Hangi ortam yaşanırsa yaşansın, çocuklarımızın o durumlardan en iyi eğitimi almasını ümit ediyoruz.

Ve ramazan geldi...

Hepimizin hayatında hayırlara vesile olmasını dileyerek, evlerdeki minikler için önemli olabileceğini düşündüğüm öneriler yazayım size.

Çocuklarımızı, ortalama düzenli standartlarda yetiştirmek, manevi değerlere sahip bireyler olarak görmek istiyoruz. O halde bu günlere dikkat! Çocuklarımızın bilinçdışına kaydedilen sahneler, bizim dini/ibadet hayatımızı nasıl yaşadığımızla çok yakından ilgili.

1. Oruç tutarken milletçe yaptığımız en ciddi hata "Açlık kafama vurdu" cinsinden yaşadığımız gergin saatler! Pek çok yetişkinin zihninden, evde açlıktan sinirleri iyice yıpranmış, asabi baba veya dede fragmanı mutlaka dönüp duruyordur. Benzer sıkıntıyı oluşturmamak için öncelikle açlıkla gelen sinirimize dikkat etmek zorundayız. Ve bu türden sinirli anlar yaşarken, duygularımızın adresi olarak "açlık" halimizi göstermemeliyiz.

Çünkü hiçbir şeyden habersiz küçük meleklerimiz, ibadet amacıyla yaptığımız oruç nimetini, minicik beyinlerine "evdeki huzuru kaçıran kötü süreç" olarak kaydedebilirler. Her yıl ramazan ayı yaklaştığında, sebebi belli olmayan gerginlikler ve huzursuzluklar yaşarlar.

2. Oruç tutarken mümkün olduğunca keyifli ve mutlu görünmeye gayret edin. Zaten öyle olun da! Çocuğunuzu kucağınıza alın öpün, sevin, onunla mümkünse esprili ilişkiler yaşayın. Tüm bunları yaparken arada sırada "Oruçluyum ya, keyfim yerinde... ayyy havaya girdim yahuu seni mıncıklamak istiyorummmmmm...." vb şekilde şirinlikler yapın.

Böylece çocuğunuz oruç ibadetinin, evdeki büyükleri güzelleştiren, mutlu eden, keyifli hale getirin çok harika bir süreç olarak yaşasın.

3. İftar masalarınızı çocuğunuzla birlikte hazırlayın. Tatlı tatlı sohbet ederek, birbirinizle yarışıyormuşsunuz gibi havalar estirerek neşeli sahnelerle hazırlanan sofralar olsun.

Çünkü diğer zamanlarda birlikte masaya oturtmakta zorlandığınız, yemek konusunda sorunları olan çocuklar bile, ramazan akşamları yapılan bu koşuşturmacalı hazırlıklardan etkilenir. Birlikte neşe içinde hazırladığınız sofraya otururlar. Böylece ramazan sofraları ailenizi bir arada tutma amacını gerçekleştirmiş olur.

4. Gün içinde arada sırada acıktığınızı, susadığınızı söyleyin. "Anne, sen niye yemek yemiyorsun?" diye sorduğunda "Çünkü bizim bazı günler akşam hava kararıncaya kadar yemek yemememiz, su içmememiz lazım. Dünyada birrrrsürü aç insan var, yemek yemiyorlar, su içmiyorlar. Onların neler hissettiğini hissetmek için yemiyoruz. Aç kalmanın zor olduğunu görünce onlara yardım ediyoruz. Tamam mı benim tatlı kızım/oğlum?"  

5. Oruç tutmak isteyen çocuklarınıza yaşına uygun olacak saatler süresince oruç tutturabilirsiniz. Tekne orucu dediğimiz oruçlardan. Hızlıca dakika tutarak kahvaltı yaptırırsınız, ardından öğlene kadar oruç tutturursunuz. Öğlen arası "Minik kızım benim, acele et, çok az bir vaktin var yemek için, hemen bir şeyler atıştır, sonra taa hava kararıncaya kadar bizimle birlikte oruç tutacaksın..." diyerek oruç tutturabilirsiniz. Böylece oruçla arasında yapabileceğine dair duygu uyandıran, tatlı bir bağ oluşturabilirsiniz.

6. Çocuğunuza tekne orucu tuttururken, gün içinde arada sırada onların moda tabirlerini kullanarak, ilişkinizi güçlendirebilirsiniz. Yani "Heeyyy oruç kardeşliği... sofra hazırlarken bana yardım et hadiiii..." gibi. Malum, izledikleri çizgi filmlerde kardeşlik, arkadaşlık, dostluk kavramlarına vurgu yapılıyor bol bol. Siz de onların temalarını kullanarak, manevi değerlerini belirgin hale getirebilirsiniz.

7. Önemli hatırlatmalardan birisi: Tuttuğu oruçlara karşılık kesinlikle hediye vermeyin/geleneksel alışkanlığımız olan orucunu satın alma işine girmeyin!

Çünkü günümüz dünyasında çocuklarımızı farkında olmadan yeterince bencil, çıkarcı yetiştiriyoruz zaten. "Ders yap okulunu geç sana bisiklet alayım, teşekkür getir sana bilgisayar alayım, 5 tane oruç tut sana bilgisayar oyunu alayım.." vb gibi.

Oysa çocuğumuz yaşına göre ya tam oruç tutarak ya da tekne orucu tutarak aç kaldığında, sadece belirli bir süre kendisini aç tutabilmenin ve öngörülen zaman boyunca nefsine sahip olabilmenin hazzını yaşamalıdır, o kadar...!

Bu hazzın yanına, sağına soluna mükafat eklerseniz, oruç tuttuğunda fırsatçı beklentilere girer maalesef. Ki hiç birimizin istemeyeceği şey bu! Çocuğu oruca alıştırıyoruz zannederken, ibadetler konusunda bile çıkarcı/üçkağıtçı/fırsatçı yaparsak yandık doğrusu!

8. Son olarak, ki bence en önemlilerinden birisi, iftar sofralarınızı raydan çıkmış, kıtlıktan çıkmış, hiç doymayacakmış, 40 yıldır aç kalmış gibi dolu hale getirmeyin!

Çünkü oruç ibadeti, insan nefsinin açlıkla ve susuzlukla terbiye edildiği bir farzdır! Hemen ardında padişah sofraları olmamalıdır! Çocuğun zihnine bu şekilde kazınmamalıdır!

Dolayısıyla kuş sütü eksik masalar hazırlamak ve çocuğumuza bu tür sofralar izletmek doğru değil! Olabildiğince sade, az çeşitli yemeklerden oluşan sofralar kurun! Bir çorba, bir salata olacaksa sofrada, o çorba ve o salatada evladınızın da emeği geçsin. "Bak ne kadar güzelll... birlikte hazırladık seninle... birlikte kurduk masayı... Dünyada bunları bile bulamayan bir sürü kardeşimiz var. Ne kadar şanslıyız... bunlar için Allah'a teşekkür etmeliyiz..." gibi tatlı ve yönlendirici ifadelerle süslemeliyiz masalarımızı.

...

Her yıl Ramazan ayı geldiğinde yeni bir sürprizle karşılaşmak nasip oluyor biri çoğumuza. Sebepler ve sonuçlar açısından hayırlı bir ramazan geçirmeniz, çocuklarınıza doğru mesajlar vermeniz ümidiyle...

Sevgiler...

NOT: 13 Temmuz Cumartesi günü saat 15.00'ten itibaren iftar saatine kadar Beyazıt Kitap Fuarı'nda Nesil yayınları standında Kitap imza günüm var. Beklerim....

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

www.yuzlesme.tv

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu