Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Rusya'da Putin'in nüfus kaygısı!

GİRİŞ 16.09.2013 GÜNCELLEME 16.09.2013 YAZARLAR

Başbakanın bir devlet adamı kaygısıyla tavsiye niteliğinde “üç çocuk” sözleri bazı kesimlerce özgürlüklere müdahale adı altında tartışmaya açılsa da bunun siyasi anlam taşımanın ötesinde bir anlamı ve dayanağı yoktur.

Eğitim gören gençlerin hayata karışma ve evlilik yaşı ortadadır.

Türkiye yakın bir gelecekte yaşlı nüfusunun öne çıkacağı bir ihtiyarlar toplumu olmaya namzet bir ülkedir. Bu üç çocuk meselesinin tamamen gelecek kaygısıyla söylendiğini hatırdan çıkarmamak gerektiğini hususan belirtelim.

Gazeteci -yazar Necmettin Turinay “Bir Yusuf Bin Züleyha” adlı kitabında ilginç bir konuyu gündeme taşımış. “Rusya'da Aile ve Nüfus” bahsinde ilginç bir anekdotu aktarıyor. Şöyle Diyor Necmettin Turinay:

Devlet Başkanı Putin ile zamanın Umum Rusya Müslümanları Müftüsü Talgat Tacettin arasında ilginç bir diyalog geçiyor. Putin aynen şöyle diyor:

-Müftü Hazretleri, Rusya olarak bütün ümidimiz sizde veya size kaldı. Çünkü Rusya'nın nüfusu artık artmıyor. Bu yolda sizin gayretlerinize ve teşviklerinize ihtiyaç duyuyoruz.”

Necmettin Turinay bu anekdotu anlattıktan sonra ilave ediyor:

Nasıl olur da Putin gibi birisi Müftü Talgat Tacettin'e böyle bir söz söyler? Söylese bile bu sözün bir ciddiyeti bulunabilir miydi?  Diyor ve ekliyor: Ancak Putin Duma'da yaptığı nüfusla ilgili canhıraş konuşmasında da aynı paralelde şunları söylüyor:

“Yaşlı bir ülke olma tehdidiyle karşı karşıyayız. Rusya olarak nüfusumuz her yıl 750 bin civarında azalıyor. Böyle giderse on beş yıl içinde nüfusumuzun yedide biri olan 22 milyon insanımızı kaybedeceğiz. “

Görüldüğü üzere sadece ülkemizde değil, Rusya gibi daha birçok ülke de nüfusla ilgili kaygılarını anlatan devlet adamları var. Bir ülkeyi idare etmek demek hem yatay hem dikey olan bütün unsurları hesaba katarak meseleleri birçok zaviyeden değerlendirmeyi ve uzak ve yakın hedefleri göz önünde bulundurmayı da içinde barındırır.

Ülkemizde bu hususu belirttiğimizde insanların önümüze koydukları nedenler ve eleştiriler bütünüyle ekonomik gerekçelere dayanır! Efendim işte işsizlik, okullaşma, sınavlar, üniversitelerin hali, mezuniyet sonrası travmalar vs. Bu hususta tamamen olmasa da kısmen haklı olduklarını söylemeliyiz. Asgari ücretle çalışma şartlarının ve buna bağlı olarak ekonomik koşulların gerçek anlamda çocuk yapmayı teşvik ettiği söylenemez. Devletin bu konuda daha ciddi, kapsayıcı, aileleri koruyucu ve ekonomik anlamda kalıcı önlemler alması gerekir.

Üniversitelerden mezun olmuş gençleri bir kuruma yerleştirememişken, önlerine sayısız sınavlar ve engeller koymuşken, insanların işsizlik ve hayatını idame noktasında derin kaygı ve bunalımları varken çocuk sayısını arttırma üzerine ne söylesek havada kalacağı aşikârdır.

Rusya'da boşanma oranı Yüzde 70!

Rusya'da özellikle kadınların alkol illetine müptela olmuş ayyaş erkekler yerine farklı ülkelere yönelip gençlik ve güzelliklerini ekonomik getirilere tahvil etmesi Rusya'nın en büyük handikapıdır.  Dindarlık düzeyindeki azalma nedeniyle, inanç noktasında uzun yıllar savunmasız kalmış bir toplum Rusya.   Boşanma oranının Rusya'da yüzde 70 civarında olduğunu hemen söyleyelim. Putin'in bile yakın bir zamanda boşandığı bir ülke Rusya!

Aileyi korumak!

Gençler arasında sağlıklı evliliği teşvik etmek için toplum olarak çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Yıl yıl yaşı kırkları bulmuş hiç evlenmemiş, bekar tanıdık sayısında artış olduğunu ibretle müşahede etmekten hüzün duyuyorum. Özellikle toplumumuzda bu durumdaki kızların sayısının hızla arttığını ifade etmekte yarar var.

Bunun birçok nedeni var elbette ancak en büyük sebebinin toplumsal değişiklikler olduğu ortadır. Ciddi bir beklenti potansiyeli içindeki kızların geçip giden yıllara rağmen, orta yaşı devirip yaşlılığa giden yolu hızla tüketmelerine rağmen orta halli bir evlilik yapmaktansa bekâr kalmayı tercih etmeleri bir vakıa.

39 yaşına ayak basmış bir kız arkadaşımın muhtemel evleneceği erkeğin yaşını en fazla kırk beş olarak belirlemesi ise çok ilginçti! Bu yaşın üstündeki adaylar kendisi için tercih dışı ve yaşlı oluyormuş!

Bu tür örneklerin sayısını artırmak mümkün. Ancak bu kızlarımızın bu ruh haletine nasıl girdikleri, gerçekleri görme ve hayatlarına uygulama noktasında neden zafiyet gösterdikleri ayrı bir yazının konusu olmakla birlikte bu durum, bizim aile kurumumuzun çok yakın gelecekte hiç de parlak durumda olmayacağının en önemli ip uçlarından birisidir. Bu türden olaylara sebebiyet vermemek adına gerekli önlemlerinin alınması noktasında hep birlikte el ele verip geleciğimizin temellerini atmamız elzemdir.

Aksi takdirde bu “üç çocuk” sayısını beşe altıya çıkarsak da durumu kurtaramayız!

Muhabbetle.

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL