve kendisi de dosdoğru hidayet üzerinde bununanlara uyun!’ ikazını da anladın mı!

 

“İttebiu menla yeselukum ecren ve hum muhtedun!” (Yasin).

YORUMLAR 8 TÜMÜ
  • veysi yüksel 17 yıl önce Şikayet Et
    bunlar müslüman düsmani. evet sayin yazarim agzina saglik dünyanin enzengin ülkesi türkiye?en fakir ülkeside türkiye AYDIN DOGAN gibilerinin güzünden vede CHP. yandaslarinin yüzünden bu ülke kalkinamadi bunlarin hepisi duzak ben hicmi hic inanmadim vede inanmiyom müslüman bir caldiysa onlar bin caldilar simdiyise calamiyorlar ne yapacaklar sasirdilar saldiracak yer ariyorlar ben deniz fenerine bütün yöneticilerine güvencim sonsuzdur benim param onlara helal hosolsun.
    Cevapla
  • hakan aslan 17 yıl önce Şikayet Et
    salih kardeşim'e. salih kardeşim o lafı tam anlamamışsın. benim hırsızım kafir hırsızdan iyidir diyor. yani karşılaştırma anlamında. ee tabi doğan'ların hırsızına ses çıkarmayıp kendi hırsızımızı idam edecek halimiz yok ya.
    Cevapla
  • REŞAT ER 17 yıl önce Şikayet Et
    ENFES. Sayın Bulut...Damla Damla akan ve Ruhumuza işleyen bir yazı yazmışsınız...Allah sizden çok Razı olsun..Hele Bediüzzamının Sözünü hatırlatmanız daha da başka olmuş.Bunu sesli okudum yanımdaki arkadaşımda tastik etti.Hey gidi güneler demekten başka birşey diyemiyorum...Nurlu günler...Nurlu Akşamlar...size teşekürler Sayın Bulut...
    Cevapla
  • mustafa pergel 17 yıl önce Şikayet Et
    ne güzel.. Bu ne güzel yazıydı böyle. Fener hadisesi çıkalı beri içimde bir burukluk vardı,kime kızacağımı bilemedim. Ama netleşdim. Benim hırsızım müslümansa kolunu keser ama bağrıma basarımsözü çok doğru.Müslüman olması sonunda onu büyük bir pişmanlığa taşıyacaktır.Çok büyük günah işledi ama müslüman ise kurtulma ümidi vardır. Ya hiç inanmıyan,hep müslümanın hatasını arayan iğrençler,şirretler fitneciler.Dertleri islama saldırmak yoksa haram helal umurundamı.
    Cevapla
  • atilla tarım 17 yıl önce Şikayet Et
    :))). bu yazar herhalde her sakallıyı dedesi sanıyor,baksanıza iyi müslümanı yüzünden tanıyor,ve her camiye gideni de temiz sanıyor ne denilebilirki helal olsun sana,senin gibi düşünmeyenleri bırak onu saçı sakalı bile senin gibi olmuyanlar müslüman değil sence. yuh olsun
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle