Mehmet Ali BULUT
Mehmet Ali BULUT
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Göle maya çalmak; Ak Partili Kurtulmuş!

GİRİŞ 18.07.2012 GÜNCELLEME 18.07.2012 YAZARLAR

Zira Türkiye 10 yıldan sonra yeniden ‘bilirsizliğin hâkim olduğu’ bir siyasi zemine doğru akıyor.  Sayın başbakan bir kere daha aday olmayacağını -bu kadar tecrübe kazanmış insanların siyaset sahnesinden çekilmelerini de anlamıyorum. Halbuki tecrübe ve çok vukuat yaşamışlık asıldır idarecilikte- söyledi. Yerine de anlaşılıyor ki, Numan Kurtulmuş beyi bırakmayı tasarlıyor.

Bu ne getirir götürür bilemem. Doğru bir hareket olmadığı ise kesin. Hem Kurtulmuş açısından hem AK Parti ve kurmayları açısından. Doğrusu, Numan Beyin, son 6-7 yıllık Ak Parti karşıtı söylemlerine ve Harun-Karun iddialarına -Ak Partilileri götürücülükle ithamına- nasıl bir ‘tevil’ getireceğini de merak ediyorum.

Numan Bey, tabii ki düzgün, müstakim bir Müslüman’dır!  

Fakat bugüne kadarki siyasi yaklaşımı Ak Parti’den farklı idi. AK Partiyi kirlenmek ve kirletmekle suçladı. Şimdi ise kendisi, kirlendiğini iddia ettiği ekibin başına geçiyor. Eminim, kendisinin katılımı ile bu partinin nasıl aklanmış olacağını eski tabanına ve bu iddiadan gücenmiş Ak Partililere izah edecektir.

Ben kendi payıma bu katılımı tuhaf buldum ama yadırgamadım. Türkiye’de, son dönemlerde, bilhassa siyasette ‘uzak akrabalarla birlikte hareket etme’ geleneği yaygınlık kazanmaya başladı. Şimdi CHP de o yola giriyor. Aşiret beraberliği fikri beraberliğin önüne geçiyor…

Sayın Kurtulmuş’un Ak Partiye çağrılmasındaki gerekçe, yeni oy getirmek mi, kaçmakta olan oyları tutmak mı, yoksa aktif siyaseti bırakacak olan Sayın Erdoğan’ın, yerine, ‘güvenilir’ birini bırakma arzusu mu? Veya -akla en uygun gibi görünen-  Köşk’e çıktıktan sonra icrayı da kendi kontrolü altında tutma planı mıdır bilemiyorum.

Bana göre bu dört gerekçe açısından da Kurtulmuş doğru isim değildir. 1- Yeni oy getirmeyecektir. 2- kaçan oyları tutamayacaktır. 3- Parti içinden ‘liyakat sahibi’ birini bulamayıp da liyakat yerine ‘güveni’ -Sayın Kurtulmuş’u güvenilebilir kılan nedir?-  esas alarak Kurtulmuş’u seçmesi de bir yırtığı dikerken, elbisenin tamını zedelemeye benziyor. AK Parti’de istihdam edebileceği biri yok muydu?

Çünkü Numan Kurtulmuş, Ak Parti felsefesini -çoğu kere de haklı olarak- benimsememiş biridir. Ak Parti’nin siyaset ediş tarzı ile Numan Kurtulmuş’un sürdüre geldiği siyaset edişi farklıdır. Ak Parti, o felsefeden bir inhiraftır. Siz Ak Parti için bir ‘milli görüş’ hareketidir diyebilir misiniz? Milli görüş ne kadar milli ise, Ak Parti o kadar ‘global’dir. Din, Milli Görüş’te maya, Ak Parti’de çeşnidir.  Hak olmak başka bir şeydir revaçta olmak başka bir şeydir. AK Parti ‘revacı’ yakaladı…

Dolayısıyla ya Kurtulmuş bir ‘siyasi kimlik kayması’ yaşayacak ya Ak Parti kimlik tashihi yapacak! (Bunu yaptırmazlar). Kurtulmuşun, bu saatten sonra bir ‘siyasi kimlik kayması’ yaşaması için gerekçe ne olabilir? Acaba, Erdoğan’ın onu tercih etmesindeki ‘uzak akrabalık bağları’, onun da kimlik değiştirmesine yetecek mi?

Sayın başbakanımızın, Köşk’e çıkarken, arkasını sağlama alması hakkıdır. Fakat icrayı da kontrolü altında tutma çabası doğru değildir. Zaten başarılı olmuş uygulamalar da yoktur. Ama yine de ancak bu gerekçe ile izah edilebilir sayın Kurtulmuş’un davet edilmesi!

Gerekçe ne olursa olsun bu tedbirin bekleneni vermesi imkânsız -Hadi imkansız demeyelim de ‘zor’ diyelim- . Verse de Türkiye’nin hayrına olmaz. Çünkü Türk siyaset tarihinde bu tür tedbirlerin hiç biri beklenen sonucu vermemiştir. Diyelim Başbakan, Cumhurbaşkanı oldu -ki artık önünde mani yok gibi görünüyor- Kurtulmuş da başbakan. Sayın Kurtulmuş. İcraya kendi tarzını getirse itiraz görecek, söyleneni yapsa kendisi bitecek!

Yazık ki insan, hataları tekrar etmekten kendini alamıyor ve tarih de tekerrür etmiş oluyor.

* *  *

Sayın Kurtulmuş’un Ak Parti’ye davet edilmesi, gösteriyor ki, Türkiye’de siyasi ekip değişikliği yeniden gündemde. Ben geçmişte, neden bizim de ‘gelenekleri’ ve ‘uzun geçmişi’ olan partilerimiz yoktur diye hayıflanırdım. Sonra şunu fark ettim, Türk milletinin tüm siyasi edinimleri ve kazanımları, hep yeni ekiplerin siyasete girmesiyle olmuş. DP’nin gelişi, Ap’nin gelişi, Milli Nizam’ın ortaya çıkışı, ANAP hareketi, ardından Ak Parti’nin Refahtan ayrılıp yeni bir misyonla siyasete girişi sayesinde millet gıdım gıdım ilerleyerek, rejimden bir takım haklarını kurtarmayı başarmıştır.

Ak Parti, millet hesabına en çok hamle yapan parti oldu. Fakat büyük tahriplere de sebebiyet verdi. Ben dahi, çıkarılan birçok kanunlarla ve özelleştirme hareketinin ‘la yüsel’ uygulanmasıyla memleketin geleceğine ciddi ipotekler konulduğuna inanıyorum.

Şimdi anlaşılıyor ki Ak Parti de misyonunu kapatıyor. Doğrusu daha uzun sürer sanmıştım. En az on yıl daha Erdoğan millete hizmet eder diye bekliyordum. En azından yerini dolduracak birilerini çıkarıp hazırlar sanmıştım. Ama olmadı. Anlaşılıyor ki Türk siyaseti, yeniden yeni bir siyasi ekibe yer açmak için, çarklarını çalıştırmaya başladı.

Türk devlet ve siyaset geleneğinde de zaten başarı, bir ekibin uzun soluklu çabalarından ziyade, peş peşe gelen tepkisel ekiplerin millet adına bir şeyler ortaya koyma çabalarının eseri olmuştur.

Sağdaki partilerin sık sık kapanması ve ‘Sağ’ın her seferinde yeni ekiplerle ortaya çıkması milletin lehine olmuştur. Tıpkı CHP’nin hep ‘o kafa’  kalmasıyla millete hizmet ettiği gibi… CHP’nin kendisini günün şartlarına uygun güncelleyebildiğini düşünün. Millet hala eski rejimin dayatmaları altında inliyor olacaktı… Veya ülke bir parçalanmaya gidecekti…

Ne ise. Yine siyaset yazdık.

Buradan, siyasette gözü olan yeni dönemin kurucu gençlerine sesleniyorum. Ak Parti sonrası bir siyasi yapılanma için kolları sıvayın! 2013 sonrası yeni bir yapılanmaya gebe zira!  

Hem de olmalı. Çünkü artık, yüreklerinde eski rejimin korkularını barındırmayan, siyaset yaparken, ikide bir askerin gözünün içine bakma ihtiyacı duymayan, her söylem ve demecinde, sözü dolandırıp Atatürk’e getiren müsamere öğretmenleri gibi sözü eveleyip geveleyip bildik yaklaşımları tekrarlamayan siyasetçilere ihtiyacımız var.

Millet Erdoğan’ı, bu meselelerdeki duruşuyla sevdi ve destekledi. Ama o da artık yoruldu işte… Yerini birilerine bırakması gerekiyor. Bunu yaparken de her muktedirin yaptığı gibi arkasını düzenliyor. Tıpkı Nasreddin Hoca’nın göle maya çalması gibi.

Kurtulmuş, kurtuluş mu bilemiyorum. Umut etmek güzeldir ama göllerin maya tutmadığı da bir vakıa!

Mehmet Ali Bulut - Haber 7

mabulut@gmail.com

YORUMLAR 16 TÜMÜ
  • ibrahim 13 yıl önce Şikayet Et
    katılmıyorum. seçimde iktidar partisini desteklemiş olsamda, numan beyin zamanında ki eleştirilerinin %90'nına katılmıştım. körü körüne muhalefet yapmadı milletin hayrına gördüğü şeyleri destekledi, görmediği şeyleri dürüstce eleştirdi . harun- karun sözü de bence doğru bir yere gitti. 10 yıllık iktidar için dzeb. başbakan yerinde ve aynı zamanda riskli bir hamleyle partiye yeni bir heyecan ve ivme kazandırmayı çalışıyor umarım başarılı olur.
    Cevapla
  • Zülkarneyn 13 yıl önce Şikayet Et
    evet, numan bey belki umudun hepsi değildir ama bir kısmıdır. ak partide umut olacak başka isimler de var. eminim bu hususta numan bey yalnız değildir. ak partiye 2013 diye bir ömür biçmişsiniz. yanılıyorsunuz, yanıldığınızı göreceksiniz inşaallah. bir tayyip bey gider, bir başkasını nasib eder yaradan. numan bey de güzel bir insandır, elbette onu güzel yerlerde görmek isteriz. özellikle de "milli görüş"te karşılaştığı nobranlığı telafi edip hak ettiği yerin başbakanlık olması bizi ancak mutlu eder. ama asla bu yer kesin değildir. tayyip baba kimi işaret ederse o olur gibime geliyor biiznillah...
    Cevapla
  • mehmet huda verdi 13 yıl önce Şikayet Et
    çok iddaali laflar bence yemek kitaplarında olmalı . din, milli görüş’te maya, ak parti’de çeşnidir
    Cevapla
  • Ebu-Yunus 13 yıl önce Şikayet Et
    şu cüme adeta akp'yi özetlemiş. hak olmak başka bir şeydir revaçta olmak başka bir şeydir. ak parti ‘revacı’ yakaladı…
    Cevapla
  • mustafa akgül 13 yıl önce Şikayet Et
    sn hocam,bu kutsal ittifaktan yenimi haberiniz oldu.herkes işini yapıyor. karşılığını alıyor.bu ittifak,seçim öncesi numan beyin sözde iftar baskını ve liste tiyatrosuyla başladı.gerçi siz her yaptıklarına kerametler uydurmaktan gözünüzün önünde cerayan eden olayları göremiyor,2 yıl sonra farkına varabiliyorsunuz.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle