Mehtap Kayaoğlu
Mehtap Kayaoğlu
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Her sosyal adalet dile(nme)k'le başlar!

GİRİŞ 17.04.2013 GÜNCELLEME 17.04.2013 YAZARLAR

Tarihte örneklerine sık sık rastlamışızdır.

Birileri diler...

Birileri dilendi zanneder...

Birileri durumdan vazife çıkarır, ortamdaki gerilimi yatıştıracak sosyal tedbirleri alır...

Birileri sadece eleştirir...

Birileri alkışlar...

...ama sonuçta herkes alınan yeni kararların nimetlerinden istifade eder.

...

Geçtiğimiz bir buçuk yıl öncesinden biliyorum.

Kendi halimde hayatımı yaşarken, işten geldiğim bir akşam yemek yerken aniden dişim ağrımaya başladı. Ertesi gün için diş doktorumdan randevu aldım, sabaha kadar ağrıdan ve uykusuzluktan bitap düşmüş halimle dişçi koltuğuna oturdum. Baktı, inceledi, film çekti. "Mehtap Hanım... dişinizde ağrı oluşmasına neden olacak bir sorun yok. Başka bir nedenle ağrıyor olmalı." dedi. KBB'ye gitmemi tavsiye etti. Gittim, değişen hiç bir şey olmadı. Ağrıların kaynağı bir türlü tespit edilememişti. Yüzümdeki korkunç ağrı nedeniyle yiyemez içemez oldum. Zaten zayıf olan bedenim daha da zayıfladı. Diş kontrolleri, beyin emarları, boyun boğaz tetkikleri faydasızdı. Ağrılar geçmedi.

...derken... korkunç ağrılarla geçen iki ayın sonunda bir gece beynimi matkapla deliyorlarmış gibi bir sancıyla uyandım. Uyanmamla bayılmam bir oldu. Gözümü açtığımda içimden bir ses-ki hiç öyle kötü cümleler söyleyen sesler gelmez içimden- çene kanseri mi oldu acaba diye endişelendirdi beni.

Ertesi gün tekrar doktoruma gittim ve "Sevgili doktorcum... hayatım boyunca hiç bir zaman panik duygu yaşamadım, olumsuz düşüncelere kapılmadım. Hep herşeyin hayırlısının beni bulduğuna inandım durdum. Sağolun çok uğraştınız ağrılar geçsin diye. Ama son bir MR istiyorum sizden. Yüzümdeki bu ağrıyla yaşamam mümkün değil." dedim... ve...

...ve'si ilginç oldu. Üç gün sonra, çekilen MR sonuçlarında, daha önce gözden kaçırılmış bir tümör tespit edildiği ortaya çıktı! Acilen biyopsi yapılması gerektiği söylendi. Eğer kötü huyluysa hiç vakit kaybetmeden alınması gerekiyormuş.

Hiç vakit kaybetmeden! ...baştan beri kaybettiğimiz vakti görmezden gelerek!

İki aydır uğraşıyoruz ağrı kaynağı bulalım diye... zaten bir sürü zaman kaybettik. Üstelik ağrılı bir sorun olduğu için baştan beri kötü huylu bir durum olmadığını söylüyorlardı ve ben de öyle inanıyordum. Nerden çıkmıştı bu yeni tehlike?

Dört günlük "hayırlısı neyse o olsun... ve bizim hoşumuza gitsin veya gitmesin Allah'tan gelen hiçbir durumun hayırsız olmayacağına" dair inancımızla oluşan heyecanlı bekleyişin ardından biyopsi sonuçlarının temiz olduğunu öğrendik.

Ağrıya gelince; kitle, yüzümdeki beşinci ve altıncı sinire baskı yapıyormuş. Orada oluşan stres nedeniyle sorun yaşıyormuşum. Yeri kötü ve alınması zor olduğu için şimdilik orada durmasına karar verdik. Birlikte yaşamaya devam ediyoruz. Ağrıları giderici ve sinirleri güçlendirici ilaç içiyorum o günden beri. İlaçları bir iki gün içmezsem o korkunç ağrı gelmeye başlıyor hemen.

...

Bir haber dinlediğimizde, kendi iç dinamiklerimiz neye müsaade ederse oradan duyuyoruz ya söylenenleri, Sevgili Dilek ilaçlarını alamamaktan bahsettiğinde, en fazla içime işleyen cümlesi zaman kaybedecek lüksünün olmadığını söylediği ifadeleriydi.

Zaman, Allah'ın insan canlısına verdiği en değerli hediyelerden birisi. Hele ucunda ciddi bir rahatsızlık varsa?

Birilerinin "Endişelenecek bir durum değil. Bu ilaçlar var piyasada. Haa bazen on, onbeş günlük gecikmeler olabilir, bu normaldir." demesi, hatta bu ifadeyi rahatlıkla kullanabilmesi insanın içini acıtıyor en hafifinden!

Hiç kimsenin zamanı o kadar bol değil...!

Hiç kimse kendi hayatının gidişatını, ötekinin insafına terketmek zorunda olmamalı...!

Hiç kimsenin içinde bulunduğu ruh hali, onun haklı isteklerinin reddine yönelik malzeme olarak kullanılmamalı...!

Eczanelerde bulunmayan ilaçların karaborsada satılıyor olması, satanların en ağır cezayı almaları gerektiği anlamını taşıyor!

...

Ve Dilekler çıkıyor ortaya... dile getiriyor... dilediklerinin yanlış anlaşıldığını düşündüğü için çok tatlı bir davranış iadesi yapıyor... onun iade ettikleri tüm kanser hastaları için dünyanın en kıymetli imkanı olarak geri dönüyor!

Tarih boyunca görülmüştür.

Birileri isyan eder...

Birileri bozulur...

Birileri takdir eder...

...ama sonuçtan hepimiz istifade ederiz...

Kocaman yüreğinden öpüyoruz seni sevgili Dilek... cesaretine ve nezaketine sağlık...

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

www.yuzlesme.tv

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

YORUMLAR 2
  • -sahra- 12 yıl önce Şikayet Et
    geçmiş olsun. Allah Teala acil şifalar ihsan etsin size ve sizin nezdinizde tüm hastalara duacınızım..
    Cevapla
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    geçmiş olsun,rabbim size ve tüm acı çeken hastalarımıza acil şifalar versin. bir uzvumuz ağrısa,bütün beden onun acısı ile acı duyar,huzursuz olur,şifa ister,acısına ortak olur..bu ağrı ile bedenin uykusuz kalması gibi özden ilgi alaka inşallah müslümanlar arasında da yayılır.suriyeye myanmara ve ekranlarda görmezsek de dünyada açlık,acı ve ızdırap çeken tüm insanların acılarını hislerimizden silmemek temennisi ile tekrar geçmiş olsun.
    Cevapla