Sizlerden birkaç endişeli soru gelmiş. “Şizofreni nedir, kimlerde olur, bizde de var mıdır?”…vb sorular.

Haberden hareketle gelen sorularınıza kısa da olsa cevap vereyim istedim.

Psikolojik sorunlar, zaman içinde birikerek kişinin genel ruh hali üzerinde olumsuz etkiler yapabiliyor. Kişilik yapısının nasıllığı, genetik geçişlilikteki riskler eklenince içinden elbette çıkılan, ancak profesyonel yardım almadan çıkılması mümkün olmayan rahatsızlıklar devreye giriyor.

Bizim insanımız, sorununu yaşamaya; onunla kendisini bütünleştirmeye; sorunuyla içli dışlı olmaya; zorluklarını kendisinden uzaklaştıracak yol yöntemleri uygulamayı “basit kişilik” olarak algılamaya; yardım önerilerini hakaret gibi hissetmeye devam ettiği müddetçe ruh sağlığını korumakta zorlanacak maalesef.

Şizofreni; insanımızı ürküten, korkutan psikiyatrik bir hastalık. Kişinin düşüncelerini, hareketlerini, duygularını ve duygu ifadelerini bozan, başkalarıyla ilişkilerini ciddi şekilde zora sokan beyinden kaynaklanan rahatsızlıktır. Psikiyatri uzmanlarınca tespit ve tedavi edilir.

Şizofreni hastaları, rahatsızlanmadan önceki hallerinde genellikle sessiz, arkadaşsız, yalnız ve genelde tuhaf kişiler olarak tanımlanırlar. İlk atak 18-25 yaş civarında, ciddi bir psikolojik stresle başlayabilir. Zekayla ilgili genelde ciddi sorunlar olmasa da bazı vakalarda düşünme ve soyutlama yeteneğinde zayıflama görülür. Hezeyanlar başlar. Hezeyan ne biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim, kişinin dini, kültürü ve eğitimi ile ilişkili olarak normal kabul edilmeyecek düşüncelere inanması halidir. Üstelik bu düşünceleri akıl ve gerçek delillerle çürüttüğünüz halde, inanmaya devam eder. Cam bardağın aslında çok değerli bir elmas olduğunu iddia etmek gibi.

Halüsinasyonlar gelişir. Ağlayacağı yerde güler, güleceği yerde ağlar. Kendisini bile tanıyamaz. Heyecan, sıkıntı, kuşku, şüphecilik, hayattan zevk alamama, ilgisizlik, kayıtsızlık, dış görünüşte kendisini iyice bırakma halleri, bakımsızlık gibi durumlar artar. İnsanlardan kaçma, konuşmama, kendisini yalnızlığa itme,  ilerleyen durumlarda kimseyle konuşmamanın yanında anlamsız kelimelerle anlamsız cümleler kurma; sürekli düşünce değiştirme, yavaş hareket etme, karar verme yetisini kaybetme, daireler çizer gibi hep aynı davranışlar etrafında yaşayıp durma, aşırı düşük enerji, temizliğin yerini belirgin bir pislik alışkanlığının alması, dengesiz davranışlar da görülebilir.

…

Sevgili okurlar!

Şizofreninin ne olduğu, kimlerde olduğundan ziyade, hepimizin aklında kalması gereken ana konu; kendimizde bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiğimizde mutlaka bir uzmana gitmeliyiz, gerçeği!

Bu öyle bir denge ki nasıl anlatsam bilmem!

Bir yanda hastalık hastası kişiler var, doktor programlarının başından kalkmıyor, kim ne söylerse yapıyor, en ufak endişesinde koştur koştur doktorlara gidiyor. Nefes alsa, acaba doğru mu aldım, diye zihnini yoruyor! Diğer yanda hastalığını hiç umursamayan kişiler var. Yolunda gitmeyen halleri kendisi dışında herkes fark ediyor. Kişi umursamıyor, görmezden geliyor. Yakınları uyarıp bir uzmana gitmesini önerince, kendisine çok ağır hakaret edilmiş gibi kırılıp inciniyor. İnatla yardım almıyor!

En iyisi denge!

Kendisinin, düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının farkında olmak yani! Ufak tefek her şeyi abartmamak… fakat kendisinin dikkatini çekmese bile en yakınındaki insanlar uyarı yapıyorsa dikkate almak.

Son uyarım kaygı bozukluğu yaşayan okurlarımıza.

Endişelenmeyin! Bebek yüzlü bir sanatçı hastalandı haberini okudunuz diye siz de hastalanmazsınız! Tıpkı çok yüksek rakamlara transfer olan bir futbolcunun transfer haberini okuduğunuzda zengin olmayacağınız gibi…!

Sevgiler…

Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman&Psikoterapist) - Haber 7

www.yuzlesme.tv

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu