Demirköy ilçesi adını metalürji ile ilgili zenginliğinden almış hiç kuşkusuz. Hem zengin maden yataklarına sahip olan, hem de Longoz ormanları milli parkının bulunduğu önemli ve güzel bir ilçe.

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un Fethinde top ve güllelerini ve diğer askeri teçhizatların dökümlerini yapan Fatih Dökümhanesi adındaki bu işletme, Osmanlıdaki “Samakocuk Dökümhane-i Amire” adıyla yüzlerce yıl hizmet vermiştir.

Yukarıdaki resimde görülen kalıntılardan elde edilen bulgulara göre üretimle ilgili elde edilen en önemli veri su gücüne dayanan bulgular. Kazı çalışmalarını yürüten Mimar Sinan Üniversitesi'nden Doç. Dr. Nurcan Yazıcı dökümhane ile ilgili makalesinde şu bilgileri veriyor:

“ Dökümhane'de, eritme fırınlarında gerekli olan yüksek ısıyı elde etmek için su çarkı ile tahrik edilen körüklerden yararlanıldığı belirlenmiştir. Su gücüyle çalışan çarkın çevirme gücü yatay bir milden yararlanılarak körüklere aktarıldığı tahmin edilmektedir. Nitekim Dökümhane'nin kuzeybatı yönünde, açık bir kanal vasıtasıyla suyun işletme alanına getirildiği bilinmektedir. Dökümhane'nin batı sur duvarı altından avluya giren, taş tonozlu bir su kanalı bulunmaktadır. Bağlantıları da olduğu anlaşılan bu ana kanal avlunun altından geçerek güney yönde devam etmekte ve alt kottaki üretim alanının ana elemanlarından biri olan demir çark sisteminin oturduğu kanala ulaşmaktadır.”

Kazı çalışmaları hala devam ediyor.

Fatih Dökümhanesinden sonra Demirköy ilçesinin en güzel beldesine,  Bulgaristan ile sınır komşusu olan İğneada'ya düşüyor yolumuz. Longoz ormanları milli parkının çevrelediği kasaba pırıl pırıl denizi, alabildiğine geniş kumsalları, oksijeni bol tertemiz havası ve mis gibi kokan kum zambağıyla gönlümüzü fethediyor.

Evet, adı “Kum Zambağı!”

Bembeyaz ve lale biçiminde açıyor ve denize paralel uzanan Longoz ormanında yetişiyor. Toprak kumlu toprak ve burada yetişen çiçekten topladığınız bir demet odanızı içinde saadet, huzur, güzellik ve safiyet olan tarifsiz bir kokuya boğuyor. Anti kanserojen olarak tıbbi bir faydası da olan çiçek, özellikle Kırklareli, Kocaeli, Sakarya ve Antalya sahillerinde yetişiyor.  Acilen koruma altına alınarak, soğanlarının çoğaltılıp seri üretime geçilmesi gereken önemli bir bitki Kum Zambağı!

Kilometrelerce uzayıp giden sahillerde tek tük insan görüyorsunuz. Bakir ormanı, kirletilmemiş gölü,  tertemiz denizi ve ayaklarınızda kayan kumsalıyla öylesine içten ve sıcak.

İğneada'da denizde insanlar yüzmüyorlar, adeta yürüyorlar! Kıyıdan yüzlerce metre ileride bile derinlik insanların bacaklarını aşmıyor ve deniz yüzeyi tamamen kum.  Çakıl ve kayalık neredeyse yok. Bu enteresan kasaba Bulgaristan ile komşu. Beğendik köyü bir sınır köyü, şirin mi şirin! El ve ayak değmemiş ve hala bildiği eski türkülerini söylüyor!

İğneada,-Demirköy yolu yer yer yapımı devam etse de neredeyse bitmiş güzel bir yol. Ulaşım rahat ve keyifli. Longoz ormanları, ıstrancalar ruhunuzu serinletiyor ve bu masal gibi gezinti bitmesin dedirtiyor. İğneada'da beş yıldızlı oteller, pansiyonlar, misafirhaneler ve müstakil evlerde konaklama imkanı mevcut.

Şayet derin bir sessizlik, huzurlu bir ortam, çiçek kokulu ve bol oksijenli bir hava, yürüyecek bir denizi olan bir yer hayal ediyorsanız İğneada sizi bekliyor…

Muhabbetle Kalınız.

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com