Golf düşmanlığı
Okurların bir kısmı, Harp Akademileri’ndeki İstanbul Golf Kulübü’nü ‘dua edelim burası yeşil alan’ diye savunmama kızmış: Efendim, neden ZAVALLI halk da bu alanlardan yararlanamıyormuş? Neden askeri arazide SEÇKİN İNSAN SPORU oynanıyormuş? Golf sahalarının sulanması için harcanan suyun miktarı, ne büyük ZİYANmış, dünya bunu konuşuyormuş... Fransa’da, Sarkozy’nin oynadığı golf sahasında sümüğünü çeken birisi de golf oynarken, neden bizde bu yokmuş?
Meğer golfün ne çok düşmanı varmış... Konu İspanya’daki gibi kıyıların talan edilip yüzlerce golf sahasının yapımı olsaydı, çevreci hassasiyetler anlamlı olacaktı. Ancak bahsettiğimiz alan, şehrin merkezinde, 17 delikli bir golf sahası.
Bu arada ben ne bir golf kulübüne üyeyim, ne de golf sporuna özel bir sevgi besliyorum... Ama Maslak’a her gidişimde Harp Akademileri’nin arazisine bakıp ‘Neyse ki burası askeri arazi, yapılaşma şansı sıfır’ diye düşünüyorum. İçindeki golf sahasını ‘çevre katliamı’ olarak göstermek ise gülünç... Sanki İstanbul’un su ve çevre kirliliği sorunu, golf sahalarından kaynaklanıyor! Buna karşılık, bazıları Harp Akademileri arazisinin değerini İETT arazisiyle karşılaştırdığına göre, buraya da inşaat yapıp rant sağlanmasını istediklerini anlıyoruz. Sanki golf sahalarını yok edip gökdelen diksek ya da halka açsak çevre ‘ihya’ olacak...
Ucuz edebiyatı bir yana bırakalım, gerçekleri konuşalım.
FUTBOL DA KİRLETİYOR!
1. Evet, golf sahaları gerçekten çevreye zarar veriyor. Bu tartışmalar 50 yıl öncesine dayanıyor. BM’ye göre dünyadaki golf kulüpleri günde 2.5 milyar galon (1 galon=3.78 litre) su harcıyor. Sahaların bakımı için kullanılan kimyasal diazinon 1988’de yasaklandı. Buna karşılık ‘çevre dostu’ golf çimi ve dönüştürülmüş/filtrelenmiş su kullanımı yaygınlaştı. O halde çevrecilik taslayanların sorusu şu olmalı: Bizim golf sahalarımızda bu kriterlere ne kadar dikkat ediliyor?
2. Antalya-Sorgun’da olduğu gibi ağaç keserek golf sahası yapmak olacak şey değil. Greenpeace raporuna göre golf sahalarının kıyılarda yapılması problem; diğeri de marinalar. Ama çevreye asıl büyük zarar veren faaliyet, dengesiz yapılaşma... Marina ve inşaat izinlerine eyvallah derken, golfe düşman kesilmek niye?
3. Gelelim golf alanlarında halkın da oynayabilmesi önermesine... Sanki golf sahaları halka açılsa millet koşa koşa gidip golf oynayacak! Önce varolan halka açık yerleri korumasını öğrenelim, sonra gözümüzü golf sahasına dikelim mümkünse...
4. Çevrecilikse, futbol endüstrisinin dünyadaki karbon ayak izine de bakalım. Araştırmalara göre futbol stadyumu ve antrenman sahalarının bakımı nedeniyle futbol kulüpleri de çevreye büyük zarar veriyor. Bu yüzden kalkıp futbol kulüplerini suçlayan, sahaları halka açılsın diyen var mı? Yok tabii. Manchester City takımı, kendi enerjisini üretmek için ilk adımı attı. Acaba bizim futbol kulüpleri çevreye nasıl katkıda bulunuyor? Acaba maça giden kaç kişi çöpünü topluyor? Golf sahalarındaki israfa isyan ederken bir de bunları düşünün. (Futbolun çevreye etkilerini merak edenlere: http://www.slate.com/id/2175478/)
5. ‘Askerin golfü’ konusunda eleştirilecek tek konu, bir okurun dikkatini çekmiş: Acaba TSK’da maddi yetersizlikten, karakol eksikliğinden söz ederken, yeni golf sahaları için para harcanması ne kadar doğru?
MEHVEŞ EVİN - AKŞAM
-
Mehmet Baltacı 17 yıl önce Şikayet EtTabiiki golf yapacak. Bizim Milli bir ordumuz olmadığından Yani Ordumuzun Eğitimi.Silahları. Yediği içtiği giydiği Amerikan sistemi ile ayni olduğundan.Yaptığı sporunda Amerikan olması gayet normal Yağlı güreş ve cirit yapıp.Horon ve Harmandalı oynayacak değil. Golf oynayıp vals yapacak. NF Kısakürek bahriye Mektebinde iken vals öğreten ingiliz in bayan partner olmadığından erkek erkeğe dans yaptırdığını yazıyorBeğen
-
Metin Yazar 17 yıl önce Şikayet EtEditör buna müsaade et.. Ben ne yazmışım?.. "Ordunun EN SEVDİĞİM yönü tabiat ve cevreyle iyi geçinmesi" Arkadaş ne yazmış?.."o da tek SEVDİĞİN yonunu de yazmissin" Anadili Türkçe olmayan biri bile bu ikisinin farkını mutlaka anlardı.Yazımı çarptırırken sıkılmadın mı? 2.Selim Edirne'den İstanbul'a geldiğinde, Bab-ı Hümayun'u tutan ve kendisinin içeriye girmesini engelleyen Yeniçerilere haber göndererek "Aralarında Türkce bilür var ise gelsin söyleyelüm" demişti.Kendimi birden onun gibi hissettim.Beğen
-
Metin Yazar 17 yıl önce Şikayet EtBen de mi şimdi PKK yandaşı oldum?. Baskın oluyor,çatışma başlıyor,3-4 saat sonra bizim helikopterlerimiz yardıma gidiyor.İstahbarat subayının günler öncesinden verdiği raporlardan ve Tütünceye 20 km uzaklıkta görüntülenen PKK'lıların varlığından hiç bahsetmeyeceğim.Beğen
-
Metin Yazar 17 yıl önce Şikayet Et"Bunun on katı önemli olay çuval geçirme olayında oldu!" demişsin. Cuval geçirilirken o birliğin komutanı Başbakan mıydı? Orada nöbet tutuyordu da gelenleri görmedi mi? Casus uçaktan görüntüleri ,gerekli birimden istihbarat raporlarını almasına rağmen nöbet yerinde uyudu mu? Nasıl olur da çuval 17 candan daha önemli olur? İstersen Çuval geçirmeyle,kendi topraklarımız içindeki Bayraktepe'nin ele geçirilmesini bir kıyasla.Hangisi ağır sence? Askerin başında başbakan değil Subay bulunur.Bir hata varsa sorumlusu da odur.Beğen
-
Metin Yazar 17 yıl önce Şikayet EtÇevreci ordu. Postalizme karşı olmak başka şey,Orduya düşmanlık başka şey.Askeri bölgelere golf sahası yapılsın ama uygun yerlere sağlam karakollar da yapılsın.Para yok mazeretinin arkasına sığınılmasın.Diğer yorumculardan farklı olarak askeri tesislerin şehir içinde olmasından rahatsız değilim.Çünkü nerede bir askeri bölge varsa orada ağaçlar ve mamur bahçeler var.Asker mülkü olduğu için hiç kimse oralara çirkin beton yığınları ve ucube gecekondular dikemiyor.Ordunun en sevdiğim yönü tabiat ve cevreyleiyi geçinmesiBeğen