33 Sadhunun öyküsü
Bu öykü, 33 sadhunun öyküsü. Hint keşişliğinin, erdemin, mistisizmin üst mertebesine çıkmak isteyen sadhuların... Yaşadıkları dünyadan huzursuz olan, mutluluğu aramak için yollara düşen 33 sadhunun öyküsü.
Hindistan’da yaşayan 33 sadhu, ortak bir kararla mutluluğu aramak için yola çıkarlar. Aradıkları mutluluktur, çünkü insanoğlunun kaybettiği en büyük değerin bu olduğuna inanmaktadırlar. ‘Büyük kayıp’ olarak nitelendirdikleri mutluluğu bulacaklar ve buldukları yerde hayatlarına devam edeceklerdir. İçlerinden sadece birisi geldikleri yere geri dönecek ve ne bulduklarını Hint halkına açıklayacaktır.
Yolculuk, sessiz bir ayin ve gösterişli bir uğurlama ile başlar. Sonrasında ise sadhular yola koyulurlar. İlk durakları zenginliği ile göz kamaştıran bir şehir olur. Bu şehirde insanlar sahip oldukları ile övünmektedir. Sadhular, şehrin sakinlerinin sürekli yeni eşyalar satın almaya çalıştıklarını ve satın alıp sahip oldukça da mutlu olduklarını gözlemlerler. On bir sadhu mutluluğun sahip olmak demek olduğunu düşünür ve bu şehirde kalmaya karar verir. Geri kalan sadhular ise, sahip olmanın insana geçici mutluluk verdiğini, aslında sahip olunan her bir nesnenin insanı esir ettiğini çok geçmeden fark ederler ve yola devam ederler.
İkinci durak, eğlenceye düşkün bir şehirdir. Bu şehrin sakinleri günlerini eğlence programları, stand-up gösterileri, komedi filmleri ve sirk oyunları ile izleyerek geçirmektedir. Gazinolarda, sinemalarda, televizyon ve bilgisayar başında insanlar mutlu görünmektedir. İnsanlardaki sahte gülücüklere ve kahkahalara aldanan on bir sadhu mutluluğun keyif ve eğlence ile geldiğini düşünür ve bu şehirde kalır. Diğer sadhular ise, “İnsan eğlendiği ölçüde mutludur.” anlayışın geçersiz olduğunu bir süre sonra fark ederler. Şehir ahalisinin yüzlerindeki mutluluk ifadesinin geçici bir maske olduğunu ve bu maskenin altında ıstırap yattığını görüp şehri terk ederler.
Bir sonraki şehirde sadhular insanların kariyer uğruna deli-divane çalıştığını görürler. Şehirdeki herkes ama herkes başarı peşinde koşmaktadır. Kişisel gelişim çılgınlığı almış başını gitmiştir bu şehirde. Bu şehrin sakinleri, başarılı oldukça mutlu olacaklarını düşünmektedirler. Yedi sadhu mutluluğun sırrını bu şehirde bulunduğunu düşünür ve şehirde kalmaya karar verir. Geri kalan sadhular ise aslında insanların başarı peşinde koşarken mutluluğu kaybettiğini anlar ve yeni şehirlere doğru yola çıkar.
Geriye sadece dört sadhu kalır. Bu dört arkadaş birçok şehir ve diyar gezer. Ne var ki, mutluluğu gezdikleri hiçbir yerde bulamazlar. Sadhulardan üçü uğradıkları şehirlerin birinde kalırlar. Çünkü mutluluğu bulma ümidini çoktan yitirmişlerdir. Sadece içlerinden bir tanesi, yıllar ama yıllar sonra yolculuğa başladığı yere geri döner.
Kendisini merakla karşılayan kalabalık, onun etrafına toplanır ve ona şu soruyu yöneltir:
“Ey nice yollar aşmış büyük insan. Söyle bize, mutluluk nerede gizli? Bulabildin mi büyük kaybın yerini? Aydınlatabilecek misin bizleri?”
Sadhu bir süre duraklar. Beklenti içinde olan halkı, biraz hayal kırıklığına uğratan biraz da düşündüren şu cevabı verir:
“Nice ülkeler ve diyarlar gezdim, ey ahali. Mutluluğu hep dışarılarda aradım. Ancak artık şunu biliyorum ki, mutluluk gezdiğim gördüğüm yerlerde değil. Dışarıda değil mutluluk. Belki kendi içimde bir yerde, belki hayata bakış açımda. Ya da gösterdiğim hoşgörüde. Belki de küçücük kalbimin içinde sakladığım sonsuz sevgide. Kısacası mutluluk içimde bir yerde.”
Mehmet Teber – Haber 7
Psikolojik Danışman/Pedagog
m.teber@yahoo.com