Büyük oyunları bozmak için tarihi fırsat
Ülke ve millet olarak tarihi bir dönüm noktasındayız.
Dünya başkentlerinde dikkatler Türkiye’de yarın yapılacak Anayasa referandumuna çevrilirken, siyasi kulislerde ihtiyatlı bir bekleyiş hâkim.
Büyük mücadeleler verildi ve engeller bir bir aşılarak anayasa ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halkın tercihine taşındı.
Çokça konuşuldu ve çeşitli mahfillerde tartışıldı.
Bu süreçte herkes eteğindeki taşı döktü.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi “şimdi söz de karar da milletin kendisinde”.
Ancak dış destekli şer güçler rahat durmuyor. Son kozlarını kullanmaya çalışıyorlar.
Bu değişime önce direndiler, şimdiler ise fitneci bir tavırla seçmeni yönlendirmeye çalışıyorlar.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve ekibi “rejimi değiştirecekler. Tek adam diktatörlüğü gelecek. Yeni bir devlet kurmayı hedefliyorlar…” yalanlarıyla dolu bir kampanya sürdürdü.
Şer güçlerin borazanı Sözcü gazetesi “Cumhuriyet mi, Osmanlı mı?” fitneci bir soruyu manşetine taşıdı. (Sanki referandum bu soru üzerinden yapılıyor…)
Batılı emperyalist devletlerin başkentlerinde siyasiler ve medya kuruluşları “Hayır” çıksın diye seferber oldular.
Özel kampanyalarda Türkçe ve Almanca ilanlarda “Hayır” çıkmaz ise Erdoğan, Osmanlı dönemini getirecek” algısını yayıyorlar.
Bütün bu, yalan ve fitne kampanyalarının tek hedefi var.
Güçlü bir EVET çıkmasını engellemek.
Çünkü, referandumun EVET ile sonuçlanacağını kendileri de ifade ediyorlar.
Şimdi, güçlü bir EVET çıkmasına mani olmak için var güçleriyle çalışıyorlar.
Hedef, referandumun meşruiyetini tartışmaya açmak.
OYUNLARI BOZMAK İÇİN
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun ifadesiyle “16 Nisan sadece bir referandum değil. Bu ülkede yeni bir sayfanın açılmasıdır.”
Bu yeni sayfa, malum çevrelerin iddia ettiği gibi bir rejim değişikliği veya bir yeni devlet kurma değildir.
Gerçek şu ki, söz konusu olan ne rejim ne de devlettir.
Biz, 7 bin yıllık bir devlet geleneğine sahip bir milletiz. İsimler değişir sistemler yenilenir ancak, milletimizi var eden milli ve manevi değerler her zaman korunmuştur.
Unutulmasın ki, biz Osmanlı torunuyuz ve Cumhuriyeti kuran kadroların tamamı Osmanlı paşasıdır.
Biz sitemi yenileyerek yolumuza devam etmenin uğraşı içindeyiz.
Rejim Cumhuriyettir ve devlet Türkiye’dir.
16 Nisan’da da Cumhuriyeti dış destekli vesayetten, cuntacı tehditlerinden kurtarmanın kararlılığı içindeyiz.
İçişleri Bakanımız Sayın Soylu’nun işaret ettiği yeni sayfa gerçeği budur.
DAHA GÜÇLÜ EVET...
16 Nisan da bir tarihi fırsattır.
Yarın “Keşke” dememek için sorumluluğumuzu yerine getirmenin uğraşı içinde olmalıyız.
Küresel sistemlere ve emperyalist güçlere karşı mücadele için daha güçlü bir “EVET” demek için son dakikaya kadar çalışılmalı.
Referandumu tartışmaya hazırlanan dış ve iç ihanete fırsat vermemek için “EVET” demeli ve dedirtmeliyiz.
Cumhuriyeti, millet iradesi ile tahkim ederek demokrasiyi taçlandırmak için daha güçlü bir “EVET”.
Çünkü bu referandum parti ve kişi meselesi değil, devlet ve milletimizin beka meselesidir.
Daha güçlü bir Türkiye için güçlü bir sistem gerekli.
Her “EVET” bizi millet kılan değerlerimizi yeniden ihya ederek, Türkiye’yi şahlandırmak demektir.
Tarihi sorumluluk bilinci içinde, istikrar ve birlik için ben de yarın “EVET” diyeceğim.
Herkesi de “EVET” mührünü basmaya davet ediyorum…