'Tayyip Erdoğan olmasın da ne olursa olsun' mu?
çarpık algı üreten, düşünce yerine hakareti yeğ tutan ve terörden bile medet uman marjinal azınlığın yarına dönük bir planlarının bulunmadığı kesin...
Çünkü ortada "Tayyip Erdoğan Takıntısı"ndan başka bir söylem yok... Bunlar ne "Dar bölgeli seçim sistemi isteriz" diyorlar, ne "Bizim için çözüm federatif sistemdir" diyebiliyorlar... Yeni bir Anayasa yapımına dönük veya devlet içinde devlet benzeri örgütlenmelerle ilgili bir söylemleri de yok. Bunları "Barış açılımı" da ilgilendirmiyor, Aleviliğin devlet tarafından diğer inançlarla eşit konuma sahip olması da, bunların fazla ilgisini çekmiyor...
"Tayyip Erdoğan olmasın da ne olursa olsun" çizgisi bir siyasi oluşuma yeter mi? Ama bunlar az gelişmiş beyinlere sahip oldukları ve vücut salgılarıyla beyinlerini değil egolarını takviye ettikleri için, bunu yeter sanıyorlar...
Korkunç senaryolar
Oysa gerçekten gelişmiş ülkelerin bu gelişmişliği Türkiye gibi ülkelerin geleceğini yönlendirmek için kullanan beyinlerindeki planlar çok farklı... 2000'li yıllara gelirken bu gelişmişlerin Türkiye'ye dönük a, b, c planları ile ilgili hiçbir şey duymadınız mı?
Bu planlardan birinde PKK terörü kullanılarak Türklerin Kürtlere dönük öfkesinin toplumsal eylemlere dönüştürülmesi ve Batı kentlerinde Kürtlere karşı başlatılacak kitlesel şiddet eylemleri ile, Türkiye'nin tüm vatan sathında Yugoslavya'dakine benzer bir iç savaşa sürüklenmesi senaryosu bile vardı... Sonunda da Birleşmiş Milletler'in Barış Gücü ve Yugoslavya'da olduğu gibi NATO, Türkiye'deki iç savaşa müdahale edecekti.
AK Parti'nin büyük adımları
Abdullah Öcalan'ın 1999'da CİA tarafından Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye iade edilmesi ile bu plan devreden kaldırıldı. Ama ne yazık ki o dönemdeki Türk siyaseti devletin Öcalan'la diyaloga girmesine müsait değildi... Zaten o dönemin siyasetçilerinin vasisi olan Derin Devlet, Kürtlerin varlığını kabulüne bile izin vermiyordu.
Kısacası geçen zaman ziyan edildi... Ancak AK Parti iktidarının son döneminde gerçekçiliğin benimsenmesi sayesinde Öcalan'ın PKK terörünün sona ermesini ve siyasetin silahların yerine geçmesini öneren mesajları Kürt toplumuna da duyurulabildi. Ayrıca yine AK Parti iktidarının gerçekleştirdiği Anayasa değişikliği ile Kürt seçmen tabanlı partilerin, Anayasa Mahkemesi tarafından musluk kapatılır gibi sürekli kapatılmaları da imkansız hale geldi. Askeri vesayet de sona erdirildiği için, bölücü teröre karşı siyasetle çıkmak artık mümkün hale gelmişti.