Mehmet Barlas
Mehmet Barlas
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Türkiye bölgedeki her krizde taraf olmak zorunda mı?

GİRİŞ 11.08.2008 GÜNCELLEME 11.08.2008 YAZARLAR

Şöyle demiş Henry Kissinger:
- Hiçbir büyük güç sonsuza dek geri çekilmez!
- Büyük güçler müttefikleri için intihar etmez!

Acaba gerçekten Rusya Gürcistan'a müdahale ederek, Gorbaçov döneminden beri başlayan uzun süreli geri çekilmeye son vermiş mi oluyor?

Kissinger'in "Diplomasi" kitabında buna benzer "gerçek"lerin seslendirildiği başka özdeyişler de var.
Örneğin "Dış politika bir hayır işi değildir" diyor Kissinger.

Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu'da ne olursa olsun, "Eski büyük güç" Türkiye mutlaka bir tavır koymak zorunda hisseder kendisini.

Jeo-politik ve ekonomik etkilenmeler dışında, bu topraklardan Türkiye'ye çeşitli tarihlerde gelip yerleşmiş, milyonlarca insan vardır.

Osmanlı İmparatorluğu sınırlarından "Misak-ı Milli" sınırlarına kadar gerilemiş olsak da, o topraklardaki manevi varlığımız ve bağlarımız dış politikamızı da etkiler.

Kim güçlü ve haksız

Ancak bir de Kissinger'in vurguladığı gerçekler var.
Elbet kamuoyları, güçsüzden yana olunmasını ister.
Ancak neticede dış politika gerçekten bir hayır işi değildir.
Son Rusya-Gürcistan-Osetya üçgeninde ise, kimin "güçsüz" konumunda bulunduğu ve kimin kaba kuvvetle haklı olanı ezdiği konuları göreceli.
Osetyalılara karşı Gürcistan güçlü ve kaba kuvvet kullanıyor. Gürcistan'a karşı da Rusya güçlü ve kaba kuvvet kullanıyor.
Gürcistan'da Amerikan destekli ve Rusya karşıtı bir yönetim var.
Acaba Amerika bu yönetim için Rusya ile sıcak bir çatışmayı göze alacak mı?
- Büyük güçler müttefikleri için intiharı göze alırlar mı?
İşte Türkiye'nin cevabını aradığı sorular bunlar.

Adige efsanesi
İç siyasetin göreceli kolay kamplaşmalarından ve tepişmelerinden sıyrılmayı başardığımız zamanlarda, "Acaba Türkiye bölgedeki hangi kamplaşmalara katılmaktan uzak durmalı" sorunsalı ile karşı karşıya kalırız.
- Rusya'ya karşı Gürcistan'ın yanında yer almalıyız?
- Ya bundan sonra sırada İran'a Amerikan destekli İsrail saldırısı gelirse?

Tarih ve coğrafya bizi sürekli çok zor tercihler yapmaya mahkûm ediyor.
Bir Adige efsanesine göre Tanrı dünyayı yarattıktan sonra, bir torbaya dağları doldurmuş. Bütün kıtalara serpiştirmiş dağları. Torbasında geride kalan dağları da Kafkaslar'a boşaltmış.
Tanrı daha sonra bir torbaya lisanları doldurmuş. Bütün kıtalara dağılmış insanlara, dillerini serpiştirmiş. Torbasında geriye kalan dilleri de Kafkaslar'a boşaltmış.
Anadolu ve Kafkaslar birbirlerinin uzantısı.

Kim kimi kontrol eder?

Burada sade Gürcüler veya Azeriler ya da Ermeniler veya Çeçenler, Acarlar, İnguşlar ve diğerleri yok ki.
Biz de buradayız.
Sizce kimden yana ve kime karşı olalım?
Biz içeride kimin anayasa dışı olduğunu siyasi eğilimimize göre belirlemeye çalışırken, acaba bölgede kimin uluslararası hukukun dışına çıktığına fazla önem veriyor muyuz?
Böyle sorunların nihai cevabını ise yine Kissinger'in bir özdeyişinde bulmaya çalışalım:
- Besin kaynaklarını kontrol eden halkı kontrol eder. Enerji kaynaklarına hakim olan bütün kıtayı kontrol eder. Parayı kontrol eden dünyayı kontrol eder.

Evet... Rusya enerji kaynaklarını, Amerika parayı kontrol ediyor.

Biz de hiç olmazsa nefsimizi mi kontrol etmeyi deneyelim?

YORUMLAR 2
  • Mutlu DERİN 17 yıl önce Şikayet Et
    Taraf olmalıyız. Bölgede bu ülkenin savunduğu değerleri ve çıkarları olduğu müddetçe bizim taraf olma zorunluluğumuz vardır. Bu savaşta neden taraf olmalıyız? Çünkü güneydoğudaki kendi toprak bütünlüğümüz için Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne sahip çıkmalıyız. Ayrılıkçı gurupları destekleyen bir ülke haline gelirsek bizim ayrıklıkçıları destekleyenlere koz veririz.
    Cevapla
  • modern müslüman 17 yıl önce Şikayet Et
    TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ KURULDUĞUNDA. Türkiye herşeyi kontrol eder...Biz bunu daha önce yaptık yine yaparız Allah'ın izniyle, o zaman ne böyle savaş olur ne açlık. Bütün dünyanın gözü kulağı bunda, biz karar yeter. Neden bekliyoruz hala?
    Cevapla