Mehtap Kayaoğlu
Mehtap Kayaoğlu
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

“Çağdaş”lar ne kadar çağdaş?

GİRİŞ 05.12.2010 GÜNCELLEME 05.12.2010 YAZARLAR

            Sık sık “çağdaş olmamak”la suçlanır birileri(!) inanç ve yaşam biçimleri nedeniyle. Dini değerlere sahipseniz, yaşam sisteminizi Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda oluşturuyorsanız zaten baştan kaybetmişsinizdir kimi insanların nazarında.

            Peki nedir çağdaş? TDK’na göre çağdaş: “Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır”  anlamına gelmektedir.

            Bana göre çağdaşlığın tarifine gelince; Dünden bugüne kadar geçen zaman sürecinde, insanlığın ortak mirası üzerinde olabilmektir. Yani geçmişten utanmamak, geçmişin nimetlerini (bilimsel, siyasi, toplumsal, dini,…vs.) artırarak geleceğe taşımayabilmektir.

            Günümüz Türkiye’sinde kendisini çağdaş zanneden(!) modernistler var! Geçmişinden kopuk, geçmişini inkar eden modernistler. Bu iki kavram birbirine karıştırılıyor bence!

            İşte tam da bu noktada çağdaş olmakla modernist olmak arasındaki farkı çok iyi algılamak gerekiyor sevgili okurlar. Çünkü çağdaş olmak kavramı, tanımı itibariyle bakıldığında kendisine doğru diye dikte edilen bilgiyi ezbere kabullenmez. Hangi yüzyılda yaşıyorsa o dönemin ortak malı olan bilgiden istifade eder.

Bunu yaparken geçmişinden utanıp hayıflanmaz. Geçmişinin kendisine emanet ettiği bilgiyi alır, işler, geliştirir ve gelecek nesillere aktarır. Bugün ile geçmiş arasında olan farkları kompleks konusu haline getirmez. O dönem için doğru bilginin o olduğunu, ama geliştirilerek günümüzde bu hale geldiğini bilir. En önemlisi geçmişine minnettardır bu bilgiyi kendisine aktardığı için.

Hz. Adem’den bugüne kadar insanlığın ortak emeğine dayalı bilgiyi kullanmanın, tüm insanların ortak hakkı olduğu bilincini taşır. Çünkü yeryüzünde tek bir bilgi gösteremezsiniz ki o bilginin daha öncesi olmasın. “Tekerleğin icadı yeryüzünün ilk icadıdır!” dediğimizde bile, o icada kadar geçen zaman diliminde neler yaşandığını bilmiyoruz! Mutlak o icadın öncesinde de, insanlığı tekerleğin buluşuna iten başka faktörler vardı ve insanlar o dönemde bile geçmiş deneyimlerinden yararlanarak tekerleği icat ettiler!

            Nitekim dünyaya gelen bir bebeği hiçbir dış uyaranla muhatap etmeden 25 yaşına getirsek ve hooppp diye bir anda toplumun ortasına atsak ne olur biliyor musunuz? Çıldırır! Konuşmayı bilmez, yemeyi bilmez, duygularıyla tanışmamıştır, medeniyet nedir bilmiyordur… ve uyumsuz davranışlar içinde çıldırır!

            Demek ki çağdaş olmak önemli bir kavram. Modernist olmakla da kesinlikle karıştırılmamalı!

            Modernist düşünce yapısı geçmişi inkar eder; ama geçmişin mirasını yemeyi ihmal etmez. Bugünü ilahlaştırır durur. Mirasyedi ruh hali içinde tüketerek yaşayıp gider, üretmez.

            Çağdaş insan bulunduğu dönemin düşünsel ve yaşamsal tüm nimetlerinin, geçmişten kendisine hediye olduğunu bilir. Geçmişinden utanmaz. Geleceğe aktarmak için çabalar durur. İnsanlığın ortak mirasını, kendisinden sonraki nesillere artırarak armağan etmeye çalışır. Utanmadığı geçmişini, hayal ettiği geleceğe taşır.

Ve bilir! Her bilginin öncesi mutlaka vardır…  hani o bilindik ressam öyküsünde olduğu gibi. Yemeğini beklerken peçeteye çizilen resmi hayretle izleyen ve “İnanamıyorum sadece 15 dakikada harika çizdiniz.” diyen garsona düşülen notta yazıldığı şekliyle bilir… 72 yıl+15 dakika.


Mehtap KAYAOĞLU (Dn.Psikolog&Psikoterapist)
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv 
www.yuzlesme.tv

YORUMLAR 21 TÜMÜ
  • birgül 15 yıl önce Şikayet Et
    vur başına al ekmeğini. birileri çıkıp siz niye evinizde oturmuysnz diye ufack bi çocuğun bile aklına geLmeyecek saçma sapan cümleler kuruyo.niye hakkını savunyn der gibi.. egemen kesim ortamı eline almış istediği mekana beni alıyo istemdği mekandan kolumdan tutup atıyo..ne şekil giyincğme ne yiyip içeceğime o karar veriyo sonrada ben sesimi çıkarnca git evinde otur diyo..güzel taktik ama benden tavsiye artık TUTMUYOR..başka yollar deneyin belki TUTAR...VUR BAŞINA AL EKMEĞİNİ devri bitmştr hayrlı uğurlu ola...
    Cevapla
  • erkan odacı 15 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye&amp8217de dindarlara zulmedilmez.. Kurana harfiyen uyma iddiasında olanlar aynı zamanda Kuranın açıklayıcısı Peygambere de itaat etmek zorundalar. İslamiyetten once Hz. Hatice zaten çalışıyordu İslamiyetten sonra kadının çalışması diye bir özgürlüğü var mıdır? Daha da ilerisi Sünnete gore kadının medya odaklarına kendini ifşa etmesi diye bir özgülüğü var mıdır? Madem islamiyete harfiyen uyacaksınız, bununla övünüyorsunuz. O zaman tam uyun. Kafanıza göre takılmayın. Sorun çözülür.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 15 yıl önce Şikayet Et
    Ümitsizlik kendini ve Dini inkara götürür..?. Çünkü peşine takıldıklarınız sizden yüzlerce yıl öne geçmişse.sadece bakarsınız.bakarsınız.ve habire ellerinizi semaya açar Tanrım banada..onlara verdiğini nasip et diye yalvarmaya başlarsınız ve oda yetmez kızıldenizi ikiye ayıracak yeni mehdinizi beklersiniz.bin sene bekler ve gelen giden olmayınca.göbek taşınız çatlar.abuk subuk konuşmaya başlarsınız.başınızı semanın taşlarına çarparsınız.ilk başkaldırışıda ruhunuzda yaşarsınız.maalesef eşyayla problemli yaşamı tercih eden müslümanları bu son bekliyor.
    Cevapla
  • Hasan Seyre 15 yıl önce Şikayet Et
    Kutsalla ilk savaş Rönensansla başladı... Batının skolastik bataklığına düşmüş halkları kendilerini engelleyen tüm prangaları..nereden gelirse gelsin..ister hiristiyanlık isterse Romadan..iki yüzyılda kırdı ve hürriyetine kavuştu..1000 yıl önce yahudiliğin babilde yaşadığı ve mehdiyi beklemekten bıkan halkın içine düştüğü ümitsizlikten..Tanrıyı inkara kadar giden ilk pişmanlıkları yaşandı..yani Bolşevik ihtilali bir benzeri bin yıl önce oldu ..Cumhuriyetle birlikte Türkiyedede devam ettirilmek istendi..başarılı oldumu derseniz..işte durum ortada..
    Cevapla
  • semaver 15 yıl önce Şikayet Et
    Harika bir yazı.... Mehtap Ablamızı kutluyoruz. birbirinden güzel konularla aydınlatıyor. tebrikler.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle