Melih Altınok
Melih Altınok
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Türkiye’nin dünkü manşeti

GİRİŞ 28.10.2014 GÜNCELLEME 29.10.2014 YAZARLAR

 Manşetin resminde de çocukları Yüksekova’da sokak ortasında PKK tarafından katledilen annelerin resmi vardı.
Lafı hiç dolandırmadan, eğmeden bükmeden söyleyeyim. Gazetemin eylemleri 500. haftasını dolduran Cumartesi Anneleri’yle şehit annelerini birbirinden ayırıp, birini “gerçek” ilan etmesini doğru bulmuyorum. Benim için acıları, dertleri bir olan tüm annelerimizin feryatları aynı gerçeklikte.
Çünkü annelik, çocuğunun politik görüşlerine, eylemlerine, işine, görevini bakmaz. Bir annenin acısı, çocuğunun öldürülme ya da kaybedilme gerekçesine göre değerlendirilecek bir konu değil. Annelerin acısına saygı duymak zorundayız.
İkincisi, suç şahsidir. Çocukların eylem, görev ya da davranışları annelerini bağlamaz.
Üçüncüsü, bana göre Cumartesi Anneleri’nin çocuklarını kaybeden karanlıkla, Yüksekova’da üç gencimizi katleden karanlık aynı!
Bu gerekçelerle bugüne değin ne annelerden anne beğendim, ne de acıları yarıştırdım. Acıları ayırmamanın bana hakkaniyetimden bir şey kaybettirdiğini de düşünmüyorum.

Aynaya bakmak şart

Dün gazetenin manşeti üzerine yoğun tepki aldım; hatta tahmin ediyorum ki gazeteye gelenden daha fazla.
Bu tepkiler içerisinde, bugüne değin yukarıda tanımlamaya çalıştığım bir çizgide hareket edenlerden gelenler de vardı. Eleştirilerini ciddiye aldığımı ve hak verdiğimi açıkça söylüyorum işte.
Ama bir kesim var ki, kendilerine dönüp aynaya bakmalarını tavsiye etmek şart.
Bu zatlar, gazetelerinin son bir aydaki manşetleri, yazıları ve twitleri orta yerde dururken, kimden neyin hesabını soruyorlar, pişkinliğin bu kadarına pes!
7-8 Ekim olaylarında linçle, işkenceyle öldürülen Kürtlerden “yobazlıkla mücadelenin doğal sonucu” diye bahsedeceksin…
Sokak ortasında kan gölü içinde yatan üç gencin resmindeki tek sorunu “arkalarından vurulmaları” olarak göreceksin…
Geçici bir süre sivilliği engellenmiş olan yani “sivil” olan Mehmetçik katledildiğinde örgüte “misilleme” gerekçeleri bulacaksın…
Haftalarca işkence edilip öldürülen korucunun trajedisini yok sayacaksın, ufacık haber bile yapmayacaksın…
Sonra da kalkıp insanlıktan demokratlıktan bahsedeceksin. Evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri'nin meşruiyetini, haklılığını kullanıp siyaset yapacaksın.
Çocuklarımızın ölülerinden ölü beğenenler, barışa can attığını söyleyip savaşa can pazarlayanlar dayanabiliyorlarsa dönüp aydaki yansımalarına baksınlar.

yazının devamı için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL