Mehmet Kamış
Mehmet Kamış
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Ülkeyi yoksullukla yönetmek!

GİRİŞ 06.06.2009 GÜNCELLEME 06.06.2009 YAZARLAR

Abdurrahman Yalçınkaya, başında bulunduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17. onur günü dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada öyle bir cümle etti ki; dinleyenleri hayretler içinde bıraktı.

Yalçınkaya, ekonominin fazla öne çıktığını, ekonomik büyüme ve modernizasyona çok vurgu yapılmasından dolayı laikliğin gündemden düşürüldüğünü söyledi.

Bizden başka, son ideolojik ve komünist devlet SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) 20 yıl önce yıkılmıştı. Ama bizimkiler hâlâ direniyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yaptığı böyle bir açıklama, bugün dünyada kaç ülkede yapılabilir? Belki Kuzey Kore'deki ya da biraz zorlarsanız Küba'daki savcılardan benzer bir açıklama duyabilirsiniz.

Bunların haricinde herhangi bir ülkenin bürokratlarından birisi böyle bir konuşma yapabilir mi? Çağdaş dünyada bu tür bir açıklamanın düşünülmesi bile imkânsızdır. İstisna teşkil eden bir iki ülkeyi de saymazsak dünyada böylesine katı ideolojisi olan devlet kalmadı zaten.

Bilmem hatırlar mısınız? Türkiye'deki en büyük hortumlamalar, laiklik vurgusunun en çok yapıldığı zamanlarda olmuştur. Laikliğin en çok gündeme getirildiği 28 Şubat sürecinde kimlerin ülkeyi hortumladığını, kimlerin bankalardan milyarlarca doları cukka ettiğini bugün çok daha net biliyoruz. O hortumlamalar sonucunda Şubat 2001'de ülkenin büyük bir kalp krizi geçirdiğini hiç unutmadık.

Yalçınkaya'nın AK Parti'ye açtığı kapatma davası bu ülkeye on milyarlarca dolara mal oldu. Küresel krizden önce kapatma krizi ülkedeki ekonomik dengeleri allak bullak etti. Siyasî istikrarsızlık şüphesiyle bozulan ekonomik dengeler yüzünden binlerce kişi işyerlerini kapattı ya da işten çıkarıldı.

Tabii; ideolojik devletin temsilcileri için ekonominin iyi ya da kötü olmasının ne önemi var ki. Ekonomi iyi olsa ne, kötü olsa ne? Nasıl olsa onların maaşları ne azalır ne de artar. Ülkedeki işsizlikten, yoksulluktan kendileri hiç etkilenmez. Lojmanları, harcırahları ve bilumum devlet imkânları her halükârda ellerinin altındadır. Nasıl olsa Türkiye'nin en kötü dönemdeki gelirleri bile onların hayatlarını rahatça sürdürmesi için yeterlidir. Daha da olmadı, onların gelirini muhafaza etmek için uygun bir fon bile bulunabilir.

Toplumsal refah, işsizliğin azalması, toplumsal gelişmişlik umurlarında mıdır? Ne de olsa laiklik her şeyimize yeter. Halk yoksul da olsa onunla karnını doyurabilir, onunla çocuklarına iyi eğitim aldırabilir, onunla bütün yaralarını sarabilir(!) Bakın Küba'ya; yoksul, aç ama laik...

Yoksulluk bir yönetim biçimidir aslında. Milli Şef İsmet İnönü, toplumu yoksullukla yola getirmiştir. Halk öyle bir noktada tutulmuştur ki; karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmediği için çok daha kolay yönetilmiştir. Dünyadaki ülkelerden birinde ülkeyi yöneten diktatörün oğlu babasına ateş püskürür, der ki:

"Bu kadar petrol gelirimiz var ama halkımız açlıktan ölüyor. Niye gelirleri halkımızla paylaşmıyoruz?'' Babası da ona, "İki tane boğa alıp besleyelim, bakalım hangimiz daha iyi besleyeceğiz, kim kazanırsa onun dediği olsun." der. Belli bir süre sonra iki öküzü de getirirler. Oğlanın boğası öylesine iyi beslenmiş, öylesine semirmiş ki kimse zapt edemiyor, kapılardan geçmiyor. Evlat gururla boğasını babasına göstermiş. Büyük bir takdir beklerken babasının boğasını getirmişler. Aç, zayıf, yürümekten aciz, nereye derlerse oraya gidiyor. Dizginlenmesi, sevk ve idare edilmesi öylesine kolay ki! Babası oğluna dönmüş demiş ki: "Gördün mü oğlum, zenginliği bu halkla niye paylaşmıyorum. Şimdi anladın mı?"

Mehmet KAMIŞ / Zaman
m.kamis@zaman.com.tr 
 

YORUMLAR 11 TÜMÜ
  • hakan er 16 yıl önce Şikayet Et
    türkiye. Savcının işi adliyede mecliste deyil birileri vermiş gazı e da dururmu sayın savcım asil göreviniz neyse lütfen onunla ilgilenin jitemin öldürdüğü insanlar için bir açıklamanız olacakmı bu sizin görev alanınız bunlar kenen evren demirel erbakan ciller yılmaz giblerin eseri onlara başbakanlık altın tepside verildi ne dedilerse yapmışlar
    Cevapla
  • isa ertuğrul 16 yıl önce Şikayet Et
    Apturaman gibi hukukçular mevcut oldukça bu ülkenin ufku açılamaz.. Tam ülke düze çıkıyor pat bir apturaman çıkıyor ülke kafa üstü 2001,de uçuruma düşen ülkeyi uçurumdan çıkaran hükümete söylediği şeye bakın ekonomiyi öne çıkarıp laiklik unutturuluyor buyrun buradan yakın yahu adamlar gece gündüz krizden çıkma yollarını arıyor sen birkaç bin tl maaşını alıp işine bakda insanlar çalışsın bunlar hala çağ dışı parti kapatma peşinde.
    Cevapla
  • Yaradanakul 16 yıl önce Şikayet Et
    Bir tasla birkac kus katliami. Ilhan selcugun fas edilmis telefon konusmalarinda hep ulkeye yeni bir kriz yasatma ideolojik catisma alanlari olusturma milleti birbirine dusurme ve boylece kan emen yarasalar gibi cikacak kargasadan beslenip kendi duzenlerini koruma planlarinin yapildigina ergenekon davasiyla sahit olduk. Zaten danistay saldirisi cumhuriyet gazetesinin bombalanmasi olayida bu planlarin aksiyona donusmus haliydi. Bu teror eylemleriyle fanatikler vurusturulacak ortalik karisacak ve kandan beslenen yarasalara gun dogacakti
    Cevapla
  • Yaradanakul 16 yıl önce Şikayet Et
    hortumlanan milyarlarin lopurtuleriyle turkiye laiktir laik kalacak sesleri birbirine karismisti. Abduraman dokunulmazlik zirhiyla yine sahne almis. Once AKP'yi kapatarak meseleyi kokunden halletmek istedi olmadi. Simdi ise ERGENEKONDAN YENI BIR CIKIS destani yazmak icin sahne almis. Malum ergenekoncularin ergenekondan cikis planlari hergun yeni yeni gunyuzune cikmamis planlarla devam ediyor. Su ana kadar sonuc alamadilar hergun yeni bir plan deniyorlar .Yine bir laiklik vurgusuyla yeni bir kriz senaryosumu yaziyorlar. Vatandasa kriz zakkumcuklari yedirip kendileri hortumlarla milyarlarimi lopurdenecek
    Cevapla
  • Eyüp Selahattin DOĞAN 16 yıl önce Şikayet Et
    Şu ifade Her Şeyi Açıklıyor. Bilmem hatırlar mısınız? Türkiye'deki en büyük hortumlamalar, laiklik vurgusunun en çok yapıldığı zamanlarda olmuştur. Laikliğin en çok gündeme getirildiği 28 Şubat sürecinde kimlerin ülkeyi hortumladığını, kimlerin bankalardan milyarlarca doları cukka ettiğini bugün çok daha net biliyoruz. O hortumlamalar sonucunda Şubat 2001'de ülkenin büyük bir kalp krizi geçirdiğini hiç unutmadık.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle