Ölüm ve mahpusluk ne sağcılık dinler ne de solculuk...
Muhsin Yazıcıoğlu'ndan bir haber gelmesini beklerken, onunla iki hafta önce yediğimiz yemeği düşündüm. Tabii teknolojinin bu kadar geliştiği, GPS aygıtlarının kol saatlerine bile girdiği bu çağda, neden düşen helikoptere 24 saattir ulaşılamadığını da düşündüm.
Yazıcıoğlu ile 28 Şubat döneminde tanışmıştım.
Sağcılık solculuk rafa kaldırılmış, ortak titreşim kat sayısı " Demokratlık" olmuştu o dönemde.
Muhsin Yazıcıoğlu 1980'in 12 Eylül askeri rejiminde cezaevinde geçirdiği günleri anlatmıştı.
28 Şubat'ın da bir askeri rejim olduğunun bilincindeydi.
Hiç tavizsiz bir demokrasi sınavı verdi post-modern darbe döneminde.
Topkapı'daki Eresin Oteli'nde yediğimiz son yemekte, "BBP'nin MHP'den farkı nedir, siz daha muhafazakâr ve hatta daha mukaddesatçı mısınız" diye sormuştum.
O "MHP'li arkadaşlarımız da bizim kadar mütedeyyindir" cevabını verdikten sonra, "Yol ayrılığı"nı şöyle anlatmıştı.
- 1990'ların başında birileri o zaman Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) içinde birleşmiş olan milliyetçileri bölmeye karar vermişlerdi. Benim hakkımda gazetelerde ve dergilerde mukaddesatçı olduğum yolunda haberler çıkmaya başladı. Sonunda ben ve arkadaşlarım partiden ayrılmak zorunda kaldık ve 1993'te Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kurduk.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun (Doğumu 1954) siyaset maratonu 1968'de Ülkü Ocakları'nda başlar... 1977'de Ülkü Ocakları Başkanı olur.
12 Eylül döneminde de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılanırken 7.5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalır.
Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşma çabaları sürerken dün hem AK Parti, hem MHP seçim kampanyalarını kesip, mitinglerini durdurmuşlardı. Başbakan Erdoğan Göksun'da, CHP Genel Başkanı Baykal da BBP Genel Merkezi'ndeydi.
Ve bir spiker Yazıcıoğlu'nun Mamak'ta yazdığı şiiri okumaktaydı radyoda...
"...Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..."
Bu şiiri dinlerken mahpuslukta ve ölümde sol-sağ ayrımı olamayacağını düşündüm.
Cezaevlerinin bir başka sakini olan ünlü bir solcunun, Nâzım Hikmet'in dizelerini hatırladım:
"Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım efkârlıyım,
elini ver, nerde elin
....................................
Memleket mi daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı"
Evet... Nâzım böyle demiş cezaevinde:
"Kalbimi bunaltan bu dört duvar mı
Ölümden öteye köy var mı"
MEHMET BARLAS - SABAH
mbarlas@sabah.com.tr
-
Muhammed Abdüllatif 16 yıl önce Şikayet EtÖZÜR. Sayın Başkan bu vatan için çalıştı,bu vatan için erken(?) bir yaşta Hakk'ın rahmetine kavuştu.TSK ne yaptı bu tertemiz vatan evladı için?7,5 yıl hapislerde bekletti.TSK'yı Sayın Başkan'dan özür dilemeye davet ediyorum.Özür dileyerek ya bu milletin hizmetinde olduklarını gösterirler,ya da yargı önünde hesap vermeye hazır olsunlar.Bu analar nice Muhsinler doğurur.Bunu bilsinler.Hadlerini de bilsinler.Vesselasm...Beğen
-
alperen 16 yıl önce Şikayet Etbarlas tercüman ol milyonlara. dünyanın sayılı hava kuvvetlerindenim diye övünen ve kuzey ırakta nokta atışı ile hedefleri vurduğunu söyleyen ordumuz anlaşılmıştırki yalan yere bize hedef vurdum diyormuş.bir helikopteri bulamayan devlet yok hava şartları kötü yok kar var ozaman bu ordu kötü hava koşullarında nasıl savaşacak yoksa sayın Muhsin Yazıcıoğlu nu birileri bulmak istemiyormuBeğen
-
hasan hüseyin 16 yıl önce Şikayet EtParadigmayı Çöpe Atan Adam ?. Muhsin bey ilk kez milliyetçilerin birilerine tetikçilik yapmalarına engel oldu .Olgunlaştı ve oyunlarını bozdu . Bu davranışlar bazı sömürücü - puslu havadan nemalananların işine gelmedi.Türk milliyetçilerinin Muhsin beyi irdelemeleri tarafsızca şart ve manidar .Beğen