Mehmet Barlas
Mehmet Barlas
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Anayasa Mahkemesi AK Parti'nin siyasi alternatifi olamaz

GİRİŞ 29.07.2008 GÜNCELLEME 29.07.2008 YAZARLAR

"Misafir İşçi" olarak giden birinci kuşak ve artık "Almanyalı" olmaya başlayan yeni kuşakla konuşuyorduk.
Berlin'in Kreusberg ve Neu Köln semtleri Türkleşmişti.
"Duvar"a hemen bitişik Kreusberg'deki Türkler, Almanya'daki hayatın zorluklarından, kendilerine Türkiye'nin sahip çıkmamasından, uyum sorunlarından yakınıyorlardı.
Bir de Türkiye'deki siyasi gelişmelere ilgi duyuyorlardı.
"Heim"lardan çıkıp apartman katlarına geçmekteydiler.
O dönemde bütün dünya Duvar'ın arkasındaki Varşova Paktı tanklarının ve Kızıl Ordu'nun nükleer gücünün dehşetinden ürkmekteydi.
Ama Duvar'ın hemen dibinde yaşayan Türklerin, böyle bir konuya değindiklerini hiç hatırlamıyorum.
Oysa bloklar arası savaş başlasa, önce Kreusberg savaş alanı olacaktı.
Böyle durumlara daha sonra da defalarca tanık oldum.
Anladım ki "Bizim dünyamız"ın dışındaki "Büyük dünya"ya fazla ilgi duyan bir toplumsal alışkanlığımız pek yok.
Yanı başımızdaki Sovyetler Birliği'nin çöküp dağılmasının ve alt kimliklerin üste çıkmasının farkına da, gecikmeli varmadık mı?

Değişimin kaçınılmazlığı
Anadolu'ya da yansıyan ve hem Kafkasları hem de Ortadoğu'yu ve Balkanları sosyo-politik deprem dalgalarına sürükleyen büyük "Değişim"i, hala tam değerlendirmiş değiliz.
Hepimizi mateme boğan Güngören'deki hain bombanın faillerini araştırırken, acaba komşumuz ve eski eyaletimiz Irak'ta her gün bir başka kentte patlayan bombalarla ilgili haberlere ne kadar ilgi duyduğumuzu düşündük mü?
Ya da İran'a dönük Amerikan planlarının, Türk iç siyasetinde ne tür yansımalar göstereceğini hiç hesap etmeye çalıştık mı?
Türk siyasetinin son döneminde "Değişimin kaçınılmazlığı" nı en fazla kavrayan lider Erdoğan olduğu için, AK Parti ikinci dönemde de iktidarda.
Yeni dünyada "Milli Görüş"le bir yere varılmayacağını Erdoğan ve arkadaşları anladıkları için başarılı oldular.
Ancak "Gerçekten değiştiler mi sorusunu" da toplumun belirli kesimlerinin zihinlerinden silemediler. Bazı söylemleri ve kadrolaşmaları, "Acaba bunların gizli gündemi var mı" sorusunu hep gündemde tuttu.
Bundan sonra eğer geçmişe dönük özeleştiri yapmayı yoğunlaştırırlarsa, kendileri gibi olmayanlara da hizmet alanlarını açarlarsa ve "Laiklik" olgusunun da tıpkı "İslam" gibi Türk kültürünün temel öğesi olduğunu vurgularlarsa, toplumu da, siyaseti de rahatlatacaklardır.

Rekabetsiz demokrasi
Çünkü görünürde AK Parti'yi seçimde yenebilecek bir siyasi rakip yoktur.
Böyle bir rekabetsiz demokratik model olmaz, olamaz.
Sonuçta, siyaset dışı olmaları gereken güçler ve kurumlar, demokrasiyi zedeleyecek biçimde devreye girerler.
Nitekim bugün bazı kesimler Anayasa Mahkemesi'ne ve görüşülen Kapatma Davası'na böyle bakıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi ile TBMM'deki çoğunluk birbirlerine alternatifmiş gibi algılanıyor bazılarınca.
Oysa bu da kabul edilebilir bir durum değildir.
Anayasa Mahkemesi'nin 11 yargıcının ne terörle mücadele etmek, ne ekonomik istikrarı sağlamak, ne dış politikayı yönlendirmek, ne de siyasetin boşluklarını doldurmak gibi bir görevleri ve daha da önemlisi sorumlulukları vardır.

Herkes değişmelidir
Erdoğan ve AK Parti kadrosu nasıl değişmek zorundaysa, Türkiye'nin yargıçları da, bürokratları da, dünyadaki değişime ve yükselen değer olan "Liberal demokrasi"ye açık olmak zorunda.
Türkiye'nin geleceğinin hukukun üstün olduğu, çoğulcu, demokrat, laik ve özgürlükçü, sivil bir rejimde bulunduğunu artık herkes kabul etmeli.
"Rejimi koruyoruz" diyerek, demokrasiyi kurban etmenin, Çavuşesku'nun, Saddam'ın, Esad'ın dünyasına uygun düştüğünü "seçkinler" de artık bilmeli.
Ve bu arada, başta CHP olmak üzere AK Parti'nin rakibi olması gereken siyasi partiler de, kendilerine "halk" arasında destek aramalılar.
En azından AK Partililer kadar çalışmalılar.

mbarlas@sabah.com.tr

YORUMLAR 5
  • mazlum dal 17 yıl önce Şikayet Et
    YARGIYA GÜVEN. yargıya kimsenin güvenmediğini biliyorum. bende hiç güvenmiyorum ama olaki akp yi kapatırlarsa: maaşlarının içindeki her kuruşum haram olsun ve onlara asla affetmeyeceğim.
    Cevapla
  • hasana 17 yıl önce Şikayet Et
    Gereksiz insanlar. belki sesim duyulur belki duyulmaz fakat şu yargıçlara sesleniyorum. şu AKP hakkında yazılan iddianameden şu teşkil eden bir cümle bana söyleyin seçimde gereğini yaparız. Başörtüsüne özgürlüğe hayır dediniz. Laiklik din özgürlüğü ise Laiklik karşıtı eylemlerin odağı oldunuz. Laiklik karşıtlığı kapatma gerekçesi ise önce sizin kapatılmanız gerekiyor. Türkiyede 12 dev adam varsa 11 de gereksiz adam var. Gereksiz gereksiz abuk subuk davalarınızdan bıktık. Gölge etmeyin başka ihsan istemez. Yıkılın karşımızdan.
    Cevapla
  • AHMET koç 17 yıl önce Şikayet Et
    yargı da Ergenekon yok mu ?. hükümetin ellerine kelepçe ayaklarına zincir vuruldu.Devlet dünyada gülünç hale düşürüldü.neden ABD ve israil in bölgede kontrolü kaybetmek üzere olması.Bu dava ile hükümet bu ikilinin istediği çizgiye geldiyse bu vatana ihanettir.YArgı ABD ve İSrail menfeatleri parelel çalışıyorsa ergenekon un efendilerini yargı da aramak gerekmez mi.Ama Ergenekon un sadece su üstü bulundu.Su altındakilerin çalışması için AKP nin kapatılması gerekir.Bu YARgının meclis ve millet konrolüne alınmasını da mecburi yapar.HEyhat.
    Cevapla
  • AHMET koç 17 yıl önce Şikayet Et
    DArbeci yargıçları da asmalı..çünkü haksız yere hükümeti düşürmek te darbedir.. ülkeyi 50 milyar dolar zarara sokma suçundan,ülke de güvenlik istikrarı bozma suçundan,parlementoyu çalışamaz hale getirme suçundan .millet iradesini yok etme suçundan yargıçlarda idam veya müebbed hapis cezası alabilmeli halkın seçtiklerini atabiliyorlar yada haps edebiliyorlar ..Ama devsol emrinde hareket eden eski cumhurbaşkanının seçtiklerine dokunamıyorsunuz..Bu demokrasi değil..yargıçlar tiranlığı olur.Bu irticadır.Çünkü yargıçlar tiranlığı M.Ö 400-500 lerde Atina da ve yunan sitelerinde vardı.
    Cevapla
  • rafet el roman 17 yıl önce Şikayet Et
    yargı darbesine hayır!. halkın büyük kısmının oyu ve sempatisiyle iktidar olan bir partiyi sandıkta yenemeyeceğini anlayan bazı güçlerin oyunu bu! Yanlı bir kararda yargı asla affedilmeyecek büyük bir güven ve itibar kaybınada uğrayacaktır.Şahsen ben bu ülke ve millet adına büyük umutsuuzluğa düşeceğim..Yargıya yaptırılmaya çalışılan darbeye hayırrr
    Cevapla