Bizim mesleğimizin içinde bulunduğu koşulları taa Washington'dan gözetip kendilerine dert eden bu ABD'li siyasetçilere, teşekkür etmemiz gerekiyor.
Geçmişteki ABD destekli askeri darbelerde susturulan Türk gazetecileri de, hep Amerikan senatörlerinin yanlarında olması ile teselli bulmuşlardı. 

Örnek alalım 

ABD'li siyasetçilerin bu örnek davranışlarına öfkelenmek yerine, bu davranıştan ders almak herhalde daha doğru olur.
Acaba Türk milletvekillerinden bir grup da, ABD'de gizli devlet belgelerini yayınlayanların bu ülkede yaşayamaz konuma gelmelerinin hesabını Türk Dışişleri Bakanlığı'na iletip, hesap sorsa... Bir başka grup Türk milletvekili de, Ferguson olaylarından başlayarak Amerika'da siyah derililere uygulanan şiddet politikalarından duydukları endişeleri, bir mektuba dökseler... 

Bez de endişelenelim 

Bizim siyasetçilerimiz Amerikalı habercilerin ya da siyah derililerin sorunlarını kendilerine dert edip böyle mektuplara imza atsalardı, Amerikan basınında bu nasıl karşılanırdı? Bizim "Zaman" gazetesinin ABD'deki benzeri olmaya yönlenen "The New York Times" bu mektupları manşe- tine alır mıydı?
Ne yazık ki sade devletlerarası ilişkiler değil, medyalar arası ilişkiler de bir nevi tek yönlü yollar gibidir. Örneğin El Kaide'nin terörist saldırısında New York'taki İkiz Kuleler'de 4000 sivil hayatını kaybedince dünyada kıyamet kopar.

Bu saldırı sonrasında misilleme olarak ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgal etmesi sonucu milyonu aşkın sivil hayatını kaybettiğinde ise, dünya bunu sessizce izler. Yetmezmiş gibi, bu işgallerin mimarı eski Başkan Bush'un kardeşi Jebb Bush 2016 seçimlerinde de Başkan adayı olacağını açıklar. 

yazının devamı için tıklayınız