Türkiye'de işsizlik mi var yoksa tembellik mi?
"Ne iş olsa yaparım abi" diyen kişiler vardı eskiden. Bir dönem bu süreç eleştirildi performans yönetmenleri tarafından. Bir kişi ne iş olsa yapamaz, insana göre iş değil, işe göre insan olur, söylemleriyle yönlendirildi çalışma hayatı.
Şimdilerde hala işsizliğin kol gezdiğini düşünüyoruz; fakat diğer yandan işsizlikten değil, motivasyonsuzluktan yakınan gençler çıkıyor karşımıza.
Motivasyonsuzluk denilen şey cidden motivasyonsuzluk mu, yoksa tembelliğin adını birileri motivasyon sorunu mu koydu diye düşünmeden edemiyorum sevgili okurlar!
Öncelikle hemen söyleyeyim: Depresyonun tedavisi var, tembelliğin tedavisi yok!
Tembellik; kişinin herhangi bir işi yapmaya engel durumu ve yetenek sorunu olmamasına rağmen, bir türlü kendisini harekete geçirmek istememesinden kaynaklanan, üşengeçlik halidir.
Motivasyon sorunu ise; kişinin kendisini harekete geçirmek istemesine rağmen bazen ne yapacağını bilememekten, bazen kafa karışıklığından verim düşüklüğü halidir.
Anlayacağınız üzere tembeller, Anadolu tabiri "üzerine ölü toprağı serilmiş" gibi hisseder ve elini kolunu kaldırmak istemez. Motivasyon sorununda ise kişinin eli kolu kalkar, fakat ne yapacağı konusunda şaşkındır. Birilerinin onu disipline etmesi, yapılacaklar konusunda genel hatları belirlemesine ihtiyacı olabilir.
Tembellikte, iş yapmamak için "içi doldurulmuş bahaneler" üretilir. Motivasyon eksikliğinde, bahane yoktur. Gerçekçi engeller vardır. Ve bunların önüne geçebilecek marşa basma davranışının ne olduğu bulunamaz.
Bunları neden söylüyorum?
Çünkü bol miktarda motivasyon eksikliği(!) şikayeti geliyor.
"Ders çalışamıyorum, motive eder misiniz? Evde iş yapamıyorum, motive eder misiniz? İş yerinde dosyalar birikti, bitiremiyorum, motive eder misiniz?" gibi...
Özellikle yeni nesil gençlerle çalışırken dikkatimi çekiyor, ilkokuldan itibaren lise dahil doğru düzgün ders çalışmamış, aldığı hasbel kader puanıyla bazı özel üniversitelere girmiş çok sayıda kişi var. Hayatında adam akıllı bir kez ders çalışmamış bu gençler, üniversite hayatlarında mecburen ders çalışmak zorunda kaldıklarında, geçmişten gelen tembellik duygularının farkında olmayıp, yaşadıklarını motivasyon eksikliği olarak tanımlıyorlar.
Oysa motivasyon eksikliği durumu, zaten yaptığınız, çeşitli şekillerde denediğiniz bazı deneyimleri, bazen yorgunluk, bazen kafa karışıklığı, bazen yapılacak işin niteliğinden kaynaklanan karmaşalar vb gibi nedenlerle kişiyi oyalaması, yapılacak işin verimini düşürmesi halinde ortaya çıkar. Kişi, karmaşadan ve yoğunluktan dolayı kısa dönem geri çekilme yaşayabilir. İşlerine tekrar adapte olması, bir yerlerden başlaması için dışarıdan birilerinden destek almak zorunda hissedebilir.
İlkokuldan beri eli kolu kalkıp bir satır ders çalışmamış, ders çalışmak nedir hiç bilmemiş, anne/babasının zoruyla masa başında oturup, iç dünyasında fenalıklar geçirmiş birisinin, final döneminde yaşadığı sıkışmışlık halini motivasyonsuzlukla değil tembellikle açıklarız. Eli kolu kalkmıyor, çünkü tembel! Çalışmak istemiyor, çünkü tembel! Tembelliğinin farkına varmadığı müddetçe ve kendisine sert komutlar vererek bu işin üzerine gitmediği müddetçe de düzelmeyecek üstelik!
İşsizlik var diyoruz ya... bir yanım düşünüyor ki evet işsizlik var bu memlekette ama tembel insan da o kadar çok var ki! Herkes daha az çalışıp çok kazanmak, kimseden emir almamak, mümkünse kendi işinde çalışmak, çalışma saatlerini kendi kişisel keyfine göre ayarlamak, aklına estiğinde işine gitmemek, mümkünse başkalarını çalıştırarak onların üzerinden para kazanmak gibi yöntemlerle rızık temini istiyor. Keşke olsa! Hangimiz istemeyiz ki!
Bugün kuaförüm, bir aydır yanında çalıştırmak için eleman bulamadığını söyledi. Gelen iki gün içinde gidiyormuş. Birkaç saat ayakta durunca yorulup, çalışmanın çok zor olduğunu söyleyerek haber bile vermeden işi terkediyormuş. Benzer şikayetleri farklı alanlardaki arkadaşlarımdan da duyuyorum. Veya işveren danışanlarımdan.
Bu nasıl bir denklem çözebilen var mı? Birileri haldır haldır insan arıyor, çalışacak eleman yok! Birileri haldır haldır iş arıyor, iş yok!
Yakında iş arayanlarla işverenleri bir araya getireceğim öyle görünüyor. Birinin bu kişileri bir araya getirmesi lazım. Şekil a, ben...
Tembellik başa bela... motivasyonsuzluk geçici bir dönem...
Sonuçta ikisinin de çözümü var, merak etmeyin...
.............................................
Yazımın ikinci kısmında hoşuma giden bir durumu paylaşmak istiyorum sevgili okurlar!
Dün, Batman Emniyet Müdürlüğünün organize ettiği bir çalışmada yer aldım. Batman'dan İstanbul'a 340 öğrenci getirmişler ve bazı üniversitelerle işbirliği yaparak, lise öğrencisi olan bu gençlere İngilizce Dil Eğitimi aldırıyorlar. Dil eğitiminin yanında çeşitli sosyal faaliyetler, geziler, kültür çalışmaları, eğitim çalışmaları yapıyorlar.
Gençlere seminer verdim ben de. Öncelikle belirtmeliyim ki son zamanlarda gördüğü en ciddi dinleyici grubuyla karşı karşıya geldim. Kızların ağırlıklı olduğu salondan son derece kaliteli sorular aldım. Gözlerindeki meraklı bakışlarından, geleceklerini oluşturmak için çabalayan tatlı bir nesil oldukları anlaşılıyordu. Sanki kendilerine yapışmasını istemedikleri bir imajı, şimdiden üzerlerinden atmaya dönük, hevesli bir enerji vardı üzerlerinde.
Okumak istiyorlar... iyi eğitimler almak... çeşitli konularda uzman olmak... hatta aralarında rakibim olmak için can atanlar vardı...
İşin doğrusu... mümkünse hepsi rakibim olsun ne olur?
Hepsi birilerinin elinden tutsun... Hepsi önce kendi içindeki yolculuğu tamamlasın, ardından başka insanların dünyalarına uzanabilsin...
Hepsi bir gönüle tohum olsun mesela. Hepsi bir çocuğun umudu olsun üstelik... dalları gökyüzüne kadar uzanan kocaman ağaçlar dikebilsin yüreklere.
Batman için yapılan yeni istatistiklerin başarı grafiği olsunlar artık... annelerini ağlatan haberlerini almayalım hiçbirisinin... kendi canlarına kıyan değil "gencecik canlarına kıyan acayip adetlerin" celladı olsunlar...
Bugün sahneden indiğimde etrafımı sarıp "Mehtap abla, nolur Batman'a da gel. Sana orda çok ihtiyacımız var..." diyen seslerindeki candan daveti, kendi başarılarından faydalanan cici kızların kalp kıpırtılarında duysunlar...
...ve birileri... belki ben... belki siz... belki hepimiz... el ele vererek bu gençler için ne gerekiyorsa yapalım.
Eksiği gediği olabilir, her organizasyonda eleştirilecek bir şeyler bulunur.
Eleştirileri vazgeçmek için değil, bir sonrakinde daha sağlam projelere vesile olsun diye yapalım.
...ve şartlar ne olursa olsun, dünyaya gelmiş her bir canın, kaliteli yaşam hakkını tek tek teslim edelim...
Sevgiler...
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu
-
tolga bebek 12 yıl önce Şikayet Etasgari ücret. iş çok da ücretler yerlerde sürünüyo biz millet vekili gibi bassbakan hazretleri gibi binlerce tl maas alamıyoruz. maasımızı da kendimiz belirleyemiyoruz.Beğen Toplam 3 beğeni
-
siyahnur 12 yıl önce Şikayet Etsayın mizanx. bir yorumcu olarak son yorumunuzdan ne anlamamız gerekiyor... Anlayamadım mazur görün...Beğen Toplam 3 beğeni
-
MİZANX 12 yıl önce Şikayet Etyorumcu kardeşlere!!!. A.Ali URAL beyin ki değerli yazarlarımızdan biridir. Çok faydalandığım yazılarından birinde şu sözleri beni çok etkiledi dikkate ve paylaşılmaya değer buldum , tartışma, yorum yapma, eleştirme konularında iyi,güzel,olumlu bir beklenti.ki muhatabıda aynı olumlu hissiyata sokacak bir yönlendirme selam, sevgi ve etkisinin cümlemizde halk olması duası ile paylaşıyorum;"Beni eleştir ama devam et sevmeye. O vakit bana haksızlık etmiş olduğunu düşünsem de, seni bu eleştiriye mecbur kılan bir hakikat arayabilirim sözlerinde. O vakit senin aynana bakarak yıkayabilirim yüzümü. O vakit yüzümü yüzüne benzetirim birden. Kendisi için değil hakikat için sesini yükseltiyor derim. " Anlamak ve anlaşılabilmek dileğiyle...Beğen Toplam 5 beğeni
-
anarşist 12 yıl önce Şikayet Etişsizlik...!. staj için yanıma gelen bir teknik lise son sınıf öğrencisi 1, 2 ye bölünmez diye benimle iddiaya tutuştu:) hatta benimle gırgır mı geçiyorsun abi,yemem bu numaraları da dedi...Beğen Toplam 4 beğeni
-
ibrahim karaca 12 yıl önce Şikayet Etbir genç olarak bunu ben görüyorum. Hatta sen çok çalışıyorsun diye bir baskı da var diyebilirim kendilerine bakıyorum ellerini bir an olsun cep telefonunu ayırmıyorlar bu hayat böyle geçmez gençlerBeğen Toplam 8 beğeni