Aslında hiç üzerime alınmaz, Allah’ından bulsun derdim ama maalesef bir ucu bana da dokunduğu için yazıyorum.

Yazımın konusunu her daim muhafazakar ve mütedeyyin insanlarla alay etmesiyle meşhur Hürriyet yazarı Bekir Coşkun’a ayırdım.

Tanımayanlar için bir şey demiyorum. Tanımasınlar daha iyi. Başbakan’ın “köpekleriyle yatarlar” cümlesine neden olan kişilerden .

Pazar günü Doğan Grubunun bir diğer renkli(!) gazetesi Vatan’a konuşmuş. Kendisini Hürriyet’te okuma zulmü yetmezmiş gibi bir de Vatan gazetesinde çıktı karşıma.

Demiş ki ; “Göbeğini kaşıyan adam lafı kambur oldu beni eziyor”

Genel itibariyle birçok şey söylemiş ama aslında hakaret dışında hiç birşey konuşmamış bay Bekir...

Kendince hayalinde geliştirdiği “göbeğini kaşıyanları” anlatan Bay Bekir, bu tip kişilerin bir hasletinden bahsetmiş. “.... Kuran’da “Oku” emri vardır, “Sor ona” emri vardır. Bunları bile yapamayan... Üç şeyi ezberleyen; hamdolsun, şükürler olsun, Allah razı olsun. Hayatını bununla yürüten tiptir bu. Türkiye’nin başına beladır bu tipler...”   

Kuranı Kerim, Fatiha suresi ile başlar, Nas suresi ile sona erer. Kuranı Kerim’i ilk açtığınzda sizi karşılayan Fatiha aslında Kuranı Kerim’in özetidir.. İşte bu surenin ilk cümlesi de hamd ile başlar. Yani bir nevi teşekkür... Kime Alemlerin Rabbine.

Türkçe karakterler ile “Elhamdülillahi Rabbil Alemin....
 
Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde bu başlangıcı şöyle anlatır.. :” Fâtiha bir teşekkür (cümlesi) ile başlıyor ve bizi gizli, ilahî bir ilişki ile başlangıçta kâinatın içinde varlık sahasına atıyor ve o sırada Rahmân ve Rahim bir daha tecelli ediyor ve gerçekleri tebliğ etmekle bir iki ıslah döneminden sonra ilahî bir mükellefiyetin gereğini sezecek kadar idrakimizi terbiye ederek ve konuşmayı öğretmek sureti ile iyilikte bulunarak Allah'ı ve kendimizi tanımak için bizi yoktan var ediyor....” 

Hamdolsun cümlesi teşekkür etmenin bir türü. Ama bu teşekkür Allah’a, yani yaradana yapılmıştır. Çünkü o saniye içerisinde dahi hayatta olmamızı, nefes alıp vermemizi, mallarımızı, evlatlarımızı.. yani tümüyle sahip olduğumuz ya da olmadığımız herşeyi ona borçlu olduğumuzu hatırlatır.

Bir müslüman bunu aklından çıkarmadığı zaman gerçekten müslümandır. Onun içinde hayatındaki her duruma karşı Rabbine hamd eder.
 
Şükrederiz. Çünkü :” Dil ile şükür: Nimetin Allah Teâlâ'dan olduğunu kabul ve yaratıklara nispeti terk etmektir. Ne kendine, ne güç, kuvvet ve kazancına, ne de senden başkasından ellerinde meydana gelenlerin hiç birine isnad etmemek. Çünkü sen de, onlar da hep o nimet için sebep, âlet ve vasıtasınız. Onu taksim eden, gönderen, var eden, onunla uğraştıran, sebepleri yaratan azîz ve celîl olan yüce Allah'tır. Kısmet eden O, veren O, var eden O'dur. Şükre en layık olan O'dur. Hediyeyi getiren uşağa bakılmaz, gönderen efendiye bakılır” Elmalılı Hamdi Yazır (Yasin 35)

Buradan bay Bekir gibilerine bir de gönderme var “Bu bakışı bilmeyenler hakkındadır ki "Onlar dünya hayatından görüleni bilirler. Ahiretten ise habersizdirler." (Rum, 30/7) buyurmuştur. Zahire, sebebe bakıp da, ilmi ve anlayışı ondan ilerisine geçmeyen cahildir, eksiktir, aklı kısadır. Çünkü akıllıya akıllı denmesi, işin sonunu görmesi itibarıyladır”

En güzel açıklama Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde işte böyle verilmiş.

Ve bay Bekir’in ifrit olduğu son cümle “Allah razı olsun”.

Bu bir temenniden ötedir.

İnşallah gerçekten Allah razı olur. Çünkü bu herşeydir.

Bunun ötesinde bir şey yoktur.

Evet Kuranı Kerim’in oku emrine uyalım. Okuyalım ki cahil kalmayalım.

Peki bay Bekir’in söylediği gibi bu üç şeyi (Hamdolsun, Allah’a şükür, Allah razı olsun.) kullananlar Türkiye’nin başına belamıdır.?

Tabi ki hayır...

Bu üç cümlenin gereğini yapanlar bu ülkede yaşamaktan dolayı Allah’a şükrederler. Hizmetlerini sadece Allah razı olsun denilmesi için yaparlar. Ve sonunda bela ve musibetlere uğradıklarında Allah’a hamd ederler.

Mehmet KIVANÇ - HABER 7
mehmet.kivanc@kanal7.com