Mehmet Barlas
Mehmet Barlas
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Sizce Ergenekon aceleye mi getirildi?

GİRİŞ 16.01.2009 GÜNCELLEME 16.01.2009 YAZARLAR

Devrilecek olanlar sessiz ama gözlemciler çok öfkeli...
Osmanlı İstanbul'undan anılarını bizlere aktaran yazarlar ne yazık ki kalmadı. Ahmet Rasim, Refii Cevat Ulunay, Burhan Felek gibi meslek büyüklerimiz artık hayatta değiller.
"Fuhş-u Atik" gibi, "Sayılı Fırtınalar" gibi kitapları ne okuyan var, ne de bu kitaplar artık ilgi çekiyor.
Oysa onları okurken, mesela "Mahalle" olgusundaki aktörlerin rütbelerini de öğrenirdik.
Örneğin başlarına sıfır kalıp siyah fes, sırtlarına altından sakız kuşağı görünen camadanvari yelek, yakası büzmeli siyah gömlek, bacaklarına bol paçalı pantolon, ayaklarına da arkası basık yumurta ökçeli kundura giyen "Kabadayılar "ın, küçültmek istedikleri kişilere "Külhanbeyi" dediklerini bilirdik...
O yazarların anlattıklarında, bugünü de anlamamıza yarayacak kıssalar ve hisseler doluydu.
Ergenekon davası dolayısıyla avukatların, savcıların ve yargıçların devrede olduğu tartışmaların gündemde bulunduğu günümüzde, eski İstanbul'un acar avukatlarına ait bir anekdotu, bu kitaplardan aklımda kaldığı kadarıyla aktarayım.

Tecavüz değil birleşme
Hâkimin önünde bir tecavüz davası vardır. Mahallenin bıçkını, bir genç kıza tenhada tecavüz etmiştir. Bıçkını da sözünü ettiğimiz acar avukatlardan biri savunmaktadır.
Duruşmada sanığın avukatı, tecavüz edilen kıza, mütecavizi işaret ederek sorar:
- Bu adam seni yere yatırıp, soydu mu?
Kız "Evet " der.
Avukat sert bir ifade ile kızı azarlar gibi sorar:
- Yoksa bu sırada bağırıp çağırdın mı?
Kız bu üsluptan ürkerek, "Hayır, bağırıp çağırmadım" diye cevap verir.
Bu cevap üzerine avukat hâkime döner, "Gördüğünüz gibi bu bir tecavüz vakası değil, gönül rızası ile gerçekleşen bir birleşmedir" der.
Ergenekon davası dolayısıyla hatırladığımız bu anekdottaki tecavüze uğrayan genç kızı, şu anda demokrasimiz veya yasama organımız temsil etmiyor mu?
Dün Radikal'de İsmet Berkan durumu pek güzel anlatmıştı:
"Biz hâlâ savcının ek iddianame mi hazırlayacağını yoksa yeni bir dava mı açacağını bilmiyoruz. Bilmediğimiz başka bir şey, savcının 2003-2004 yıllarındaki darbe girişimlerini soruşturmasına dahil edip etmediği.
Eğer bu girişimler soruşturmaya dahil değilse, Ergenekon'da gerçekte neyin soruşturulduğunu merak etme hakkımız doğar.

Derin sessizlik
Ama savcıya da fazla yüklenmemek gerek bence. Baksanıza, darbeyle devrilecek olan hükümet bile konunun üzerinde neredeyse hiç durmadı, ne 'Sarıkız' ı ne de 'Ayışığı-Yakamoz' planlarını araştıracak, soruşturacak bir şey yaptı.
Sadece hükümet mi? Baksanıza Meclis, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in 'Darbe günlükleri' hakkında bir ' Meclis araştırması' açılmasını bile sağlayamadı. Siyaset kurumu, Ergenekon'a çok uzak duruyor, hele hele darbe girişimlerini duymak bile istemiyor."
Darbe ile devrilecek olanların olayı sessizce izlediği bu ortamda biz medya mensupları birbirimizle boğuşup duruyoruz.
Bu boğuşma öylesine çileden çıkmış durumda ki, yeraltından Silahlı Kuvvetler'e ait kaçırılmış silahlar ve cephane çıkıyor. Yine de bazılarımız bunu hiç yokmuş gibi görmezden gelip, "Ergenekon yoktur " diye boğuşmamızı sürdürmüyor muyuz?
Bir de CHP Genel Başkanı Baykal'ın Ergenekon avukatlığına soyunması yok mu ortada?
Belki Nasrettin Hoca, olayı anlamamıza yardım edebilir.

İnsanlar ve öküzler
Bostan'a birkaç kavun karpuz toplamak için izinsiz giren Hoca, bostan bekçisine yakalanmış.
Bostan bekçisi öfkeyle sorgulamış Hoca'yı:
- Ne arıyorsun bostanımda?
Hoca ne desin?
- Sıkıştım, defi hacet ediyordum ağam, demiş.
Bekçi üstelemiş, "Nerede dışkın" diye sormuş.
Hoca çaresiz, ilerideki öküz pisliğini kanıt olarak göstermiş.
Bu kanıt bostan bekçisini daha da öfkelendirmiş, bağırmış Hoca'ya:
- Bu gösterdiğin öküz pisliği!
Hoca bu noktada gülmüş,
- Ağam insan gibi edecek vakit mi bıraktın ki, demiş.
Ne dersiniz Ergenekon aceleye mi getirildi?
Şöyle adam gibi darbe yapacak vakit tanınmadan, dava açmak, zanlıları gözaltına almak, silahları bulmak, sizi de rahatsız ediyor mu?
.
MEHMET BARLAS - SABAH

YORUMLAR 11 TÜMÜ
  • hasan tahir 16 yıl önce Şikayet Et
    tuncay güney. işin içine ne olduğu belirsiz tuncay güneyi sokup, 2005 de gönüllü ifadeleri 2001 tarihli diye ortalığa dağıtırsan, gay olduğunu, yahudi olduğunu söyleyen adamın sözleriyle insanları hapse alır, kendisinin torontolardan trt de canlı yayına çıkması için 15 dolar para verirsen biraz aceleye getirdiğini düşünürler tabii. en azından o adamın sözlerinden hareketle öc alma çabası diye düşünülür. bu iş umalım kan davasına dönüşmesin...aklı selim kazansın...görmek istemek bazen insanı kör edebilir.
    Cevapla
  • yunus çınar 16 yıl önce Şikayet Et
    Menderes i unutmayalım... Rahmetli Menderes % 50 nin üzerinde oyla geldi ama asılırken o % 50 buhar olup uçtu sanırım... yada idmı engelleyemedi... Demekki desteğede o kadar güvenmemeli...
    Cevapla
  • KlZGlN 16 yıl önce Şikayet Et
    çok güzel bir hiciv örneği. Halit bey arkadaşımda vurgu yapmış. yazının sonunu dikkatli okuyalım. "Adamlar ağız tadıyla bi darbe yapamadan yakaladınız, kızarlar tabii" anlamında bir yazı. Mehmet beyi tebrik ediyorum.
    Cevapla
  • Mehmet Ali Karabulut 16 yıl önce Şikayet Et
    Hamza. İyi gaza gelmişsin ama unutma ki bu sallandırılsın dediğin adamların bir kısmının ya elinde yada arkasında eli silahlı adamlar var. Zamanında başbakan asan da bunlar. Akılcı siyaset izlemek de fayda var vesselam.
    Cevapla
  • halit ben 16 yıl önce Şikayet Et
    ??. bazı arkadaşlar yazının sonunu tam anlamamış galiba adam dalga geçerek "acaba ergenekon olayı erken gerçekleşti de darbe yapamadılar mı" ya getiriyor..biraz DİKKAT!!!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle