Soru: Mehtap Hanım… Akşam haberleri izlerken kafama takıldı. Yağma psikolojisi diye bir şey var mı? İnsanlar, insanlıklarını yitirince böyle şeyler daha mı fazla oluyor? Bir şeyler yazar mısınız?

            Cevap: Bu soruyu, aranızda birçok kişinin yaptığı gibi ben de kendime sordum defalarca!

            Trafik mağduru kazazede… sedyede hastaneye kaldırılmayı beklerken, yardım etmek için gelir gibi yanına yaklaşıp, cebinden cep telefonunu yürüten vicdansızların haberlerini dinleyince…!

            ...depremle evi/ocağı başına yıkılmış… kayıplarının başında, bundan sonra onlar olmadan ne yapacağını düşünmeye çalışırken… en sevdiklerini kurtarmak için elinden bir şey gelmeden, çaresizliğin en korkunç tırmanışında kendisini kahrettiği bir anda… evinden geriye kalanların aşırıldığını görüp, dünyada sevdiklerinden arta kalan, dünya malı için üzülmeye mecali kalmamış insanları görünce…!

            …can pazarı yaşanırken… yeryüzünde bir insanın başına gelebilecek en ürpertici ölüm-kalım savaşında, o insanlara yardım yapılması gerekirken… etrafa yayılan zerzevatları, ganimet algılayarak, kendi kokuşmuş hayatlarına taşımaya çalışan, o Allah’tan korkmayan kuldan utanmayan terbiyesiz yaratıkları görünce…!

            …ben de sordum kendime! Yağma psikolojisi diye bir şey var mı?

            …cevap buldum elbet… ama buradan yazmaya haya ediyorum! O insanların açgözlülüğünün, edepsizliğinin, terbiyeden uzak alçalmışlıklarının psikolojisini yazmaktan bile haya ediyorum.

Özetle yazamıyorum!

Yazsam bile… insanlığını hala yitirmemiş, insani melekeleriyle yaşamayı kendisine şiar edinmiş sevgili okurlarımızın okumaya tahammül edebileceğini de sanmıyorum.

Sevgili okurlar…!

İnsanların ekonomik kriz yaşamaları, lokmaya muhtaç olmaları ayrıdır…!

Günlük yaşamlarını idame ettirmede maddi olarak zorlanmaları farklıdır…!

İçinde bulundukları sistemin, onları zor koşullar içinde -her ne kadar insani olmasa bile- sadece kendisini düşünecek hale getirecek kadar bunaltması başkadır…!

Ama…!

…ama…!  Can pazarının ortasında… edepten uzak… hayadan uzak… insan olma onurundan uzak bir biçimde… yalak ve fırsatçılar bütünü halinde, hiç utanmadan, yüzleri bile kızarmadan… üstelik gülüşerek… üstelik yılışık yılışık seri kapkaççılık seyrinde… yaptıkları HIRSIZLIĞA, kendi sığ beyinleriyle ürettikleri kılıfları zar zor dikişleyerek, arsızca gerekçe uydurmaları tamamen saçmadır!

            Zaten kimse de yutmadı…!

            Onların insanlık utancı davranışlarına… biz onların yerine bol bol üzüldük…!

            Onların da kendilerini yeniden gözden geçirmeleri… ve belki de insanlıklarını yeniden inşa etmeleri dileğiyle…

            Sevgiyle kalın…

             NOT: 13 Eylül 2009 Pazar günü, saat 20.00’den itibaren Sultanahmet Kitap Fuarında, Nesil Yayınları standında olacağım. Kitaplarımı imzalamak ve isteyenlerle tanışmak için…

Mehtap KAYAOĞLU (Danışman Psikolog&Psikoterapist)  
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv 
Tel: (0212) 583 00 22